Yağlı güreşler Yunan işi çıktı

Gazi Üniversitesi Spor Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özbay Güven, bu yıl 24-30 Haziran arasında 641’inci kez düzenlenecek Kırkpınar Yağlı Güreşleri öncesinde büyük tartışma yaratacak iddialar ortaya attı.
Güreş sporu üzerine çok sayıda araştırması bulunan Prof. Güven, ‘Kırkpınar efsanesinin’ gerçeği yansıtmadığını belirterek, ‘Yağlı Güreşler’in Yunan kültürüne ait olduğunu ve İslama aykırı unsurlar taşıdığını öne sürdü.
‘Kırkpınar efsanesinde’, 40 yiğidin ölene kadar güreştiğinin anlatıldığını belirten Güven, ‘ölenlerin mezarlarının’ bile belli olmadığını söyleyerek, "Mezarların yerini bilen varsa söylesin. Kabirleri başına gidip dua etmek istiyorum. Sonraki yağlı güreşlerde neden hiç ölen olmamış? Yağlı güreş Yunan kültüründen bize geçmiştir" diye konuştu.

‘El sokmak caiz değil’
Yağlı güreşin İslam’la bağdaşmadığını, İslam’ın güreşerek ölmeye izin vermeyeceğini de sözlerine ekleyen Prof. Güven, bu yüzden pehlivanlara ‘İslami kahraman’ gözüyle bakılmasının da yanlış olduğunu iddia etti.
Ayrıca yağlı güreşlerdeki birçok hareketin de İslam’ın emrettiği kurallara uymadığını iddialarına ekleyen Prof. Güven, özellikle kispetin içine el sokulmasının caiz olmadığını, Sultan Abdülaziz’e de kıspeti spor yazarı Sami Karayel’in giydirdiğini ileri sürdü.

Kırkpınar’da 9 kez başpehlivanlık kazanan, iki altın kemerin ebedi sahibi Karamürselli Ahmet Taşçı, Prof. Güven’in iddialarına karşılık şöyle konuştu: "Yağlı güreşin kültürü 5000 yıl öncesine kadar dayanır. Bu konuda araştırma yaptım. Birçok uygarlığın bu sporu yaptığını öğrendim. Hatta Hititler’in kabartmalarında pehlivan figürleri var. Sporun anası Yunanistan’da doğmuş. Ayrıca bütün sporlar Yunanistan’da yağlı yapılıyormuş. Ama ikisi çok farklı. Yağlı güreş ata sporumuzdur. Ayrıca örf ve adetlerimize uygun bir giysisi vardır. Kispete sokulan el sadece baldıra gider, namahrem bölgelere gitmez. Peygamberimiz de kispet giyip güreş tutmuştur. Tesettüre de uygundur."

Karamürsel Yağlı Güreş Kulübü Başkanı Levent Erdoğan’ın görüşleri de şöyle: "Yağlı güreşin bir Türk sporu olduğu belli. Osmanlı tarihinden bu yana, aşağı yukarı 642 yıldır yapılıyor. Yalnız şöyle bir ayrıntı var; bu güreşlerin başlangıç yeri Kırkpınar değil. Bulgaristan sınırı içinde bir yerde yapılmış, ama o tarihte de o topraklar Osmanlı hâkimiyeti altında. Başta Abdülaziz olmak üzere bir çok padişah tarafından korunmuş bir spor. Ayrıca İslam’la iç içedir. Her yıl Kırkpınar Yağlı Güreşleri cumaları, namazdan sonra okunan özel bir duadan sonra başlar. Bu yıllardır süren âdettir."

Orhan Gazi, 1346’da Rumeli’ye sefer düzenlediği sırada kardeşi Süleyman Paşa 40 askerle Bizanslılara ait Domuzhisar’ı ele geçirir. Diğer hisarların alınmasından sonra 40 kişilik öncü birlik geri döner ve şimdi Yunanistan topraklarında olan Samona’da mola verir. 40 cengâver burada güreşe tutuşur. Cengâverler bir türlü yenişemeyince gece boyunca mum ve fener ışığında güreşir. Solukları kesilen pehlivanlar can verir ve aynı yerdeki incir ağacının altına gömülür. Yıllar sonra gür bir pınar doğar. Halk orada yatanların anısına yöreye ‘Kırkpınar’ adını verir.