Türkiye'nin "Kaptan Cousteau"su Doç. Dr. Bayram Öztürk, mücadeleyi kazandı. İlk deniz parkımız Gökçeada'nın bozulmamış maviliği insan etkinliğine yasaklandı
Önay Yılmaz
Artık Türkiye'nin de bir sualtı parkı oldu. Türk Deniz Araştırmaları Vakfı'nın (TÜDAV) Gökçeada'da ilk kez bir deniz parkı oluşturulması için sunulan rapor, Tarım Bakanlığı'nca kabul edildi ve karar Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bozulmamış deniz ortamı kabul edilen Gökçeada Deniz Parkı, 200 metre genişliğinde ve bir mil uzunluğunda. Ada'nın Yıldızköy ile Yelkenkaya arasındaki kıyılarını kapsıyor. Bu bölgeler izleme amaçlılar dışında, her türlü insan etkinliğine yasaklandı. Böylece sualtı parkında denize oksijen sağlayan deniz çayırları, deniz kabuklusu triton, deniz gülü ve dünyada erkeği
hamile kalan tek canlı olan denizatları da koruma altına alınmış oldu. Özellikle Uzakdoğu ülkelerince afrodizyak etkisi olduğuna inanılan ve süs eşyası olarak yılda 20 milyon avlanan denizatlarının koruma altına alınmasıyla kaçakçılara darbe indirildi. Ayrıca sularımızda nadir bulunan süngerler, yunuslar, Akdeniz fokları, deniz kaplumbağaları, orfoz - ıstakoz, kalkan, beyaz kum midyesi, mavi
yengeç, bazı mercan türleri ve balinalar için de bir koruma alanı sağlanmış oldu.
Deniz parkı
Gökçeada ile Saroz Körfezi arasında zengin
balık yatakları bulunduğunu belirten Öztürk şunları kaydetti:
"Ada civarında Akdeniz foku gibi nesli tükenen deniz memelileri yanında zengin bir fauna ve flora göze çarpıyor. Bir deniz müzesi gibi biyolojik özelliğe sahip bu adamız henüz bozulmayan, kirlenmeyen yerlerin başında geliyor. Bölgede deniz memelilerinden yunuslar ve foklar sıkça gözlenmektedir. Ada genç jeolojik döneme ait kayaçlardan oluşmakta. Benzersiz jeolojik - jeomorfolojik yapılar bulunuyor"
Vakfın diğer başarıları
TÜDAV, bu başarısının yanı sıra, İstanbul Boğazı'nda midye avcılığını, dip ekosistemine verdiği zarar nedeniyle tümüyle yasaklanmasını kabul ettirdi.
Ancak Marmara'da tükenmek üzere olan karides avcılığının en az iki yıl yasaklanması için vakfın sunduğu öneri, "politik ve yöresel kaygılar" gerekçesiyle bakanlıkça geri çevrildi.
Karadeniz'in katilinin "Mnemiopsis leidyi" adlı canavar bir deniz anası türü olduğunu birkaç yıl önce kanıtlayan TÜDAV Başkanı Doç. Dr. Bayram Öztürk, bu canavarın petrol taşıyan tankerlerin balast (sintine) sularıyla taşındığını ve dünya denizlerini tehdit ettiğini söyledi.
Balast sularının mutlaka analizlerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Öztürk, "Bu canlı doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'de hızla artarak çoğalmaya devam ediyor. Milyonlarca tona ulaştı. Hamsi, istavrit, palamut, torik ve çaça gibi balık stoklarının azalmasına neden oldu. Türkiye'ye verdiği zarar 400 milyon dolara ulaştı" dedi.
Dünyadaki önemli deniz parkları
* Avusturya'da Grand Rist
* Fransa'da Porcuro
* İtalya'da Miramare
* Yunanistan'da Kuzey Sporat Adaları
Denizatları tehdit altında
Denizatları sadık birer sevgili. Asla birbirlerini aldatmıyor. Erkeği hamile kalan dünyadaki tek canlı. Türkiye'de 18 tür bulunuyor. En son yayınlanan Tehlikedeki Türler Raporu'nda Ekvador'dan Avustralya'ya kadar 32 ülkenin ölü ya da diri denizatı ticareti yaptığı saptandı.
En büyük alıcıları Çin, Hong Kong ve Tayvan, en büyük satıcısı ise Hindistan (yılda 1.3 milyon adet). Uzakdoğu'da astım ve cinsel bozukluklara iyi geldiğine inanıldığı için ilaç yapımında kullanılıyor. Ancak hastalıklara iyi geldiği konusu bugüne kadar kesinleşmiş değil. Tehlikeyi gidermek için hazırlanan Denizatı Projesi'nde şu önerilerde bulunuluyor:
* Kurutulmuş denizatlarını satın almayın.,
* Akvaryum balığı muamelesi yapmayın.
* Denizde gördüğünüz denizatlarını yaşadığı alanından ayırmayın, su yüzeyine çıkarmayın.