Kokular ne anlatıyor?

Beynimizi nasıl kullandığımız ile ilgili yıllar önce bir kitap okudum. Kitaptan, Albert Einstein’ın beyninin sadece yüzde 10’unu kullandığı şeklindeki duyumun yanlış olduğunu, aslında herkesin beyninin yüzde yüzünü kullandığını öğrendim. Sonrasında da bu konu üzerine araştırmalar yapmaya başladım. Beynimizin çalışması ve yapısı ile ilgili haber yaptıkça, konunun gizemi ve güzelliğine hayran kaldım. Bu alanda haber yapmanın ötesinde daha da derinlemesine araştırmalara başladım. Bazen gecenin bir yarısı kalkıp aklıma takılan bir konuyu saatlerce araştırıyordum. Yetinmeyip o alanda çalışan bilim insanları ile irtibata geçiyordum. Aslında bilimin çok eğlenceli olduğunu ve sade şekilde anlatıldığında herkesin seveceği düşüncesi ile haber yapmaya devam ettim…

Haberin Devamı

Beynimizin çalışmasındaki mekanizmalar ile ilgili konuları ele almaya devam ederken, bir gün telefonum çaldı. Koku ile ilgili haber serimi çok beğendiklerini ve genişleterek kitap olarak yayınlamak istediklerini söylediler. Sanırım telefonu kapatınca mutluluktan attığım çığlığıma annem ve babamın şaşkın bakışları eşlik etmişti. O an hayatımın kırılma noktalarından biriydi. Yıllarca hayalini kurduğum çalışma için adım atılmıştı. Böylece Kokuyla Keşfet isimli kitabım hem benim için hem de alanında ilk oldu.

Koku hayatımızı nasıl etkiliyor, hiç düşündünüz mü?

Anne karnında oluşan ilk duyumuz koku duyusudur. Doğduğumuzda da duyulan kokularla birlikte anılar birleşir ve bu nedenle bir kokuyu tekrar duyduğumuzda bizi, ilk o kokuyu duyduğumuz andaki ruh haline götürür. Buna “koku hafızası” denir ve en güçlü hafızamızdır.

Tüm duyularımızı beynimizde bekçi görevi gören Talamus denetler. Ancak evin yaramaz çocuğu gibi denetimden geçmeyen tek duyumuz kokudur! Böylece çevremizdeki kokunun değişimini hemen algılayabiliriz. Tabii “koku körlüğü” diye bilinen bir durum yaşanmıyorsa. Bazı insanlar koku almazlar ki grip ya da nezle olduğunuzda koku alamadığınızı düşünün.

Koku parmak izi gibidir!

Parmak izimiz eşsizdir. Her insanın kokusu, aynı parmak izi gibi tektir. Bu durum aslında eş seçimini de etkiler. Çünkü sevdiğiniz insanın ten kokusunu sevmeniz, ileri dönemde çocuğunuz olduğunda onun daha sağlıklı genlere sahip olmasını sağlayabilir. Nasıl mı? Kokusu güzel gelen karşı cinsin sahip olduğu MHC geni, sizdekinden farklıdır.

Haberin Devamı

Her iki ebeveynde bulunan MHC geni ne kadar farklı olursa doğacak olan çocuğun hastalıklara karşı direnci o kadar fazla olur. Elbette ki genlerdeki dizilimi gözle görmek ve ona göre eş seçmek imkansız. Ancak, kişiye has olan bu kokuyu, MHC geni verir. Aslında eş seçimini genlerimizin kontrol ettiği söylenebilir.

Koku aşk hayatımızı da etkiliyor!

Koku ve aşk ile ilgili konu geçtiğinde çok sık dile getirilen bir araştırma vardır. 49 kadın ve 44 erkek seçilir, erkeklere iki gece giymeleri için temiz tişört verilir. Bu tişörtler iki gece boyunca hiç çıkarılmaz, yıkanmaz ve herhangi bir parfüm veya kokulu sabun kullanılmasına izin verilmez.

İki gün sonra tişörtler ayrı ayrı sepetlere konarak kadınların bunları koklaması, koku aracılığıyla hangisinin kendilerine güzel ve seksi geldiğini belirtmeleri istenir. Daha sonra söz konusu erkek ve kadınlar bir araya getirilerek yine kadınlardan kendilerine en iyi partner olabilecek kişileri göstermeleri istenir. Kadınlar kokusunu en çok beğendiği tişörtlerin sahiplerini seçer. Seçtikleri bu kişiler gen yapıları kendilerinkinden en farklı olan kişilerdir.

Haberin Devamı

Kokular bunların dışında birçok alanda hayatımızı etkiler. Bir duyumuzun ne derece önemli olduğunu ve hayatımızı nasıl etkilediğine kısaca değinmek istedim. Bazen hastalıkların ön belirtisi olan koku, bazen de alışveriş yaparken bizi farkında olmadan yönlendirir. Kısaca hayatı kokuyla keşfetmek için bakmanız dileğiyle…

www.esraoz.com

https://twitter.com/fesraoz