22.02.2016 - 10:03 | Son Güncellenme:
Dünyaca ünlü onkolog Prof. Dr. Azra Raza, geçen yıl yaptığı ünlü TED konuşmasında, her iki erkekten ve her üç kadından birinin yaşamı boyunca bir kere kanser tanısı alacağını belirtiyordu. “Kanserin Tedavisi Neden Bu kadar Güç?” başlıklı bu konuşmada kan kanserlerinden örnek veren Prof. Dr. Raza, 20 Şubat’ta gerçekleşen 9. Hematolojide Yeni Eğilimler Sempozyumu’nda Türkiye’deki kan hastalıkları uzmanlarıyla buluştu. Lenfoma, lösemi, multiple miyelom gibi kanserlerin yanı sıra kansızlık ve pıhtılaşma sorunları ile ilgili kan hastalıkları ve onların tedavilerine yön verecek yeni moleküller bu sempozyumda masaya yatırıldı.
Lenfoma, lösemi, multiple miyelom gibi kanserlerin yanı sıra kansızlık ve pıhtılaşma sorunları ile ilgili kan hastalıkları ve onların tedavilerine yön verecek yeni moleküller bu sempozyumda masaya yatırıldı.
Koç Ü. Tıp Fakültesi öğretim üyeleri ve Amerikan Hastanesi doktorları Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu ve Prof. Dr. Mustafa Çetiner’in başkanlığında yapılan sempozyuma Dr. Raza dışında pek çok saygın bilim insanı da katıldı. Sempozyum öncesinde düzenlenen basın toplantısında Prof. Dr. Ferhanoğlu, Prof. Dr. Çetiner, Prof. Dr. Brian Durie ve Uluslararası Miyelom Vakfi başkanı Susie Novis bu seneye damgasını vuran yeni tedavilerle ilgili en güncel bilgileri paylaştı. Toplantıda ilk sözü alan Prof. Dr. Ferhanoğlu, kan kanserleri tedavisinde suskun bağışıklık sistemini harekete geçiren, kansere karşı kişinin kendi bağışıklık sistemini güçlendiren ve kanser hücrelerinin ölümünü programlayan tedavilerin ön plana çıktığını belirtti.
Yeni İlaç, Kanser Hücrelerinin Bağışıklık Sisteminden Kaçmasını Önlüyor
Son bir kaç yılda kat edilen yol sayesinde kanser tedavileriyle ilgili yeni bir döneme girildiğini söyleyen Prof. Dr. Çetiner “Kanser tanı ve tedavi sürecinde artık sadece dış etkenlerin değil, hastanın kendinden kaynaklanan özelliklerinin de çok önemli olduğu anlaşıldı. Bugün kanser tedavisi için doktorlar, tıpkı özel terzilerin kişiye özel kıyafet dikmesi gibi kişiye özel tedaviler geliştirmeye çalışıyor” dedi.
Kanserle mücadelede bağışıklık sisteminin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Çetiner, kanser hücrelerinin büyümek için kişinin bağışıklık sisteminden kaçıp, saklanacak yollar bulduğunu anlattı. “Yeni geliştirilen immuno-terapik bir ajan, kanser hücrelerinin bu şekilde saklanmasını önlüyor. Böylece bağışıklık sistemi hücreleri bularak, yok edebiliyor.”
Prof. Dr. Ferhanoğlu ise lenfomaların beşte birini oluşturan Hodgin lenfoma olgularının tedavisinde bu ajanın umut vaat ettiğini şöyle dile getirdi: “İmmun suskunluğu önleyen bu ilacın, çoklu tedaviye dirençli, kemik iliği naklinden sonra hastalığı nükseden lenfomalarda yüzde 87 oranında yanıt vermesi, tedavisi güç olan dirençli hasta grubu için önemli bir umut yarattı.” Bu molekülle ilgili araştırmaların halen devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Ferhanoğlu, bu çalışmaların dünyayla eşzamanlı biçimde Türkiye’de de sürdürüldüğünü vurguladı.
“Kişiye Özel Tedavi İçin Altyapı Çok Önemli”
Uzmanlar bu yıl kan kanserleri tedavisinde kişinin kendi bağışıklık hücrelerinin güçlendirilerek, yeniden kişiye uygulanmasıyla ilgili çalışmalardan elde edilen sonuçların da tedavide yeni bir çığır açtığını belirtti. “Kişiye özel hazırlanan ve kanser hücrelerini yok etmeye programlanan güdümlü mermiler gibi çalışan bu uygulamaların tüm hastalara ulaşması için biraz daha zaman var” dedi Prof. Dr. Ferhanoğlu. “Çünkü bu yöntemin hazırlığı için çok ciddi bir altyapının oluşturulması gerekiyor.”
Kanseri İntihara Sürükleyen İlk Molekül
Diğer taraftan uzmanlar, geçen yılın sonunda ilk defa kanser hücrelerinin ölümünü programlayan bir molekül için klinik çalışmalara başlandığını vurguladı. “Her hücre çoğalır, farklılaşır ve ölür. Ancak kanser hücreleri genetik bir farklılık sebebiyle yaşlanmasına rağmen ölmüyor ve çoğalmaya devam ediyor. İşte bu molekül, kanser hücrelerinin ölümsüz olmasına neden olan bu geni ortadan kaldırıyor ve kanser hücrelerinin ölmelerini sağlıyor” dedi Prof. Dr. Çetiner.
Prof. Dr. Ferhanoğlu, tedaviye dirençli olgularda bu molekülün büyük fayda sağlayabileceğini şöyle anlattı: “Kemoterapi dışı kanser hücrelerini öldüren bu ilk akıllı molekülle ilgili yapılan çalışmalarda tedaviye yanıt yüzde 75’lere ulaşıyor.”
Kemik İliği Kanseri İçin Bir Ayda 3 İlaç Onaylandı
Toplantıda kemik iliği kanseri olarak bilinen multiple miyelom hastalığının tedavisiyle ilgili güncel gelişmeleri anlatan Prof. Dr. Brian Durie ise geçen yılın miyelom açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. “Geçen Kasım’da FDA (ABD İlaç ve Gıda Dairesi) tam 3 moleküle onay verdi. Sanıyorum daha önce hiç bir kanser türü için bir ay içinde 3 ilaç birden onay almamıştı.” Hastalıkla mücadelede yeni ilaçların devreye girmesiyle, tedavi standartlarının da yeniden değerlendirildiğini belirten Dr. Durie, tedaviye karar verirken, doktorun kendi deneyimlerinin, ilaçlarla ilgili çalışma sonuçlarının ve hastaların tercihlerinin çok önemli olduğunu da ekledi.
Günümüzde kanser tanısı yaşı gençleştikçe, tanı alan ve yakınlarının da beklentilerinin farklılaştığını belirten IMF (Uluslararası Miyelom Vakfı) başkanı Susie Novis ise tedavi kararında artık hastaların da söz sahibi olması gerektiğini vurguladı. “Önceden sadece doktoru dinleyip, dediklerini uygulayan hastalar artık tanı ve tedaviyle ilgili daha çok bilgi sahibi olmak istiyor. Yaş gençleştikçe, tedavi sürecinde ve sonrasında hastaların rutin hayatlarına devam etmesine olanak sağlayan tedaviler önem kazanıyor.”