Editörün SeçtikleriBarcelona'da Khaled konseri

Barcelona'da Khaled konseri

19.07.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Barcelona'da Khaled konseri

Barcelonada Khaled konseri

       AY ışığından dolayıdır
Gümüşün ovada bulunuşu
Ve güneş ışığındandır
Altınla kaplanması yoksulun duvarının.
***
Işık akıntısında yıldızların
Gezegenler döner durur
Ve gözlerinin ışığından dolayı
Sevda vardır düşlerimin derinliklerinde.

Francis Carlin
(Çeviren: Aylin Livaneli Yahşi)

HANİ, yediğin içtiğin senin olsun, bize gördüklerini anlat denir ya; ben de yaptığım tatil dolayısıyla gezdiğim, gördüğüm yerleri ve yaşadıklarımı anlatmaya çalışıyorum.
Barcelona'da, "İspanyol Köyü" diye bilinen turistik mekandayız.
Kapıda uzun bir kuyruk var.
Kuyruktakiler, akşam orada konser verecek Cezayir asıllı ünlü şarkıcı Khaled'i bekliyor.
Hani "Ayşa" şarkısını herkese dinleten Khaled.
Konserde, İspanyolların ve orada bulunan turistlerin acemice göbek atmalarını izlerken, 'gün gelip de bir Cezayirlinin dünyayı böylesine kasıp kavuracağı kimin aklına gelirdi?' diye düşünüyordum.
Aslında, kendi geçmişini ve Arap kültürünü böylesine içine sindirmiş olan İspanyollar açısından pek garipsenecek bir durum değil bu, ama ya diğerleri için?
Eskiden Arap müziği Batılılara yabancı ve uzak gelirdi.
Sonra yavaş yavaş disco, pop ve techno'ya Arap tınıları eklenmeye başlandı.
Madonna ve Paula Abdul'ün bu müziğe duydukları yakınlık, parçalarına yansıdı.
Ofra Haza, Ortadoğu'nun yanık ezgilerini dünyaya sevdirdi.
Ve şimdi Arap müziği her yerde.
Londra'da, New York'da, Paris'te insanlar Raşid Taha'yla dansediyor.
Cenevre'deki düğünlerde İsviçreliler göbek atıyor.
Barcelona'da Khaled'in konser verdiği alan dolup taşıyor.
"Ayşa" gibi şarkıların hep bir ağızdan ezbere söylenmesi, dünyanın Anglo Sakson egemenliğinden sıkılıp, yeni arayışlar içine girdiğinin göstergesi sanırım.
Ya da şüpheci bir yaklaşımla, bu durum, cüzdanı kabarık Arapların, trendleri belirleyen ünlü Batı kulüplerini doldurmalarıyla da açıklanabilir.

BEKLEDİĞİMİZDEN biraz daha uzun süren tatilimizde, Madrid ve Barcelona'dan sonra Roma'ya geçtik.
Roma cayır cayır yanıyor.
(Roma'yı bu kez Neron değil yaz sıcağı yakmakta.)
Sokaklar turist dolu.
Herkes çok şık ve bakımlı. Kendimi bir defilede zannediyorum.
Roma, gördüğüm en gürültülü kentlerden biri.
Herkes bağıra çağıra konuşuyor, kornalar çalınıyor, kendi küçük sesi büyük Vespa motosikletlerinin cayırtısı yeri göğü inletiyor.
Roma'da günün konusu, İspanyol Merdiverleri'nde düzenlenecek büyük defile.
Oteller tamamen dolu.
Sokaklar menkenlerden geçilmiyor. Yine de en ünlülerin ortalıkta gözüktüğü söylenemez.
Gösteriden bir gün önce İsyanyol Merdivenleri alanı kapatılıyor, prova yapılıyor.
Çevredeki insanlar büyük bir merakla, uzaktan da olsa Naomi Campbell ve diğer ünlü mankenleri görmeye çalışıyorlar.
Ertesi gün heyecan artıyor, herkes defileden sözediyor.
Her akşam 8'de kapanan butikler, o gün 5'te kapanıyor.
Alanın çevresine yerleştirilen demir parmaklıkların arkasında biriken insanlar, 9 buçukta başlayacak gösteriyi beklemekte.
Ve büyük an geliyor!
Berlusconi'nin sahibi olduğu Mediaset, Canale 5'in sponsorluğunu yaptığı gece başlıyor.
Ses düzeni harika. İspanyol Merdivenleri'nde kırılan ışıklandırma müthiş!
Trussardi'nin siyah deri ve tül karışımı giysilerine bürünmüş mankenler, ağır ağır merdivenlerden iniyorlar.
Sonra İtalyan modasının büyükelçisi olarak nitelendirilen Laura Biagiotti'nin kırmızı elbiseleri ve gelinliği uçuşuyor gözümüzün önünde.
Gösterinin en ilgi çekici bölümlerinden biri de yeni modacılardan Gattinoni'nin şovu.
Rock müziği eşliğinde önce grunge görünümle ortaya çıkıyor mankenler.
Sonra ceketlerini çıkarttıklarında, rüya gibi tül giysilerle karşılaşıyorsunuz. Rock, yerini bir anda senfonik müziğe bırakıyor.
Merdivenin ortasında bir manken durmakta. Arkası bize dönük ve bir tavus kuşunu andırıyor. Derken, mankenin kuyruğunun içinden bir başka manken çıkıveriyor.
Bu mankenin üstünde de mavi bir kuşu andıran bir giysi var. Adı, "Mavi Ay".
Muhteşem bir şov olarak nitelendiriliyor bu gösteri.
Bir ara Natalia İmbruglia'nın şarkıları yükseliyor gökyüzüne.
Gianni Versace'nin ölümünün ardından, aynı meydanda yapılan defileden buyana en büyük gösteri bu.
Şimdi ise İtalyanlar, yine Roma'nın ünlü meydanlarından Piazza Navona'da Gucci ve Prada'nın yeni kreasyonlarının tanıtılacağı büyük şovu bekliyorlar.

İTALYANLARIN vazgeçemediği gelenek ve alışkanlıklar gerçekten çok hoş.
Küçük şeylerden, büyük zevk almayı biliyorlar.
Bu küçük zevkler saymakla bitecek gibi değil.
Ama bunlardan sözedecek olursak, sanırım sabahları kahvelerde içilen espressoyla başlamak gerekir.
Herkes, her sabah işine giderken yolda bir cafe - bar'da durup sert espresso içiyor ve ordakilerle bir sohbet koyultuyor.
Toplumsal yaşamın ayrılmaz bir bölümü bu.
Bir de pazar günleri yenilen aile yemekleri var.
Bütün aile toplanıp şehir dışındaki lokantalara gidiyor ve beş saat boyunca yemek yiyorlar.
Yemekte en çok sözedilen konu ise gene yemek.
Ağustos ayında mutlaka Sardunya'ya, Elba'ya, Capri'ye gidiyorlar.
Kısacası İtalyanların yaşamı evden çok sokakta geçiyor.
Bölgesel farklılıklar da çok belirgin.
Her bölgenin ayrı yemeği, ayrı bir şivesi var.
Romalılarla Milanolular birbirini pek sevmiyor, ama ikisi birden, Sicilyalılardan nefret etmekte.
Sicilyalıları kaba köylüler olarak nitelendiriyorlar.
Napoli'ye romantik bir şehir dense de, ben biraz hayal kırıklığına uğradığımı belirtmeliyim.
Capri adasından katamaran yelkenliyle Sorrento'ya geçip, kiralık arabayla Napoli'ye giderken, böylesine yıpranmış, eski ve gri bir kentle karşılaşacağımı hiç tahmin etmemiştim.
Ama Napoliten yemeklerin çok güzel olduğunu itiraf etmeliyim.
Capri Adası ise tam bir cennet.
Daracık sokaklarıyla, güzelim deniziyle, bakımlı insanlarıyla tam bir tatil cenneti.
Lüks otelleri, butikleri ve gece kulüpleriyle dünya sosyetesinin gözde mekanlarından biri.
Lokantalarda, taksilerde sürekli kazıklanmayı göze alırsanız İtalya gerçekten de çok eğlenceli.
Ayrıca Roma İmparatorluğu'nun görkemli yapıları ve sanat eserleri de inanılmaz bir zenginlik.

Malzeme:
1/2 kg. un
1 tablet maya
Zeytinyağı
Bir tutam tuz
Sıcak su
Domates
Parmezan, Gorgonzola, Emental ve Mozarella peynirleri

Hazırlanışı:
Mayayı suda eritip un, zeytinyağı ve tuzla yoğurup hamur haline getirin.
Kabarana kadar bekletin. Sonra oklavayla incecik açın.
Üstüne doğranmış domatesleri yerleştirin. Birazcık zeytinyağı ve tuz gezdirin.
220 derecede önceden ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin. Fırından çıkardığınız pizzanın üstünü rendelenmiş peynirlerle kaplayıp bir kaç dakika daha pişirin.
Peynirler eriyip üstü kızarınca pizzanız hazır demektir.
Yukarda sıraladığım peynirler Türkiye'de bulunuyor, ama bizim peynirlerimizle de yapmak mümkün.
Afiyet olsun!


Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Sağlığınızı kontrol altında tutmak için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplama aracını deneyin!

VKİ HESAPLA
KEŞFETYENİ
Sihirli Annem'in Çilek'i evlendi! Düğünden ilk kareler
Sihirli Annem'in Çilek'i evlendi! Düğünden ilk kareler

Cadde | 31.05.2025 - 22:34

Sihirli Annem dizisinde Çilek karakterini canlandıran oyuncu Zeynep Özkaya, pilot sevgilisi Oğulcan Can ile evlendi. Düğünden ilk kareler geldi. İşte detaylar...

Yazarlar