Empati-sempati

Günlük hayatta duyduğumuz, kullandığımız ya da kullandığımızı düşündüğümüz empati nedir? Acaba empatiyi doğru bir biçimde kurabiliyor muyuz? Empati mi kuruyoruz sempati mi?

Empati (duygudaşlık) bir bireyin kendisini başka bir bireyin yerine koyarak onun düşünce ve duygularını doğru algılama ve farkına varabilme becerisidir. Özbek’e (2005) göre “Bir insan empati kurmaya başladığında kendi düşüncelerini bir kenara bırakarak ilgisini diğer insanı anlamaya verir.” Gallo empatiyi bilişsel ve duygusal olmak üzere iki boyutlu ele almıştır. Bilişsel boyutunda insan karşısındaki bireyin ne hissettiğini anlayabilmektedir. Duygusal boyutunda ise karşısındaki ile duygusal paylaşım içerisinde bulunmaktadır. Empati sadece karşındaki kişinin duygularını, algılarını ve düşüncelerinin farkına varmak değil aynı zamanda bunu karşındaki kişiye ifade etme becerisi olarak da tanımlanabilmektedir. Yapılan araştırmalara göre kadınlar erkeklere göre daha yüksek düzeyde empati kurabilmektedir. Yaş aldıkça bireylerin daha iyi empati kurabildiği de görülmüştür.

Haberin Devamı

Empati kavramıyla sempati kavramını birbirinden ayırt etmek gerekir. Sempati karşındaki bireyin başından geçen bir durumu için bireyin kendisini daha iyi hissetmesini sağlamaya yönelik davranışlarda bulunma isteği olarak tanımlanabilir. Eski yunanca da “sympatheia” olarak aktarılan kavramın kelime anlamı birisiyle birlikte “acı çekmektir.” Empati ise kişiyi olumlu ya da olumsuz bir biçimde yargılamadan anlama becerisi ve çabasıdır. Empati kuran kişi kimlik kaybı yaşamaz. Öte yandan sempati kuran bireyde ise diğer kişi ile beraberlik önemlidir, burada bireyin kendilik bilinci azalır. Empati kurarken diğeri gibiymiş yaparken amaç tamamen anlamaktır. Sempati kurarken ise diğeri olmak asıl amaçtır. Kısacası sempatide diğer kişinin tüm düşünce ve duygu süreçlerine eşlik edilir. Diğer kişide neler olduğunu bilmek empatiye, aynı yaşantıyı deneyimliyor olmak bizleri sempatiye iletir. Empati yardımıyla diğer insanların hislerine gidebiliriz. Sempati ile de diğer insanla aynı hislere sahip oluruz. Empati de anlamak, sempati de ise anlayıp anlamamanın ötesinde o kişiye hak vermek mevzu bahistir. Graves (1999)’a göre empati kurmak sempati kurmaktan daha zordur. Empati kuran bireyin kendi önyargısını ve zanlarını bir kenara bırakması gerekir. Burada bir insanın başına gelen olayı kendi başına gelmemişken anlamaya çalışmak ve bu çabada olmak oldukça zor bir süreçtir.

Haberin Devamı

Carl Rogers’ın (1970) empati anlayışı günümüzde çoğunluğun kabul ettiği bir tanıma dönüşmüştür: “Bir kişinin kendisini karşıdaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine empati adı verilir.” Bir kişinin karşısında bulunan kişi ile empati kurması için gerekli olan 3 temel öğe şu şekilde sıralanabilir;

Empati kuran birey kendisini karşısında bulunan bireyin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla onun gözlüklerinden bakmalıdır. Karşındaki kişinin dünyasına girmeli ve kısa bir süre sonra o dünyadan çıkılmalıdır.

Empati kuran bireyin karşıdaki bireyin duygu ve düşüncelerini doğru algılaması ve anlaması gereklidir. Bilişsel ve duygusal bileşenleri anlamak önemlidir. Empati kuran kişinin burada hem zihinsel hem de duygusal olgunluğa erişmiş olması önemlidir.

Haberin Devamı

Empati kuran birey empatik anlayışını karşıdaki bireye iletmelidir. Kişinin duyguları ve düşünceleri tam anlaşılsa dahi eğer karşısındaki bireye iletilmezse empati süreci tamamlanmamış olacaktır. Burada önemli bir unsurda sözlü veya sözsüz olacak bir şekilde kişinin bunu doğru ifade edebilmesi empatik anlayışını doğru bir biçimde aktarabilmesi gerekmektedir.

Peki empati kurmak insan gelişiminde nerede başlar? Empatiyi sadece yetişkinler mi kullanır?

Empati kurmanın zor bir süreç olduğundan bahsetmiştik. Empati kurabilmek için kişinin başka bir bireyin yerine kendisini koyabilmesi kişinin gelişimi ile paralel bir şekilde ilerlemektedir. Fakat empatinin köklerinin doğuştan geldiğine inanılmaktadır. Yapılan çalışmalara göre başkalarının duygularını anlayabilme becerisi küçük yaşlarda gelişmeye başlar. Empati taklit etme becerisiyle yakından ilişkilidir. 1-2 yaşlarında gelişimi normal olan bir çocuk başkalarının duygularına duygusal bir biçimde karşılık verebilmeye başlamaktadır. Empati bu kadar erken yaşlarda başladığı için ebeveynlerin de bu gelişimi pozitif yönde destekleyecek şekilde davranmaları gerekmektedir. Mesela çocuğun duygularının farkında olabilmesi için ebeveyniyle duygularını ve problemlerini konuşması için cesaretlendirmek, model olmak, nazik olmanın önemi ile ilgili konuşmak, başkalarına zarar verecek davranışları varsa bu davranışların neden zararlı olduğunu açıklamak ve düzeltmek için neler yapılabileceğini açıklamak gereklidir.

Empati ile bireylerin sosyal ilişkileri gelişir. Bireyler arasında yaşanan anlaşmazlıklar, kavgalar azalır. Bireyin karşısında olan kişiyi önemsediğini, değer verdiğini ve anladığını gösteren empati sayesinde iletişim kolaylaşır. İletişimin kalitesini arttıran, kişilerde samimiyet ve güven ortamının oluşmasını sağlayan empati ile yaşanan problemler kolayca hızlı bir şekilde çözülebilir. Daha faydalı, güvenilir, samimi ve yakın arkadaşlıkların oluşumunda empatinin yeri çok önemlidir.

Psikolog Dilek Memnun

www.instagram.com/psikolog.dilekmemnun/