Edebiyat zincirinin yeni bir halkası

Doğan Hızlan başkanlığında, Yavuz Ekinci yazmanlığında, Prof. Dr. Nüket Esen, Prof. Dr. Şara Sayın, Doç. Dr. Füsun Akatlı, Prof. Dr. Tahsin Yücel, Semih Gümüş ve Demet Taner'den oluşan Ödül Seçici Kurulu, ödül yönetmeni Nail Güreli'nin yanı sıra bu ödüle önceki yıllarda değer görülmüş yazarların ve Haldun Taner ile çalışmış, dost olmuş konukların da hazır bulunduğu törenin sunuculuğunu CNN Türk spikerlerinden Pınar Esen üstlendi. Haldun Taner'in yaşamını ve yapıtlarını fotoğraflar eşliğinde anlatan kısa bir tanıtım filmiyle yapıldı açılış. Türk edebiyatının ve tiyatrosunun yeri doldurulmaz yazarlarından biri olan Haldun Taner'in Milliyet gazetesiyle özel bağı da vurgulandı burada. Taner, Milliyet'te Abdi İpekçi'nin önerisiyle 1974 yılında başladığı köşe yazarlığını, kendisini kaybettiğimiz 1986 Mayıs'ına dek sürdürmüştü. Milliyet gazetesi tarafından Haldun Taner'in anısına düzenlenen Yılın Öykü Ödülü, önceki akşam Suna-İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi'nde düzenlenen bir törenle, ödüle "Ağula" adlı kitabıyla değer görülen Sibel K. Türker'e takdim edildi. Açılış konuşmasını yapan Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Haldun Taner'in, 14 yıl süreyle fıkra yazarlığı yaptığı Milliyet'in saygın çizgisinin şekillenmesinde büyük emeğinin geçtiğini belirterek, "Milliyet'i Milliyet yapan değerler ile Haldun Taner'in temsil ettiği sağduyu, hoşgörü, tevazu, ağırbaşlılık gibi değerlerin çok iç içe geçtiğini" söyledi. Ergin, 20 yılı geride bırakıp artık kurumsallaştığını kanıtlayan bu ödülü sürdürmenin Milliyet gazetesi için büyük bir değer olduğunu da ifade etti. Ergin: Ödül artık kurumsallaştı Hızlan'ın ardından kürsüye gelen Seçici Kurul üyesi ve Haldun Taner'in eşi Demet Taner, konuşmasında şunları söyledi:"Milliyet gibi bir gazete, Haldun Taner gibi bir isim ve özenli bir jüri bir araya geldiği zaman, bunun doğal sonucu olarak her yıl yüzlerce kişi başvurdu. Ödülü alanlar arasında kendini kanıtlamış yazarlar olduğu kadar ismi duyulmamış gençler de vardı. Bu ödül genç yazarlar için bir umut halini aldı. Ben de bu ödüle devam edileceği umudunu gönlümde yaşatıyorum." Demet Taner: Genç yazarlar için umut Son söz, ödülün sahibi Sibel K. Türker'indi: "Edebiyatın sonsuz bir arayışın, uzun, çok uzun bir yolculuğun, insan denen olağanüstü şaşırtıcılığın peşinde eşsiz bir varoluşsal serüven olduğunu bilerek, bilmenin verdiği sorumlulukla yazıyorum. Toplumsal olarak edebiyata en az ihtiyaç duyduğumuz bir zaman dilimindeyiz. İnsanın kendi özhikâyesine, bilincine ve hafızasına yabancılaştığı bu zamanlarda yazmak kadar ve ondan da önemlisi okumanın bizi kendi merkezimize daha çok yaklaştıracağına, bizi benzersiz olan kendimize ve yine benzersiz olan ötekine tanış kılacağına, her şeyin yeniden ve büyük bir özgürlük duygusuyla inşa edileceğine olan inancım beni yazmaya iten. Son olarak, bana devam etme cesareti veren, beni bu ödüle değer gören sayın Seçici Kurul üyelerine, burada bulunan herkese çok teşekkür ederim. Sağ olun." Türker: Edebiyat sonsuz bir arayış Doğan Hızlan, Sibel K. Türker'i kutlayarak başladığı konuşmasına, eserlerini her okuyuşunda kendisine yeni bir ufuk açan Haldun Taner'e teşekkür ederek devam etti. Hızlan, 'zamansızlığın sırrını bulmuş bir yazar' olarak tanımladığı Taner'in edebiyatını "Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu" ve "Ayışığında Çalışkur" eserlerini örnek vererek anlattıktan sonra, ne zaman bir tiyatro yazısı yazmak istese "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" oyununa başvurduğunu söyledi. Hızlan, ödülün Sibel K. Türker'e verilmesini ise şöyle açıkladı:"Bir yazarın yapıtlarında sadece kendi yarattıkları, buluşları, kişiliği yoktur. İyi yazarda, iyi edebiyatçıların izdüşümleri vardır. Biz Sibel K. Türker'de bunu bulduk. Onun o yalnızlığında Haldun Taner'i, Onat Kutlar'ı, Tahsin Yücel'i bulduk. Bir edebiyat zincirinin devam etmesi de ayrıca bir gerekçeydi ödülü Türker'e vermemizde." Hızlan: Bir edebiyat zinciri devam ediyor GÖRÜŞLER Haldun Taner bana bir gün dedi ki, "Varlık'ta çıkan şiirlerinizi çok beğeniyorum, neden düzyazı denemiyorsunuz?" Ben de cevap verdim: "Bekliyorum, biriktiriyorum." "Beklemeye başladıysanız daha 40 yıl beklersiniz" dedi. Ben de gerçekten 40 yıl sonra yazmaya başladım, takip eden 2 yılın sonunda da Haldun Taner Öykü Ödülü'nü aldım. YİĞİT OKUR (2002 Haldun Taner Öykü Ödülü sahibi) Haldun Taner hepimizin yolunu ışıtan bir usta. Gerek Türk tiyatrosunda gerekse öykücülüğümüzde bir nirengi noktası. Onun izinden gitmek ve günümüz koşulları içinde onun söylediklerinin üzerine yeni bir şeyler koymak gerçekten bir edebiyatçının yapması gereken işlerden biri. Sibel K. Türker de bu işi hakkıyla yerine getiren bir yazar. ÖZEN YULA (2001 Haldun Taner Öykü Ödülü sahibi) Bu yıl ödülü alan Sibel K. Türker'i ilkin denemeleriyle tanıdım, ilk defa bu kitabıyla da öykülerini okudum. Deneme gerçekten insanı ele veren bir tür. Denemelerini okuduğumda Sibel K. Türker imzasının arkasında yetenekli ve anlatılmaya değer dünyası olan bir insan bulunduğunu tahmin etmiştim. Yanılmadığımı görmek bir kez daha sevindirdi. DOÇ. DR. FÜSUN AKATLI (Seçici Kurul Üyesi) VEDAT TÜRKALİ: Bana ilk ödülümü veren Milliyet oldu, "Bir Gün Tek Başına" romanım için. Bu nedenle de özel bir yakınlık duyuyorum Milliyet gazetesine ve sağlığım el vermese de bugün olduğu gibi mutlaka gelirim törenlerine. Haldun Taner de dostumdu, sempatim olan bir edebiyatçıydı. Epik tiyatroyu popüler bir biçimde verebildi. ENGİN CEZZAR: Haldun Taner'e layık bir ödül oldu. Şu geçen 20 yıla bakıyorum da, ödülü alanlar çok parlak insanlar. Çok senelere...GÜLRİZ SURURİ: Beni bu akşam en çok etkileyen, Doğan Hızlan'ın konuşması oldu. Hızlan'ın Haldun Taner'i anlatışı usta işiydi. Çok iyi değerlendirdi bir edebiyatçı olarak. Ben de her yazımda, söyleşimde Haldun Taner'in her zaman çağdaş kalacak bir yazar olduğunu söylemişimdir. Görüyorum ki doğru bir tespitmiş. "Ağula"yı da hemen alıp okuyacağım.ORHAN DURU: Çok güzel bir tören oldu, Haldun Taner'e değer. Başka yazarların da böyle ödüllere kavuşmasını isterim. Böyle bir ödül yazara hem bir heves hem de sorumluluk getirir. Haldun Taner'e layık bir ödül