Erken dönemde fark edilen poliplerin kolonoskopiyle çıkarılması sonucu kolon kanserinin tedavisi sağlanabiliyor. Ancak bunun için bir tane, mantarsal tipte polip bulunması ve sapta herhangi bir tümör olmaması gerekiyor. Düzenli kolonoskopi yaptırılmadığı durumlarda ise söz konusu kolon kanseri türleri daha ileri evrelerde kendini gösteriyor. Bu şartlarda temel bir cerrahi yaparak, kalın bağırsağın tümünün çıkarılması gerekebiliyor. Multiple polipozis denilen ailesel poliplerin varlığında, kalın bağırsağın tamamına polip yerleşebileceği için tümünü çıkartmak gerekebiliyor. Bu tür cerrahilerin mümkün olduğunca lenf bezlerini de içine alan geniş bir yelpazede uygulanması gerekiyor. Bu sayede, vücutta gözle görülen bir tümör kalmaması da sağlanabiliyor.
Kolon kanserlerinde, karaciğer yayılımı da olabiliyor. Ancak bu tablo, hastanın tedavi edilemeyeceği anlamına gelmiyor. Diğer kanser türlerinden farklı olarak karaciğere yayılım varsa aynı seansta kalın bağırsak tümörünün cerrahi olarak çıkarılmasıyla birlikte karaciğer tümörünün yani metastazının da olabildiğince alınması tavsiye ediliyor. Özellikle rektum denilen, kolonun çıkışına yakın olan tümörlerde ise makat bölgesine yakınlığı önem kazanıyor.
Cerrahiyle tedavi edilen kolon kanseri hastalarının büyük çoğunluğuna kemoterapi, bazen de radyoterapi verilebiliyor. Kolon kanserinde multidisipliner tedavi yaklaşımı, bu noktada devreye giriyor. Hastalar, onkoloji uzmanının da aralarında bulunduğu bir ekip tarafından takip ve tedavi ediliyor. Tedaviye genellikle cerrahiyle başlanıp, ardından kemoterapi yapıldığını ancak tümörün aşağıda, makata yakın bölgede yer alması halinde öncesinde kemoterapi ve radyoterapiyle tümörün evresi küçültülebiliyor.
Tümör cerrahi sınırlara geldikten sonra ameliyatla alınabiliyor. Buna sandviç tedavisi adı veriliyor. Bazı durumlarda ise önce kemoterapi, ardından cerrahi uygulanıyor. En son da gerekli hallerde kemoterapi radyoterapi ile kombine edilebiliyor.