‘Die Hexe von Buchenwald’ Buchenwald cadısı, 1937-1941 yılları arasında Buchenwald'ın, 1941-1943 yılları arasında da Majdanek toplama kampının amiri olan Karl Koch'un karısıydı.Ilse Koch, kocasından dolayı elinde olan mutlak güçten sarhoş, mahkumlar karşı sadist ve acımasız davranışlar sergiliyordu. Öldürttüğü esirlerin derilerindeki dövmeleri kesip biriktirmesiyle ünlüydü.1940 yılında bir spor tesisi kurdu ve masrafının büyük bölümü mahkumlardan çıkarıldı. 1941'de kampta kadın nöbetçilerin şefi oldu. Savaştan sonra müebbet hapse mahkum edildi.135 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Koch, 1 Eylül 1967'de Aichach kadınlar hapishanesinde kendini astı.
Doğum: 1923; Ölüm: 1945Bir diğer Nazi eseri olan Irma Grese, Ravensbrück, Auschwitz ve Bergen-Belsen toplama kamplarında çalıştı. Mart 1943'te kadın nöbetçi olarak Auschwitz'e transfer olduktan sonra çok değil, bir sene içerisinde kamptaki en yüksek mertebeli ikinci kadın görevliydi.30 bin kadın Yahudi mahkumdan sorumluydu. Görevleri arasında yarı aç eğitimli köpeklerle mahkumları parçalamak, cinsel istismar, keyfi ateş etmek, sadistçe dövmek ve kamçılamak ve gaz odası için mahkum seçmekti. Esirlere fiziksel ve psikolojik işkence etmekten son derece hoşlanan bu kadın, güzelliğinden dolayı "Ölüm meleği" diye anılıyordu. Beraber yargılandığı 11 kişiyle 13 Aralık 1945'te asıldı.
Doğum: 1956Ömür boyu hapse çarptırılan ilk Avustralyalı kadın olan Katherine Knight’ın ilişkilerde şiddet dolu bir tarihi var. 2001'de, ayrılmış olmalarına rağmen boşanma davası devam eden kocası John Charles Thomas Price'ın vücudunu önlü arkalı 37 yerinden bıçakladı. Daha sonra derisini yüzdü ve oturma odasındaki bir çengele astı.Cesedin kalanını da parçalayan korkunç kadın, kafasını tencereye, kalçasından aldığı parçaları ise fırına koymuş ve garnitür olarak haşladığı sebzeler ile çocuklarına yedirmeyi planlamıştı. Ancak polis erken davranıp, kadını tutukladı.2006’ya kadar süren davası sonucu ölüm cezasına çarptırıldı.
Kontes Elizabeth Bathory, Macar/Slovak tarihinin en kötü şöhretli seri katili olarak bilinir. Hayatının büyük bölümünü geçirdiği Csejte şatosunda çalışmak üzere iyi maaş vaadiyle çağrılan köylü genç kızlar bir daha hiç görülmüyorlardı.Kurbanlarını uzun bir süre boyunca acımasızca dövüyor ve onlar ölene kadar işkence ediyor ve karşılarına geçip izliyordu. Kontes 1585 ile 1610 yılları arasında en az 650 kadını işkenceden geçirip öldürmüştü.Bathory 1611'de kendi kalesine hapsedildi. Asil kanından dolayı mahkemeye çıkarılıp yargılanmadı. Yemek verilmesi için küçük bir deliği olan bir odaya hapsedildi ve üç yıl sonra açlıktan öldü.Bathor’nin kurbanların kanlarıyla yıkanmak gibi sapık bir zevke ve bu şekilde sonsuza kadar genç kalacağına inandığına dair inanç, en azından bu, şehir efsanesinden başka bir şey değil…