Sizden Gelenler - Sevgilim cimri olabilir mi?

“Merhabalar, kafamı çok karıştıran bir sorum var. 22 yaşındayım ve sevgilimle 3 aylık bir ilişkimiz var. İzlenimlerime göre onun cimri olduğunu düşünüyorum. Bunu nasıl tam anlamıyla anlayabilirim? 20 liralık bir telefon kılıfında bile indirim yaptırdığını anlatıyor. Yemek yemeğe gittiğimizde beni ucuz yerlere götürüyor. O da öğrenci ben de, bu yüzden ona genellikle hesap ödetmiyorum. O da hemen tamam diyor. Yoldan geçen kızın elinde çiçek gördüğümde ben almam baştan söyleyeyim dedi. Tek yaptığı şey gümüş söz yüzüğü almak. Arkadaşları ile bowling oynamaya giderken para harcıyor, fakir değil. Ancak konu bana gelince çikolatanın bile en ucuzunu alıyoruz. Ramazan ayındayız iftara bile dışarıya yemeğe hiç gitmedik. Bana böyle bir teklifte de bulunmuyor. Ne yapmalıyım? Kafam çok karışık, iyi bir eş olamaz diye korkuyorum. Nasıl anlayabilirim? Nasıl davranmalıyım?”

Henüz çok gençsin, o da gençtir diye tahmin ediyorum. Bu sebepten ötürü sana karşı olan davranışları cahilliğinden, tecrübesizliğinden kaynaklanıyor olabilir. Öncelikle ne ile karşı karşıya olduğumuzu anlamaya çalışalım. Benim tavsiyem ciddi bir cimrilik problemi varsa bu kişiyle yol yakınken bitirmen, zira cimri insanlar insana hayatı zehir eder.

10 lira ya da 20 lira olması fark etmez, bazı insanlar pazarlık yapmaktan keyif alır. O yüzden bu örneği çok ciddiye almıyorum. Ben sana öyle çiçek falan almam demesini ise çevresinden gelen yanlış telkinlerin (aman şımartma, aman böyle eften püften bozulacak şeylerle paranı çarçur etme) sonucu gelişmiş bir cahillik olarak görüyorum. Ancak bir nokta var ki kırmızı çizgimiz olmalı. O da nedir? Yeme-içme. En fakir, en sıkı insan bile söz konusu yemek olduğunda paraya kıyar, yer, içer. Hele ki 3 aylık tazecik, cicim aylarında bir sevgili söz konusu ise her şeyin en iyisi aranır, bulunur, getirilir. İnsan sevdiğine kıyamaz, şımartmalara doyamaz. Bu dönem erkeğin sana kendini ispatlaması gereken dönemdir. Bu rahatlığın, boş vermişliğin sebebi söz yüzüğü takılmış olması olabilir, ancak sen kendi açından düşün: Ben neden evlenmek istiyorum? Pamuklara sarılıp sevilmek için mi? Yoksa saçımı süpürge etmek mi olacak görevim? Evlilik kavramı içi boşaltılıp duygusallıktan uzaklaştırılıp ev işlerinde yardım ve zahmetsiz cinsellik anlamına dönüştürülürse evlilik teklifinin de kız tarafında bir cazibesi kalmaz.

Peki ne yapmak gerek? En güzeli, sözlünün ailesini yakından tanımaya çalışman. Babasının annesine karşı olan tutumu, aile hayatları geleceğini görmen için en doğru göstergedir. Kişi büyüdüğü ortamı gözlemleyerek normal kavramını geliştirir. Mesela bazı erkekler evlenene kadar eşine harcama yapmaktan kaçınır, sadece evleneceği kesinleştikten sonra harcama yapar. Çünkü bu durumda yaptığı harcamayı dışarıya değil kendine yapılmış bir harcama olarak görür. Yani bu tutumunun sebebi her ne kadar söz yüzüğü taksanız dahi seni tam olarak benimsememesi olabilir. Bu durumda evlendiğinizde bu sıkıntıyı yaşamazsın.

Bir başka öneri ise senin ona iftara gitmeyi önermen. Çok ucuz olmayan bir mekanda iftara gitmeyi öner ve tepkisini ölç. Reddederse onu cimrilikle suçla ve içindekileri dök. Böylelikle kendini açıklaması için de ona bir fırsat vermiş olacaksın. Reddetmez kabul ederse iftara gidin ancak hesabı paylaşmayı teklif etme. Sen benim eşim olacaksın, ne var yani bir yemek ısmarlasan, evlenince de mi hesabımız böyle ayrı olacak de ve tepkisini ölç. Yine tepkisi dahilinde içindekileri dök. Bu hesapçı tavrının seni soğuttuğunu belirt. Belki bu durumun iticiliğinin farkında değildir; eğitilmek, öğretilmek ister. Seni paragözlükle itham etmeye kalkarsa da şunu çok net açıkla: Ben senden ev, araba, mücevher istemiyorum. Arada bir yemek ısmarlamak centilmenlik gereğidir, maddiyata değil tavra önem veriyorum. Hesap ödemek sahiplenici bir tavırdır.

Özetle tavsiyem kafanda kurmaktansa sorunla yüzleşmen bu vesile ile ona da kendini açıklaması için fırsat vermen ve devamında bu sorunu çözmeye çalışmanız şeklinde.

“Yazdıklarınız bana kendimi iyi hissettirdi. Söylediklerinizi uygulayacağım. Çok açıklayıcı yazmışsınız. Sonsuz teşekkürler.”

Paylaşmak güzeldir, asla yalnız değilsiniz.

Sibel ŞENGÜL