Henüz bu virüse karşı bir aşı geliştirilemediğinden bulaşmayı ve hastalığı önleyecek bir yol yok o yüzden, korunmak en etkili yöntem. Uçuğu olan kişilerle temastan kaçınmalı, ortak eşya kullanımını kısıtlanmalı, sarılma ve öpme davranışlarından uzak durmalıyız.
Uçuk çoğu zaman diş hekimi ya da cildiye uzmanlarının görerek kolaylıkla teşhis koyduğu bir rahatsızlıktır ve kesin teşhisi için ise su dolu veziküllerden sürüntü örneği alıp laboratuvar testlerine başvurabilir.
Uçuğun geleneksel tedavisinde asiklovir türevi antiviral ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar krem, hap ya da şiddetli durumlarda iğne (enjeksiyon) yoluyla kullanılabilir.
İlaç tedavisine ilk 1-2 günde başlamak ağrılı süreci hafifletmek ve lezyonun büyüklüğünü önlemek adına önemlidir. Bu ilaçların dezavantajları ise bazı istenmeyen yan etkiler, virüslerin bu ilaçlara direnç geliştirmesi ve sonraki tekrarlayan ataklarda yeteri etkiyi göstermemesidir.
Çoğunlukla bir kez uçuk çıkan yerde tekrar çıkması çözülemeyen diğer bir problemdir. Uçuğun ilaçla etkili bir tedavisi olmaması kişiye hem sosyal hayatta kısıtlanma hem de estetik açıdan rahatsızlık verebilir.
Diğer yandan gelişen lazer teknolojisiyle birlikte herpes virüslerinin tedavisi artık oldukça etkili olmaktadır. Lazer ışınlarına maruz kalan bölgedeki virüslerin hızlı şekilde inaktivasyona uğraması ağrılı sürecin kısa sürede son bulmasını sağlamaktadır.
Yapılan çalışmalara göre lazer ile tedavi edilen bölgelerde ilaç ile tedavi edilenlere oranla nerdeyse bir daha hiç uçuk çıkmaması lazer tedavilerini gün geçtikçe daha popüler bir tedavi seçeneği yapmaktadır.
İlaç tedavisine göre tekrar uçuk çıkma ihtimalinin çok düşük olması, kişilere kısa sürede etki göstererek konfor sağlaması, uygulamasının oldukça basit ve ağrısız olması, kullanılan antiviral ilaçların yan etkilerinin ve ilaç etkileşimlerinin olası zararlarının önüne geçmesi özellikle yaşlı bireylerde ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ilaç etkileşimlerini azaltarak hızlı iyileşme sağlamasını sayabiliriz.