-Yıllardır saçlarınızın rengini hiç değiştirmemiş olmanıza rağmen kendinizi nasıl ikna ettiniz?
Hayatımda “asla değiştiremem” dediğim şeyler çok azdır, ancak yine de saçlarım “asla değiştiremem” dediğim bu birkaç şeyden biriydi.Son zamanlarda aynaya baktığımda hep aynı kadın olduğumu fark ettim ve yeni bir şeyler denemek istedim. Saçımız değişince duruşumuz, bakışımız bile değişiyor. Yıllardır saçlarım konusunda radikal bir karar vermek istiyordum, ama bir türlü cesaret edemiyordum. Hatta verdiğim en radikal karar onları uzatmak veya bakım yaptırmak gibi şeyler oldu. Bütün arkadaşlarım, kuzenlerim saçlarını değiştiriyor, boyuyor, kesiyor. Bense hep aynıydım. Camdan atlamalı, motorlara binmeli rolleri bile dublörsüz oynamaya ısrar edecek kadar “cesur” görünen ben, konu saçlarımı boyamaya geldiğinde konuyu değiştirmeye çalışıyordum. Dizilerde, filmlerde, dergilerde, yer aldığım tüm projelerde hep aynı saçlarla karşınıza çıktım. Sonunda , “Değişmem Lazım” dedim ve istediğim yoğun renk için sadece Koleston’a güvendim. Saç rengimi değiştirerek kendimi baştan yarattım. Kendimi artıkmasalsı bir karakter gibi hissediyorum. Kızıl ne güzelbir saç rengiymiş...