Gece yarısı gelen ilhamla ünlü tango parçalarını "rock'n roll"la yorumlayan Barlas, Türkiye'de bir ilke imza attı
Geri sayım devam ediyor. Birkaç dakika sonra akreple yelkovanın buluşmalarından biri daha gerçekleşecek. Ancak, bu buluşmayı diğerlerinden ayıran çok önemli bir özellik var. Akreple yelkovanın 12 rakamında üst üste gelmesi, bir yüzyıla "elveda", yeni bir yüzyıla "merhaba" demek.
"Papatya gibisin" diye başlayan şarkı, "Kemanımla sana bir ses verebilseydim"e dönüşüp, saatin 12 rakamında buluşacak akreple yelkovan arasındaki açı küçüldükçe, tangonun temposu daha da artıyor. "Papatya" ve "Özleyiş"in "milenyun versiyonu" ile pistte tango yapanların üstüne saatler 12'yi gösterdiğinde konfetiler yağıyor. Ardından alevler arasından yeni bir yüzyılın ilk rakamları ve 2000 çıkıyor...
Bütün bunlar, rockçı Barlas'ın önceki gün ekranlara gelen "Tango Milenyum" parçasının klibinde yaşanıyor.
Müzik dünyasının "Aşk Her şeyi Affeder mi", "İstanbul Yedi Tepe" gibi şarkıların söz yazarı ve bestecisi olarak tanıdığı Barlas, tango parçalarını rock'n roll tarzında yorumlayarak Türkiye'de bir ilki denediğini söylüyor. Şarkıcı, bir rock müzisyeni olarak sevilen iki tango parçasını, modernize edip tek bir parça gibi yorumlamasının öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Albümü tamamlayıp, baskı için fabrikaya gönderdiğimiz gün evde televizyon seyrediyordum. Gece 03.00 sularında TV'de bir Türk filmi vardı. 1950'li yıllarda geçen, siyah - beyaz bir film. Bir sahnede, 'Papatya gibisin beyaz ve ince' çalıyordu. Parça bana müthiş bir ışık verdi. Yapımcım Erol Köse'yi aradım. 'İkinci albümde, bir tango parçası yorumlayacağım' dedim. 'Hiç bekleme, sabah stüdyoya gel' dedi. Stüdyoya girip önce 'Papatya'yı, ardından 'Kemanımla sana bir ses verebilseydim eğer'i okudum. Sonra iş, bu eserlerin albümde kullanılabilmesi için izin almaya gelince bunun tek bir parça değil, iki ayrı eser olduğunu öğrendik. 'Papatya' Necdet Koyutürk'ün, 'Özleyiş' Necip Celal Antel'in eseriymiş. Eserlerin sahipleri, hayatta olmadığı için varislerinden izin aldık. Hiç keman kullanmadığımız için şarkıdaki 'Kemanımla sana bir ses verebilseydim eğer'i, ikinci bölümde 'Gitarımla sana bir ses verebilseydim eğer' olarak değiştirdim."
Albümün prodüktörü ve klibin yönetmeni Erol Köse ise şunları söylüyor:
"Biz, tango parçalarını, rock'n roll alt yapısıyla yorumladık. Bizim parçada yaptığımız şey, tangoyu, günümüzün rock müzik anlayışıyla yorumlayıp, daha canlı, daha tempolu bir hale getirmek. Cahilliğimizden, iki parçayı tek parça gibi yorumladıktan sonra bu şarkıya 'Tango potpuri' demek yerine, 'Tango Milenyum' demeyi uygun gördük. Klibini de parçaya uygun olarak yılbaşı partisi havasında çektik."