Editörün Seçtikleri "Ruh halleri için müzik seçme" dersi

"Ruh halleri için müzik seçme" dersi

24.07.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Konu mankeni

Ruh halleri için müzik seçme dersi


   
   
   
    Müziğin hayatınızda ne derece etkili olduğunu biliyor musunuz?
    Bazen sabah duyduğunuz bir müzik gün boyunca dilinize dolanır ya... Ya da gerilirsiniz. Nedenini tam bilemezsiniz...
    Hiç İstiklal Caddesi'nde yürüdünüz mü? Yürüdüyseniz birkaç adımda bir değişen müzikle birlikte adımlarınızın ritminin de değiştiğinin farkında mısınız peki?
    Her adımda değişen ruh halleri... İşte mesele budur.
    Eğer sayısız ruh halini yaklaşık bir kilometre gibi bir mesafede nasıl yaşayacağınızı test etmek isterseniz, caddede kulaklarınızı müziğe açın ve şöyle salına salına yürüyün...
    Ben İstiklal Caddesi'ne "müzikli cadde" demeyi seviyorum.
    İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: İstediğiniz takdirde sevgilinizin de ruh halini -müziğin yardımıyla- İstiklal Caddesi'ndeki yürüyüşünüze benzetebilirsiniz... Hem de salına salına...
    Yapmanız gereken tek şey sevgilinizle birlikte nasıl zaman geçirmek istiyorsanız, o ruh halini uyandıracak müziği seçmektir. İster gerilimi yüksek bir parça seçerek çok istediğiniz ama bir türlü sıkıntınızı dile getiremediğiniz kavgayı başlattırır ve onun "kavga çıkarıcı" olarak baştan "mağlup" olmasını sağlarsınız, ister ilan edemediği aşkı için ortamı aşk nağmeleriyle doldurur, kelebekleri havalandırırsınız... Artık orası size kalmış...
    İyi oyunlar herkese...
   
            "İstediğim ruh halinin müziğini nasıl seçerim?" diye soruyorsanız yolu çok basit:
    1Hatırlayın: Daha önceden dinlediğiniz ve istediğiniz türdeki duyguları uyandırmış olan müziği hatırlayın.
    2Hangi ruh halini istersiniz: Eğlenceli vakit geçirmek istiyorsanız dinlediğiniz ve yerinizde duramayıp dans etmeye başladığınız müzik mesela... Ya da her dinleyişinizde sizi ağlatan, acıklı sözleri olan müziği hatırlayın. Bunu da kavga etmek istediğinizde duygu sömürüsü yapacağınız bir ana denk getirmeniz yeterli olacaktır.
    3Kayıt tutmak: Tek yapmanız gereken müziğin sizi nasıl etkilediğini fark etmek ve hangi müziğin nasıl bir etkisi olduğunu ya not etmek ya da hatırınızda tutmak. Emin olun,
    o müzik yalnızca sizi o biçimde etkilemiyor...
    Bugünkü yazımın anafikri şu: "Kızını kendi başına bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır" diye boşuna söylememişler...
    Ama erkeklerden bahseden olmamış.
   
            Her zaman dedikodu ve magazin programlarını seyredip eğlendiğimi söylerim... İşte ben de bu gece bir magazin programına konu oluyorum sonunda. Hayır, ne ben kocamı aldattım, ne de o beni aldattı (bildiğim kadarıyla)... "Özel Hat"tan röportaja geldiler. Ama asıl eğlendiğim bu "dedikoducu arkadaşlara" istediğim her türlü soruyu sormuş olmam. Neler neler aldım ağızlarından bir bilseniz... Hatta yeni bir şey keşfettiğimi düşünüyorum: Hani böyle kadın kadına günler yapıldığında dansöz, striptizci gibi kişiler çağırılır ya, artık magazin muhabiri arkadaşları çağırmayı öneriyorum. Birinci elden gün yüzü görmemiş dedikodular öğrenmek o kadar keyifli oluyor ki anlatamam... Davet etsek gelirler mi acaba?
   
        Öptüm sizi
    Erdinç Acar, Helin Avşar'a misilleme niyetine galiba Ayşe Hatun Önal'la geziyormuş. Bu kızın zaten Avşar ailesinde bir yara geçmişi olduğu için fena bir misilleme değil, yine de fazla yaratıcı bulduğumu söyleyemeyeceğim... Öptüm seni "kolay yoldan kıskandıran" çocuk.
    Helin Avşar'a öpücüklü bir taktik benden... Erdinç Acar'a verilecek en güzel ceza "İnşallah Ayşe Hatun Önal'a aşık olursun" diye dilemek olacaktır. Öptüm seni güzelim.
   
            Merhaba İlhan Uçkan. Bir kız arkadaşım vardı,-gerçi artık yok ama önemli değil- bende bıraktığı izlerden dolayı hâlâ onu seviyorum sanırım ve onu sevmeme, ona bu denli bağlanmama siz sebep oldunuz. Neden sizin sebep olduğunuzu da söyleyeyim; arkadaş sizin "Erkekleri Kullanma Kılavuzu"nu okuyormuş, tabii ben bunun geç farkına vardım. Onun bir arkadaşı aracılığı ile kütüphanesinden sizin kitabınızı çaldırtıp defalarca okudum ve okudukça yazılanları ya yaşamışım ya da daha evvelden duymuşum hissine kapıldım ki öyleydi de... Kitabınız hâlâ bende. Sizi sadece tebrik edebilirim bu kadar kurnazca yöntemlerinizden dolayı ama sizden nefret de ediyorum. Sayenizde tarifi imkansız acılar tattım.
    Onunla aynı şehirdeyiz ve 6 aydır görmüyorum. Her gün bir defa telefon açıp sesini duyduktan sonra kapatıyorum. Belki sapıkça bir duygu ama onun sesini duymak beni mutlu ediyor.
    Ümit Yaşar
    ***
    Yaşadıklarınıza üzülmedim dersem yalan olacak. Ama şunu bilin ki, asla bir kitap tek başına bunlara sebep olamaz. Belki kitabım uzun zamandır memnun olmadığı ama dile getiremediği şeyleri su yüzüne çıkardı. Yine de kendi kitabınızı yazmanıza neden olmuşum. Hayırlı olsun.
   
   
   
   

YAŞAM


Mengenli aşçının kepçesi dama!..
Siyasete kan bulaştı
Hepsi de 'okumuş cazgırlar' olacak!
'Cep telefonum' yok dedi, canından oldu
Şakacıktan ömrü çürüdü
'Neyleyim Rachel'siz özgürlüğü!
Angelina'dan 'erken uyarı'
Bak ayının yaptığına!
Otomobille oyun can aldı
Emin Dede'nin geleceği yandı
'Kolesterole karşı imambayıldı yiyin'
Göz yakmayan soğan üretildi
Kadın, kadına niye eziyet eder?
"Müzikli ruh hallerim var" oyunu!

Yazarlar