02.10.2012 - 17:16 | Son Güncellenme:
Beni karşılayan arkadaşıma bu fikrimi söylediğimde aç olup olmadığımı sordu, benden sinyali alır almaz da Kazancılar’a yarın da gidersin gel hemen şu köşede sana bir kebap yedireceğim dedi ve beni gayet salaş fakat bir o kadar da temiz Eyvan Kebap salonuna götürdü. Burası tam bir kebap salonu, masalar sağlı sollu sıralanmış, sadece yemek yemeye vaktinizin olduğu bir yer burası.(çünkü kapıda sıra var . )
Biz daha istemeden masaya nane, maydanoz, soğan, biber yeşillikle ve acılı ezme salata ile donatıldı. Bu saydıklarımın hepsi ikram. Arkadaşımın tavsiyesine uyarak dürüm kebap yedim ve tabi yanında da şalgam suyu. O kocaman dürümün üstüne bir daha yiyebileceğime emindim. Böyle bir lezzete çok sık rastlanılmaz. Fakat daha deneyeceğim farklı lezzetler olduğunu anımsadım ve kendimi frenledim.
İstanbul’da kebabı çok iyi yapan bir kaç yer biliyorum ama bu lezzetten sonra işleri zorlaştı. Bu arada Adana’da siz siz olun kebaba Adana Kebap demeyin, Adana’lı ustalar o kadar hassas ki bu konuda ‘’zaten kebap Adana’ya mahsustur, Adana Kebap diye istemenize gerek yok’’ diyorlar.
Havasından mı suyundan mı bilemem ama yemek sonrası ikram edilen demleme çayın lezzetini de söylemeden geçemeyeceğim.
Bu kadar lezzeti deneyimledikten sonra gelen hesabın uygunluğu ise size sunulan bir hediye sanki..
Adana’ya yolu düşen herkes uçaktan iner inmez en yakın Kebapçı olan Eyvan’ı denemeli..
Pınar Özdemir