17.09.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Amerika’nın Oregon kentinde geçtiğimiz haftalarda kaçırıldıktan sonra ölü bulunan Ashley Pond ve Miranda Gaddis adlı iki kız çocuğunun katil zanlısı 39 yaşındaki Ward Weaver ve ailesi ilginç bir tartışmaya konu oldu.
Weawer ve diğer aile üyelerinin yaşamı mercek altına alındığında görüldü ki, kuşak farkına rağmen bir aile benzer suçlara yatkınlık gösterebiliyordu.
İstatistikler...
Nasıl mı? Weaver’ın babası Ward Weaver JR. da 1981 yılında iki otostopçuyu öldürmek suçundan idam edilmişti. Ayrıca bu baba Weaver’ın ilk suçu da değildi. Kayıtlara göre "Natural Born Killer" (Doğuştan Katil) portresi çizen Weaver, 18 yaşındaki Robert Radford’u döverek öldürmüş, gencin 23 yaşındaki nişanlısı Barbara Levoy’a da önce tecavüz edip ardından öldürmüştü. Weaver, Levoy’u evinin yanındaki arsaya gömerken 10 yaşındaki oğlu Rodney de kürekle mezarın kazılmasına yardımcı olmuştu.
ABD’de yapılan istatistikler bu ‘genetik suçlu’ durumunu doğrular nitelikte. Çünkü, cezaevlerindeki mahkûmların yüzde 47’sinin bir akrabası da hapiste.
Örneğin; Missouri’de üç yıl önce cinayetten idam edilen Rom Ramsey’in 10 kardeşinden 9’u hayatlarının önemli bir bölümünü cezaevinde geçirmiş. Bunların dördünün suçu yine cinayet.
Şiddet şiddeti doğuruyor
90’lı yıllarda Columbia bölgesinde uyuşturucu işi yapan Rayful Edmond ve annesi Constance Perry de ailece "suç sektörünün" içinde yer alanlardan. Edmond’un babası, kız kardeşleri, üvey kardeşi, kuzeni ve halası da zaman zaman uyuşturucu çetesinin kadrolu elemanı olarak görev yapmış. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bazı bilim adamları bu durumu genetik bilimiyle açıklamaya çalışadursun Georgetown Üniversitesi’ndeki Şiddet Çalışmaları Merkezi’nden Alan Lipman konuyla ilgili "ebeveynlerde şiddet içeren davranışlarla, çocuklarındaki şiddet eğilimi arasında güçlü bir ilişki var" diyor.
ABD’li yönetmen Oliver Stone’un 1994 yapımı filmi "Natural Born Killersöda (Katil Doğanlar) iki gencin birbirlerine olan delice aşkının yanı sıra, şiddete ve kan dökmeye olan tutkuları işleniyordu. Senaryosunu Quentin Tarantino ile birlikte kaleme alan Stone filminde, Mickey ve Malory isimli şiddet düşkünü âşıkların, ABD medyasının da etkisiyle ülke çapında ilahlaştırılmalarını konu alıyordu. Stone ve diğer yapımcılar, film aracılığıyla şiddete methiye düzmekle suçlanmış, filmdeki sahnelerden ilham alan bazı canilerin Mickey ve Malory’ninkilere benzer cinayetler işlemesi bu suçlamaların üzerine tuz biber ekmişti. "Katil Doğanlar" birçok eleştirmene göre modern Amerikan yaşamının karanlık yüzünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.