Kaygı; huzursuzluk olarak tarif ettiğimiz bir duygudur. Endişe ise; düşüncelerin de olduğu bir süreçtir. Endişe bir inanç, kaygı ise bir duygudur. Esas korkulan durum kaygının kendisidir. Kişi bu kaygıyı kendisinden uzak tutabilmek için sürekli düşünceleri araya koyarak kaygı ile kendisi arasında mesafe oluşturur.
Bu kişilerin en çok korktukları şey; belirsizliğin yarattığı çaresizliğe ve acıya dayanamıyor olmaktır. Bu sebeple, mükemmel olmaya çalışırlar, kontrol etmeye başlarlar, sorular sorarlar, internet araştırması yaparlar, doktor doktor gezerler… Dolayısıyla hayatlarını çok fazla kısıtlı hale getirirler ve artık endişeli olmaktan endişelenmeye başlarlar.
Herkeste olan bu kaygılar kimilerinde hastalık boyutuna kadar ulaşabilmektedir.
Peki, neden bazıları kaygı duyuyor ve bazıları kaygı duymuyor?
Örneğin; karşımıza bir köpek çıktığında biz köpekten korkmayız o köpeğin ısıracağı düşüncesinden korkarız. Köpekten kaçtığımızda rahatlarız ve böylece bu kaçma davranışı devam eder. Biliyoruz ki tüm insanlar köpekten korkmuyor ve tüm köpekler ısırmıyor bazı köpekler elbette ısırabiliyor. Fakat her köpek ısıracak diye hayatımıza yön veriyorsak, işte o zaman hayatımız çıkılmaz bir hal almaya başlıyor.
Esas sorun nedir?
Düşüncelerimiz veya aklımıza gelenler değil, bu düşüncelere verdiğimiz tepkilerdir. Biz herhangi bir korkumuz olduğunda, örneğin; “Pislik bulaşır mı?”, “Panik atak geçirir miyim?”, “Çocuğuma zarar verir miyim?” gibi düşünceler aklımıza geldiğinde ve bu düşüncelere karşı önlemler almaya çalıştığımızda hasta olmaya başlıyoruz demektir.
Peki neden? Çünkü kaçma davranışı sonucunda bu kaygı durumu bir anlık yok oluyor ve böylece rahatlama yaşıyoruz evet kaçmak rahatlamaktır elbette, ancak aynı zamanda hayatımızın kısıtlanmasıdır. Sürekli kaçarak yaşadığımız hayat çekilmez bir hale gelmeye başlar, dolayısıyla hayatımız birilerine bağımlı olmaya başlar. Burada kaçmadığımız zaman biraz risk alarak olabilecekleri görebilirsek, bir şeyin olmadığını da görebilme şansına sahip oluruz. Özet olarak, kaygı bizim tehlikeye karşı hayatta kalmamızı sağlayan bir duygudur. Gerçek tehlike ile gerçekliği olmayan tehlike arasındaki ayrımı yapabilmek endişeyi yönetebiliyor olmakla ilgilidir.
Endişeyi nasıl yönetirim?
Endişeyi yönetebilmek; sıkıntıyla birlikte o anda olan işlerinizi yapabilmektir. Örneğin; zihniniz hangi düşünceyi söylüyorsa, zihninize sorun: “Şimdi burada, gelecekte bu düşüncenin olmaması için ne yapabilirim?” Sonrasında ise bulunduğunuz yere etraflıca bir bakıp yaptığınız işe devam edin. Cevap gelmiyorsa uğraşmayın, biraz sonra yeniden sorun ve yeniden bırakın, çaba göstermeyin. Cevap otomatik olarak gelecektir. Yapabileceklerinizi yapın, yapamayacaklarınızı kabul edin ve yarattığı huzursuzlukla birlikte kaygınızı kontrol etmeden hayatınıza devam edin.
Bu tekniği çok sık yaptığınızda alışkanlık haline geldiğini ve fark etmeden kaygınızı yönetebilir olduğunuzu göreceksiniz.
Psikolog Dilek Memnun
www.instagram.com/psikolog.dilekmemnun/
Astrolog Seçkin İlbuğa
21 Nisan 2024 Uranüs-Jüpiter Kavuşumu: Finansal sistemin kalıcı dönüşümü
20 Nisan 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
24 Nisan 2024 Akrep Burcunda Dolunay: Vedalaşma zamanı geldi
20 Nisan 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Akrep burcunda dolunay var
20 Nisan 2024
Kişisel Gelişim ve Enerji Eğitmeni Sevgi Keleş
'Daha önce bilseydin seçimin farklı olurdu' diyebileceğiniz şeyler
19 Nisan 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
21 Nisan Jüpiter-Uranüs Kavuşumu: 14 senelik döngü başlıyor
18 Nisan 2024