Milliyet dizilerine övgüler ve 'zorunlu' bir yanıt...

Milliyet'ten okurlarına Milliyet'te haber ve araştırma niteliği iç içe geçen önemli dosyalar yayımlanıyor. Özel araştırmalar ile yazı dizilerimize ilişkin alıntı ve yorumların neredeyse bütün basına yayılması, bu dosyalarımızın "yenilik", "ilginçlik" ve "önemlilik" kriterleri açısından "haber değeri" taşıdığını da gösteriyor.Pazartesi günü "Milliyetçilik yükseliyor" başlığıyla manşetimize çıkan araştırma da, geçen hafta basında en çok alıntı yapılan dosyalardandı. A&G araştırma şirketinin Milliyet için yaptığı araştırma, "milliyetçilik algısındaki yükselişe", "milliyetçi duygulara en iyi yanıt verdiği düşünülen partiler ve liderlere" ilişkin çarpıcı verileriyle büyük bir ilgi gördü ve basında 20 dolayında köşe yazısına konu oldu. Mesleğimizin esası, haberciliktir. Ancak, üzerinde özel araştırma yapmayı gerektiren önem ve ilginçlikteki konuları yazı dizileriyle ele almak da mesleğimizin gelenekleri arasındadır. Milliyet'in yazı dizileri için mesleğimizin iki duayeninin Radikal'de yayımlanan yazılarından birkaç satırı buraya alıyoruz.Altan Öymen, "Kerkük" dizisi için 6 Mart'ta yayımlanan yazısında şu ifadeleri kullanıyor:"Bugünkü Kerkük gerçeğini Kerkük'te aramak gerek. Bu arayışı bir gazeteci arkadışımız yaptı. Milliyet'in değerli diplomasi yazarlarından Semih İdiz (...) Kerkük'e gitti. Hem oradaki, hem de Kuzey Irak'ın diğer yörelerindeki Türkmenlerle ve Kürtlerle konuştu. Yedi günlük bir yazı dizisi yayımladı. Okumayanlara tavsiye ederim, ya o gazeteleri bulup ya da internete geçmişse orada bulup okusunlar. Türk dış politikasının Türkmenler ve yerel Kürdistan yönetimi ile ilişkilerinde, İdiz'in önerilerinden faydalanmayı ihmal etmemesi, aklın gereğidir." 'Kerkük dizisini okuyun' Şu satırlar da, Ece Temelkuran'ın İstanbul'da koyulaşan yoksulluğu çarpıcı üslubuyla anlattığı yazı dizisi için saha araştırmalarının usta ismi Tarhan Erdem'in geçen pazartesi günü yayımlanan yazısından:"Çoktan beri gecekondu röportajı okumamıştım, Milliyet'te geçen hafta boyunca yayımlanan 'Öteki Şehrin İnsanları' dizisini biraz özlem, biraz da merakla izledim.Önce duraksamadan ve çekince koymadan dizinin yazarı Ece Temelkuran'ı kutlamalıyım. Doğru bakmış, anlayarak dinlemiş, çarpıtmadan anlatmış. Yurttaş Tümer'in fotoğraflarıyla zenginleşen dizi, elden bırakılamadan okunan roman kıvamında çekici.Tam 55 yıldır konut ve gecekonduyla ilgili çok yazı, dizi, kitap okumuşumdur. Temelkuran'ın (...) dizisini okuduklarımın ilk sırasına koydum. Dizinin 21'inci asrın başlarında İstanbul gecekondularındaki yaşamı ve toplumsal gelişmeyi anlamak isteyenler için başvuru metni olacağını sanıyorum..." 'Roman gibi başvuru kaynağı' Perşembe günü bir gençlik eki yayımladık.Arkadaşımız Harun Simavi'nin koordinasyonunda hazırlanan "gencim" eki, her hafta Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler Yarışması'nda yazılı dalda dereceye giren iletişim fakültelerinin öğrencileri tarafından hazırlanacak.İlk sayısı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı (MİHA) tarafından hazırlanan gencim, mesleğimizin duayeni Hakkı Devrim'in cuma günü yayımlanan yazısında bakın nasıl anıldı:"Milliyet'in gençlik eki gencim çıktı dün. Kapağında, sarılıp yanaklarından öpesim gelen, iki güzel Ermeni çocuğu, ellerinde portakalları ve toplarıyla, bir kız ve bir oğlan; Hatay'daki tek Ermeni köyü Vakıflı'nın çocukları.Ayşe Karaduman, Vahe Çapar'a 'Rahat mısınız?' diye soracak olmuş. İşte cevabı: 'Biz burada doğduk, burada yaşarız, burada ölürüz. Buralıyız, burada yaşıyorsak rahatsız değilizdir.'Sözden çok, bu kıvamı kaçırmış olmamız dertlendiriyor beni.gencim'i hazırlayanlara selam! Gazetenizi çok sevdim. Bizim Ermenilere ayrılmış üç büyük sayfayı ayırıp çantama koydum. Akşam evde rahatça okumak için..." 'gencim'i çok sevdim' Washington Temsilcimiz Yasemin Çongar, bütün dünyada izlenen röportajlara imza atıyor. Çongar, yaşayan büyük edebiyatçılardan Paul Auster'ın ardından Salman Rushdie ile yaptığı röportajla cuma günü manşetimizdeydi."Şeytan Ayetleri" romanı nedeniyle hakkında çıkarılan "ölüm fetvası" üzerine yıllarca büyük bir koruma kalkanının gölgesinde yaşamak zorunda bırakılan ve "o dönemin kendisine her türlü cemaatçiliğe direnmeyi öğrettiğini" vurgulayan Rushdie, ilk kez böylesine ayrıntılı bir söyleşiyle Türk okurunun karşısına çıktı.Çongar'ın Türk basını için çıtayı evrensel düzeye çıkardığı bu enfes söyleşi, Rushdie'nin son romanı Soytarı Şalimar'ın "tohumunun kafasında nasıl çimlendiğini" ve "kitabın kendisine nasıl teslim olduğunu" da içeren edebi tatlarla sayfalarımızda üç gün boyunca sürdü. Salman Rushdie Milliyet'teydi Murat Belge, Milliyet'in fikirlerine değer verdiği önemli bir düşünürdür. Bunun bir ifadesi olarak Tûba Çandar'ın Belge ile yaptığı nehir söyleşiyi içeren "Bir Hayat" adlı kitabın tanıtımına ilişkin haber (6 Mart) Milliyet'te yaklaşık bir sayfa, her ikisiyle yapılmış mülakat da (11 Mart) Milliyet Pazar'da bir tam sayfa boyutlarında yayımlandı.Kitaptan yapılan alıntılara dayanan haber, Belge'nin "İncelediğim çeşitli dinler arasında; inanç ihtiyacı duyan bir adam olsam, muhtemelen Hıristiyanlığı seçerdim veya Uzakdoğu dinlerinden birini seçerdim" sözlerinden hareketle birinci sayfada "İnançlı olsam Hıristiyandım" başlığıyla duyuruldu.Milliyet, bu başlığı atarken tümüyle gazetecilik saikleriyle hareket etmiştir. Ancak Murat Belge, 11 Mart Pazar günü Radikal'de yayımlanan "Biyografi'den 'alıntı'lar" başlıklı yazısında "Salı günü baktım ki, gönlümün aslında Hıristiyanlıkta yattığını dünyaya duyurmaktayım" diyerek Milliyet'i ağır bir şekilde eleştiren görüşler dile getirdi. Belge kitabının tanıtımı Belge, açıklamaları üzerinde maddi hata yapmadığını teslim ettiği Milliyet'i "sözlerini bağlamından koparan" bir "cımbızlama" yapmakla eleştirirken ağır bir suçlamada bulundu. Kitabının tanıtımına ilişkin haber için "bir arkadaşı"nın "Sanki milliyetçiler işini yapamazsa Müslümanlar işini tamamlasın diye yapılmış bir haber" şeklindeki ifadesini yazısına aktardı.Kendisini, fanatik gruplara hedef gösterdiğimiz mesajını veren Belge'nin Milliyet'e büyük bir haksızlık yaptığını düşünüyoruz.Sayın Murat Belge'nin görüşlerinden olduğu gibi eleştirilerinden de yararlanmaya hazırız. Ancak Milliyet'e yönelttiği haksız suçlamayı kabul etmiyoruz. dakin@milliyet.com.tr Suçlamayı kabul etmiyoruz