14.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Aşkın, beyinde ve bedende yarattığı fizyolojik değişimler bilim dünyasınca artık çözülüyor. Nörofizyolog Dr. Sabri Derman, aşkın oluşumu ve bedende yarattığı değişimlerin artık MR gibi görüntüleme yöntemleriyle izlenebildiğini belirtiliyor.
Dr. Sabri Derman’a göre, son yıllarda, kişilerin eş seçme, eşe bağlanma ve birlikteliği bitirmelerinde rol oynayan hormonlar, beyindeki merkezler ve bunların aralarındaki etkileşim konularında yeni bilgilere ulaşılıyor. Amerikan Hastanesi doktorlarından nörofizyolog Sabri Derman, sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor.
Fonksiyonel MR (FMRI) görüntüleme teknolojileriyle âşık olan kişilerin beyinlerindeki etkinlikler ve etkiler saptanabiliyor. Zamanla ilişkilerin oturmasıyla bu yoğun etkinliklerin başka beyin alanlarına kaydığını, bu sayede gözlemleyebiliyoruz. Aşkın ateşinin közlenip sevgi ve güvene dayalı beraberliklerin yerleşmesinde, beynin bambaşka bölgeleri baskın rol oynuyor.
Bunun gibi başka yöntemler var mı?'Love meter’ adlı aşk ölçer skalayla, kişinin ne kadar âşık olduğu rakamsal olarak ortaya konulabiliyor. Aşk derecesini ölçme skalası, bu konuda yoğun çalışmaları olan Dr. Helen Fisher adlı araştırmacının ekibi tarafından oluşturmuş anket tipi formlardan birisidir.
Aşkın vücuttaki etkileri ne kadar sürer?Aşkın insan beynindeki etkisini araştırmada kullanılan en verimli yöntem yine FMRI’dır. FMRI çalışmaları özetle, aşkın temel bir dürtü olduğunu, su içmek, yemek yemek, uyku uyumak gibi fizyolojik bir ihtiyaç olduğunu, karşılanması için çok güçlü bir dürtü, eşbulma için ısrarlı bir arayış ve bulunan eşi elde etmek için yoğun bir gayret tetiklediğini göstermiştir.
Aşk, bulununca sonsuz mutluluk ve heyecan veren bir duygu olduğu kadar kar0şılıksız kalınca tarifsiz elem, keder, kızgınlık, takipçilik, taciz, cinayet, derin depresyon ve intihara kadar giden ciddi duygu durum bozukluklarına yol açar.
Kadın mı yoksa erkek mi daha kolay âşık olur?Kadınlar genellikle beğenecekleri erkeği daha kolay ''farkederler'' ve ilgi görmeyi teşvik edecek bilinçli veya bilinçsiz sinyaller yollarlar. Tarihsel gelişme süreçleri içinde bilinçaltları onları hep ''olası en iyi eşi bulma ve çocuk yapma'' konusunda uyardığı için kadınlar âşık olma konusunda aslında daha hassas ve seçicidirler.
Peki kadınların içgüdülerini kontrol etmekte daha başarılı olduklarını söyleyebilir miyiz?Kadınlar, genelde hem binlerce yıllık genetik kodlanmaları hem de sosyal koşullanmalar nedeniyle ''içgüdülerini'' daha iyi kontrol ederler ve eş ve aşk konularında daha kontrollü ve ''kontrol edici'' davranırlar. İlişki başladıktan sonra da ilişkinin gideceği yönü belirlemede daha başarılıdırlar.
Günümüz insanı için aşkı bulmanın zorluğu nerede?Bunlar temelde yaşamın hızlanması, iş ve özel yaşamdaki hızlı değişiklikler, iki eşin de çalışmasını gerektiren ekonomik koşullar, maddi sorunlar vb. değişimlerle ilgilidir. Kendi çekirdek aile ilişkilerinde ve daha önceki sevgi deneyimlerimde acı çeken insanlar, yeni aşk ilişkilerine eski deneyimlerini, onlarla ilgili özellikle de olumsuz deneyimlerini getirmekte, daha seçici, korunmacı hatta bencil olmaktalar.
Irk, kültür, seks, seksüel tercih, yaş, dinsel inanç farkları çok az.
''Sevgilinin'' seven için özel anlamı var.
Dikkat yoğunlaşması şart.