Genel Sağlık Estetikte son nokta

Estetikte son nokta

09.08.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Estetikte son nokta

Estetikte son nokta


Kendilerini mutlu ve daha genç hissetmek isteyenler, soluğu plastik cerrahların kapısında alıyor. Her 100 kişiden 15-20’si ise ‘erkek’


       Güzelleşmek tutkusu, sadece kadınların değil, erkeklerin de başını döndürüyor. Plastik cerrahide yaşanan son gelişmelerle, mükemmele yaklaşmak neredeyse mümkün hale geldi. Kişinin canını sıkan en küçük kırışıklıktan, yağların alınmasına, burun estetiğinden, kaş estetiğine kadar tüm çaba, daha güzel, daha genç, daha verimli ve yüksek moralli olabilmek için. Estetiğin bir çılgınlık mı yoksa gereksinim mi olduğu sorusunun cevabını International Hospital Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği Şefi Op. Dr. Nuri Soysal veriyor. Op. Dr. Soysal, Milliyet 2000’e estetik cerrahide yaşanan son gelişmeleri ve son eğilimleri anlattı.

       Sosyal bir olgu
       Op. Dr. Nuri Soysal, "Karnını doyurmaktan aciz insanlardan oluşan toplumlarda, bu tür düşüncelere kapılmak oldukça zor" diyor. Soysal, estetik operasyonların bir nevi paranoya mı yoksa bir ihtiyaç mı olduğu sorusuna kesin cevap veriyor: "Kesinlikle bir gereksinim. Çünkü bu operasyonların tamamı mutluluk için yapılıyor. Ama kimseye zorla estetik değişiklik önermiyoruz. Burada kriter, kişinin kusur olduğuna inandığı sorununu kafasında netleştirmesi. Herkesin ufak tefek sorunu olabilir. Estetik yönden kusurlu olduğuna inanıp, bunu gerçekten problem haline getiren insanlara yardım edebiliyoruz. İnsanın problemi nasıl algılayıp, kendini nasıl hissettiği çok önemli. İnsanların beklentileri ve sizin ona verebilecekleriniz çok önemli. Verebilecekleriniz ile çıkacak sonuç arasında büyük farklar olmamalı. ‘Estetik cerrahi kişileri muazzam hale getiriyor’ yaklaşımı tıbbi ve doğru bir gerekçe olamaz."

       Erkekler de yaptırıyor
       Son yıllarda artan oranlarda daha bakımlı, genç ve daha yakışıklı görünmek isteyen erkeklerin sayısı giderek artıyor. Artık her 100 estetik operasyon hastasından 15’i hatta 20’si erkek. Soysal, bunu erkeklerin toplumda var olma çabası olarak yorumluyor. Fiziksel önyargıların arttığı bir toplum olmaya başladığımızı itiraf eden Op. Dr. Soysal, "İlk görüntü çok önemli. Erkekler de bundan payını alıyor. Eskiden gizli estetik olurlardı. Artık eşleriyle birlikte gelip karar veriyorlar. Birlikte ameliyat olan birçok hastam var"diyor.

       Yenilikler
       AMELİYAT tekniğindeki gelişmelerin yanısıra, malzemelerde gelişmeler daha hızlı seyrediyor. Son yıllarda teknolojiye lazer damga vurdu. Lazerin ayarlanabilir dalga boyları, müdahale edilecek bölgeye göre değişiyor. Siyah noktalara başka, kırmızı kan dokularına farklı, kıl köklerine farklı, yüzün belli yerlerine farklı dozda lazer uygulanıyor. Geçtiğimiz beş yıl lazer devriydi. Şu anda geçerli olan yaklaşım ise, endoskopik yöntemler. Daha az kesiyle, daha az izle yapılan kapalı cerrahi teknikleri devrede. Endoskopik cerrahi, meme cerrahisi, gözkapağı, karın ameliyalarında çok başarılı sonuçlar veriyor. Lazerin, astetik cerrahide abartılı kullanıldığı yönünde bir görüş hakim. Artık, genel cerrahi teknikleri ve endoskopik yaklaşımlar ön plana çıkıyor.

       Doğru-yanlış kılavuzu
  • Burun ameliyatı, sıcakta veya soğukta olmaz diye bir yaklaşım doğru değil. Burun estetiği, her zaman, her şekilde, sağlıklı insanlara uygulanabiliyor.
  • Meme ameliyatlarının da mevsimi yok.
  • Slikon meme protezleri artık son derece kaliteli. Kanser riski kesinlikle yok.
  • Vücut şekillendirme ameliyatları sağlıklı insanlara, işinin ustası bir plastik cerrah tarafından uygulanmalı. En fazla, 1.5 - 2 litre yağ alınır diye bir yaklaşım yok. Genel vücut yapısıyla orantılı olmak kaydıyla, 4 - 7 litreye kadar yağ alınabiliyor.
  • Yüz estetiği yaptıranların, operasyon sonrası en az 3 hafta süreyle, güneşten korunmaları şart. Lazer ameliyatları, bu yüzden daha çok kışın yapılıyor.
  • Karın germe ameliyatları ve benzeri operasyonların, hiçbir riski yok. İdeal olan, ehil bir plastik cerrah tarafından yapılması.
  • Estetik operasyonların yaşla veya cinsiyetle ilgili hiçbir kısıtlaması yok. Sadece dış travmalardan ve güneşten korunmak gerekiyor.
  • Benlere yapılan müdahaleler noktasında da yanlış kanılar söz konusu. Benlere bilinçli ve düzgün bir şekilde müdahale edilmesi öneriliyor. ‘bene dokunulmaz’ diye bir eğilim yanlış.


  • Yazarlar