Psikolog Dilek Memnun

Psikolog Dilek Memnun

dilekmemnunn@gmail.com

Tüm Yazıları

Duygu nedir?

Duygunun kelime anlamı “Bir olay kimse ya da nesnenin insanın iç dünyasında oluşturduğu, uyandırdığı yankı, etki, tepki, izlenim.” olarak tanımlanmıştır. Birey hayatı boyunca çok farklı duygular yaşayabilir. Merhamet, şefkat, empati, aşk, kin, merak, sıkıntı, özlem, kızgınlık, coşkunluk gibi duygular bulunmaktadır. Psikolojide duygu düşünce ve davranışlarımızı etkileyen kişide fiziksel ve psikolojik değişimlere neden olan karmaşık bir ruh hali biçiminde tanımlanır.

Duygularımız yüzümüze yansır

Haberin Devamı

Duygu teorilerinden bilişsel kurama göre duyguların oluşmasında düşüncelerin ve diğer zihinsel aktivitelerin önemli bir rol oynadığı öne sürülmektedir. Evrimsel teoriye göre diğer insanların ya da hayvanların duygularını anlamak da güvenlik ve hayatta kalmak konusunda çok önemli bir rol oynar. James Lange teorisine göre ise duygular olaylara karşı fizyolojik reaksiyonların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Fizyolojik reaksiyona yol açan bir dış etken gördüğümüzde duygusal tepkiniz sizin o durumu nasıl yorumladığınız ile ilgilidir. Duygularımızı çoğunlukla yüzümüzde belli edebiliyoruz. Örneğin sosyal bir ortamda bireylerin gülümsemesi yapılan etkinlik sırasında iyi vakit geçirdiklerini gösterebilir. Tam tersi kaşık çatlı olan birinin iyi vakit geçirmediğini düşünebiliriz.

Bireyler yaşadıkları duyguyu çok farklı biçimlerde sergileyebilirler

Sevinçle bir başkasının boynuna sarılabilir, bir anne evladını şefkatle kucaklayabilir, bir köpekten korkarak kaçabilir, utançla kızarabilir veya öfkeyle nesnelere vurabiliriz. Biz fark edemesek de duygularımızın vücudumuzda bazı etkileri olduğunu görüyoruz; kandaki şeker miktarı, hormon düzeyi, kan akış hızı, ter salgısı, kas gerginliği gibi görülen ve görülemeyen etkileri olabiliyor.

Peki, duygularımızı nasıl ifade ederiz? Başkalarının duygularını nasıl anlarız?

Başkalarının duygularını anlamanın en iyi ve kolay yolu sormaktır. Yaşadığı olay karşısında ne hissettiğini sormak bunu anlatmasını sağlamak kişiyi rahatlatabilir. Pek çok durumda bu beyanlara güvenmek mümkündür. Ancak çoğumuz kişisel deneyimlerimizi, yaşadığımız duyguları anlatırken bazen sözlü ifadelerin yetersiz olduğunu, bazen saklamak istediğimiz ya da kabullenmek istemediğimiz duyguları aktarmakta zorlanabiliriz.

Haberin Devamı

İfade edilemeyen duygular bireyin sorunlar yaşamasına neden olabilir

Bireyin kendi yaşadığı duyguları ifade etmesi, hissettiklerini tanımlayabilmesi ve dışa vurabildiği anlamına gelmektedir. Çoğu zaman korku, öfke, üzüntü ve mutluluk duygularının ifade edilme biçimleri toplumumuzun sosyal ve kültürel beklentilerine göre değişebilmektedir. Bireylerin duygularını tanıması ve aktarması ile ilgili sorunları olabilir. Bazı bireyler yaşadıkları duyguyu ve ne hissettiklerini bilemeyebilirler. Bazı bireylerde duygularını tanır ama ifade edemeyebilirler. Duygular fark edilir ve ifade edilirse birey kendini daha rahat ve enerjik hissedebilir. Eğer duygularını ifade etmede sorun yaşarsa ya da ifade edilmesine izin verilmezse birey yorgun, kaygılı, depresif hissedebilir. Bazı duygular ise örneğin korku ya da üzüntü kişi tarafından güçsüzlük olarak adlandırıldığından bu duyguların ifade edilmesi de zor olur. İfade edilemeyen bastırılan bu duygular bireyde rahatlama sağlamanın aksine konsantrasyon sorunlarına, öfke ve kaygı sorunlarına yol açabilir. Bireylerin bastırdığı ve ifade edemediği duygular kişiler arası ilişkilerinde bazı sorunlara yol açabilir ya da kronikleşmiş bastırılan duygular bireyin psikosomatik sorunlar yaşamasına neden olabilir.

Haberin Devamı

Örneğin toplum ağlamayı acizlik ve zayıflık olarak görür ve “Ağlamayı bırak, ayıp oluyor, sana yakışmıyor.” gibi cümleler kurarak ağlayanı teskin etmeye çalışır. Özellikle bu durum toplumumuzda erkeklerin daha çok karşılaştığı bir durumdur. Oysa ağlamak; duygu yoğunluğunun beden diliyle ifade edilen bir şekli olmakla beraber bir rahatlama ve bir tepki ifadesidir. Ağlanması gereken yerde ağlanması, kişinin benliğinin parçalanmasını önlemektedir. Düşünün bir yerde yapayalnızsınız ve çok korkmuşsunuz; yapabileceğiniz tek şey ağlayabilmektir. Bu; bir kaybolma, terk edilme, korkunç bir yaratıkla burun buruna gelme, bir deprem veya bir kaza olabilir. Bizim bu durumda yapabileceğimiz tek şey ağlamaktır. Vücudumuzun katatonik (donup kalma) hale geçmemesi için ağlamamız gerekir, kriz geçirme görülebilir. Ağlanması gereken yerlerde ağlamak, insan vücudunun fizyolojik dengesini koruduğu gibi insanı strese bağlı psikolojik hastalıklara karşı da korur.

Duyguları ifade edebilmenin ilk aşaması duyguları tanımaya başlamaktır. Korkulabilir, öfke hissedilebilir veya üzgün de olunabilir. Yaşanılan duygunun adlandırılması gerekmektedir. Duyguları ifade etmek yakın ilişkilerde ve iş hayatında iyi hissetmeyi sağlamaktadır. Kişi duygularını tanır ve ifade edebilirse daha tatmin edici bir yaşam sürebilir.

Psikolog Dilek Memnun

www.instagram.com/psikolog.dilekmemnun