Araştırmalar, seks yaşamındaki tekdüzeliğin çiftleri olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Uzmanlar, ‘sorunlarınızı tartışın ve fantezilerinizi canlandırın’ diyor
Almanya’da TV’lerde gündüz kuşağında tartışma programlarının yeni bir konusu var: “Kim orgazmı tatmadıysa, kendi suçudur". Bugünlerde reklam afişlerinde her türden görüntüye rastlamak mümkün. Cyber - seks almış başını yürümüş. Ekran karşısında birbirini görmeyen insanlar birbirini tahrik edip zevk almaya çalışıyor. Çok elektronik ve çok şehvetli. G noktası, çoğul orgazm, vs vs. Ancak yatakta her şey yolunda gitmiyor ne yazık ki. Gerçek seks ile gerçek hayat bir araya geldiğinde, her şey farklı gelişiyor. Stern dergisinde yayınlanan haberde, Aachen’dan Psikoanalist Micha Hilgers, “Sürekli büyüyen, ortalıkta konuşulan ve yayımlanan ‘seks arzusu’ ile özel hayatta iki kişi arasında yaşanan cinsellik farklı" diyor. Hamburglu seks araştırmacısı Gunter Schmidt de aynı kanıda: “Çiftler, aralarındaki seks arzusunu 20 - 30 yıl öncesine karşın daha çabuk kaybediyor." Dünyanın en güzel olayı, seyrek yapılan bir eğlenceye dönüşüyor.
Seyrek ya da hiçÇiftleri cinsel ilişki sıklığı konusunda soru yağmuruna tutan doktorlar, psikoterapistler, “seyrek" ya da “hiç" cevabıyla karşılaşıyor. Bunu söyleyenler yaşlı da değil üstelik, hayatının birinci baharındakiler. Schmidt, çalışmalarının ana kaynağını oluşturan hastaların şikayetlerini araştırmış. Yetmişli yıllarda erkeklerin
yüzde 4’ü, heveslerini kaybettiklerinden şikayetçiyken, bugün bu oran yüzde 16’nın üzerinde. Kadınlarda ise oran dramatik boyutlarda artmış. Yüzde 8’den 58’e çıkmış. Konunun ortalıkta sıkça gündeme gelmesi, özel erotizmi bitirdi, büyüsünü bozdu. Duygusallığını yok ederek, normal insanların yerine getiremeyeceği bir ödev haline getirdi. Hep formda, daima seksî, hep hazır ve nazır olmak.
Medya standartlarıAachen Üniversite Kliniği’nden seks terapisti Ulrike Brandenburg, “Bana gelen birçok hastam, cinsel sorunları olduğunu söylüyor. Çünkü basın ve medyadaki standartlara uymadıklarını düşünüyorlar. Çünkü yayınlarda hep çok sık ilişkiye girilmesi ve her ilişkide orgazm yaşanması gibi yakıştırmalar var" diyor.
Başarılı seksCinsel ilişkilerin yüzde 90’ı, seks bilimcilerine göre “sağlam ilişkilerde" yaşanıyor. Peki iyi seks nedir ve ne sıklıkta sekse ihtiyacımız var? “Almanlar haftada iki defa yapıyor" gibi bir sonuç çıkmış anketlerden. Ama seks eksperleri, bunun yanıltıcı bir içerik olduğunu düşünüyor. Medyanın yaptığı seks bombardımanı bize iyi seksin sürekli elimizin altında olduğunu ve ölçülebildiğini söylüyor.
Yani ne kadar sık olursa, o kadar iyi gibi. Buna katlanamayanlar ise kendilerini baskı altında hissediyor. Dışarıda her şey çılgınca gelişirken, evlerde çaresizlik hüküm sürüyor. Partnerler birbirinin ilgisini nasıl canlandırabilir? Rutine, güvene ve rahatlığa geçmiş olan vites, yeniden nasıl değiştirilir ki? Açıklaması şu: “Birbirimizi iyi tanıyoruz. Her şey konuşulabilir, bütün tabular yıkılabilir."
Üçte ikisi taklitNewsweek dergisinde, “Kadının cinsel bilmecesi" kapağa taşınan bir haberdi. Spiegel dergisi de bu hafta aynı konuya eğildi: “Kadının gizli coğrafyası" dedi. 2000 yılında bile çok az çift cinsel ihtiyaçlarını konuşma yolunu seçiyor. Uzmanlar, kadınların üçte ikisinin yıllarca orgazm taklidi yaptığına inanıyor.
Artık kadınlar “istemiyorum" deme özgürlüğünü elde etti. Bu artık eşit iki tarafın ödeşmesini de beraberinde getirdi ve işi zorlaştırdı. Yük ve zevk, korku ve kızgınlık, hastalık ve güç... Çünkü iki kişiye de zevk vermeli, iki kişinin istediği anda olmalı. Çocuklar, işler ve stres arasında bunun aynı ana denk getirilmesi, hiç de kolay değil tabii. “Seks bir sanat eseridir, bu da iki günde bir ya da her gün üretilmez" diyor Schmidt ve şöyle devam ediyor:
“Çift terapilerinde hep açığa çıkan şey, kadınların niye isteksizlik konusunda erkeklerin çok önünde oldukları. Çünkü birçok ilişkide ‘kadının üstlendiği hayır rolü’ erkekler tarafından hasıraltı ediliyor. Böylece erkek talebini sürdürmeye devam ediyor."
Seks evliliğin çekirdeğiKendi kendini tatmin, seks araştırmacılarına göre kadın - erkek arasındaki sağlam ilişkide arttı. Çok az çift mini dozda seks ile mutlu oluyor ve mutlu sessizliğini bozmuyor. Doygun bir cinsel hayat, çift açıklamasını nasıl yaparsa yapsın, mutlu bir evliliğin çekirdeğidir" diyor Amerikalı evlilik araştırmacısı Judith Wallerstein ve ekliyor: “Ortalıkta dolaşan tanımıyla, süper seks diye bir şey yok. Her çiftin erotizmi yakalayış biçimi var."
Çiftler, günlük hayatı canlandırmak, geçen yılların kaybolmuş zevkini kurtarmak için neler yapabilir? Her şeyi halının altına süpürmek yerine tartışabilirler. “Aşk ve seks kontrolü kaybetmek demek anlamına geliyor" diyor Brandenburg. Kim riske atmak istemezse, belli tecrübeleri de edinemez. Eşitlik yanlısı, ama isteklerini yitirdiklerinden yakınan genç kadınların sayılarının arttığından bahsediyor. Brandenburg, “Kadınlar terapide, kendilerini olduğu gibi vermeyi öğreniyorlar.
Bebek bezi ve stresBerlinli terapist Gerda Christiansen, “Seks güçtür. Ve itiraz da. Birçok kadın içinse oynayabildikleri yegane
oyun. Kadın, üniversite eğitimine rağmen evde çocuklara bakan, erkekse dışarıda takdir ve başarı toplayan konumunda. Bu haksızlığı evde erkeğe ödeten ise yine kadın. Terapilerde açığa çıkıyor; kadın ve erkek birbirleri için kararlar almıyor. Onun için de sekste geri adım atıyorlar" diye konuşuyor.
Christiansen’in önerisi şöyle: Kendi arkadaş çevrelerini oluşturmaları, yalnız tatile çıkmak ya da yatak odalarını ayırmak aynı amaca hizmet eder ve erotizmi yeniden canlandırabilir. Dizi filmler, bebek bezi ve büro stresi arasında kaybolunmaz. Saatler de özenli bir şekilde planlanabilir.