Hamilelik sırasında hormonal değişikliklerin kabızlığı arttırdığını ve basınç artışına bağlı olarak da hemoroide sık rastlandığını hatırlatan Prof. Dr. Atalay, “Doğum sırasında aşırı ıkınma ile hemoroid daha çok büyür ve emzirme dönemde şikâyet yaratmaya devam eder. Ancak hamilelik sırasında bebeğe etkileri açısından hemoroid ilaçları kullanılmaz, doğum sancılarını erkenden başlatabileceği için sıcak su banyosu da önerilmez. Bu sebeple hamilelik ve emzirme sürecinde hemoroidal hastalıklar konusunda yaşam tarzı ve beslenme dışında bir tedavi yöntemi tavsiye edilmez. Hastanın şikayetleri doğumdan sonra da devam ederse, hemoroid ameliyatı en az 6 ay sonra yapılabilir” şeklinde konuştu.
Kabızlığa meyilli kişilerin özellikle dikkat edebileceği bazı noktalar olduğunu paylaşan Atalay, “Tuvalete çıkmayı kolaylaştıran lif bakımından zengin meyve ve sebze ağırlıklı bir beslenme düzenini benimsemek, dışkılama esnasında uzun süre ıkınmamak ve gün içinde bol su içmek gibi basit ama etkili yaşam tarzı değişiklikleriyle hemoroidin önüne geçilebilir. İlaç tedavisinde ise hemoroid damarlarını büzüştüren ilaçlar kullanılabilir. Bu tedavi yöntemi kanamayı ve ödemi azaltabilir ancak rahatsızlığı tamamen yok etmez bu yüzden en etkili seçenek standart hemoroid ameliyatıdır” bilgilerini verdi.
Hemoroidin ciddiye alınmadığı için tedavisine başlanılamadığı durumlarda bölgedeki kanamaya bağlı olarak ciddi bir anemi yani kansızlık gelişebileceğinin altını çizen Atalay, “Bunun sonucunda da ufak bir efor ile nefesinizin daralacağı kadar yorgun hissetmeye başlarsınız. Ten renginiz soluklaşır. Anemi özellikle ileri yaşlarda kalbi ekstra yorar ve hatta kalp yetmezliği bulguları ortaya çıkartabilir. İhmal edilen hemoroidler dışarı çıktıktan sonra ödemlenip yeniden içeriye giremeyebilir, makattaki şişlik de artacağı için bölgede kangrene ve ülserlere zemin hazırlanır. Bu gibi senaryolarda acil ameliyat şarttır, ani müdahalelere mecbur kalmadan yani hastalığın ilerlemesini beklemeden bir sağlık merkezine başvurmak çok önemli” diye konuştu.