Endometriozisin erken tedavi edilmediğinde eşlik eden (komorbidite) hastalıklarda artış yaşanacağını ifade eden Prof. Dr. Attar, sözlerine şöyle devam etti: “Adet görmeye başlayan genç kızlarda ağrılar şiddetliyse, okuldan veya işten kalmasına sebep oluyorsa ve yaşam kalitesini etkiliyorsa bunun mutlaka araştırılması gerekir. Hastalık ilerlediği takdirde yumurtalıklara zarar verir ve kist oluşturabilir. Bu kistler hem kendileri hem de oluşturduğu biyokimyasallar yüzünden yumurtalık kapasitesinde düşmeye neden olabilir.”
Endometriozisin özellikle yumurtalık kanserine neden olabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erkut Attar, “Ayrıca meme, mide ve bağırsak kanserleriyle bağlantılı olduğu düşünülse de bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Bu nedenle hastalık ne kadar erken teşhis edilirse riskleri azaltmak o denli mümkün olabiliyor. Dolayısıyla kadınların düzenli sağlık kontrolleri çok önemli” dedi.
En önemli sorunun tanı koyulma süreci olduğunu çünkü farkındalığın düşük olduğunu dile getiren Prof. Dr. Attar, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Genç kızlarda adet ağrıları ‘evlenince ya da doğurunca geçer’ şeklinde geçiştiriliyor. Bundan dolayı da tanı koyma süresi 7 yılı buluyor ve bu hastalar tedaviye başlamadan önce ortalama 7 hekim dolaşıyor. Yaşanan zaman kaybı hastalığın ilerlemesine ve daha ciddi sorunlarla karşımıza çıkmasına neden oluyor. Sonrasında eşlik eden hastalıklar dediğimiz komorbidite daha sık görülmeye başlıyor veya kısırlık derinleşiyor. Endometrioziste ağrılar kontrol edilebiliyor ama tekrarlayan bir hastalık. Bu yüzden hastayı sürekli gözlem altında tutmak gerekir.”