Büyük Abi: İstihbaratçıyım

DİNK DAVASI SANIKLARINDAN TUNCEL, DÜNKÜ DURUŞMADA YAZILI İFADE VERDİ axyas012.jpg 8'i tutuklu 19 sanıklı Dink cinayeti davasına dün devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, Tuncel, Yasin Hayal, tetikçi O.S. ile Tuncay Uzundal, Ersin Yolcu, Zeynel Abidin Yavuz, Ahmet İskender, Mustafa Öztürk ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Dink'in eşi Rakel Dink, kızı Delal Dink de adliyeye geldi.Duruşma basına kapalı olan yapıldı. Alınan bilgiye göre, gergin atmosferde geçen duruşmada Tuncel, Emniyet istihbarat görevlisi Muhittin Zenit ve Engin Yılmaz'ın adını verdi, ayrıca "Memduh" isimli istihbaratçıyı da tarif etti. Trabzon'da verdiği beyanları tekrarlayan Tuncel, çapraz sorgu yapmak isteyen Dink ailesinin avukatlarının sorularını cevaplamadı ve susma hakkını kullandı. Bütün bilgileri verdiğini söyleyen ve yasaya göre avukatların sorularına cevap vermeme hakkı olan Tuncel, sadece hâkimin sorularını cevaplayacağını ifade etti. Tuncel, O.S.'nin avukatlar tarafından sorularla hırpalanmasını redde gerekçe gösterdi. Tuncel'in konuşması sırasında eşi Rakel Dink'e yönelik olarak, "Bu da başımıza azize kesildi" dediği öğrenildi. Hayal'in müdahil gazeteci Ali Bayramoğlu'nu kafasını sallayarak tehdit ettiğini savunan avukatı Kezban Hatemi de bu durumu mahkeme heyetine bildirdi. Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti davasının üçüncü duruşmasında yazılı ifade veren eski polis muhbiri, "Büyük abi" Erhan Tuncel, tetikçi O.S. gibi yıpranmamak için müdahil avukatlarının çapraz sorgu yapma isteğini kabul etmedi. İstihbarat görevlisi olduğunu söyleyen Tuncel, bu konuda üç istihbaratçının ifadesine başvurulabileceğini kaydetti. 'Erhan kandırdı, pişmanım' Dosyaya giren belgelere göre, Tuncel polise "haber elemanı" olarak çalıştı ve bu iş için aldığı paraların dekontları bulunuyor. Ancak Tuncel'in "istihbarat elemanı" olarak çalışması istendiğinde yüksek ücret istemesi üzerine ilişkisinin kesildiği bildirildi. Cinayete ilişkin tamamen Tuncel'i suçlayan Hayal suikastı Tuncel'in evinde O.S.'nin de bulunduğu ortamda planladıklarını anlattı. Hayal, cinayeti daha önce işleyeceklerini ancak Tuncel'in şehir dışına çıkması nedeniyle ertelediklerini savundu."Erhan bu adamın Ermeni, Hıristiyan olduğunu, kötü işler yaptığını ve öldürülmesi gerektiğini söyledi. Biz de kandırıldık. Pişmanım" diyen Hayal, Veli Küçük'ü tanıyıp tanımadığını sorması üzerine, "Şahsen tanımıyorum. Ancak Ergenekon operasyonundan sonra onu yakından tanıyan biri benim koğuşa geldi. Ondan duydum" dedi. 'Arka plan bağlantılarına ulaşılsın' Duruşması öncesi, aralarında milletvekili ve gazetecilerin de bulunduğu "Hrant Dink Duyarlılık Grubu", adliye önünde basın açıklaması yaptı. İstanbul Adliyesi'nin duruşma salonlarının bulunduğu kapının önünde, AKP İstanbul Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı, "Hrant Dink Duyarlılık Grubu" adı altında, yazar Adalet Ağaoğlu, milletvekilleri Akın Birdal, Burhan Kayatürk, Hüsnü Tuna, İbrahim Yiğit, Mehmet Domaç, Nursuna Memecan ve Ufuk Uras ile akademisyen Ahmet İnsel, yönetici Can Paker, gazeteciler Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Etyen Mahçupyan, Kürşat Bumin, Mustafa Karaalioğlu, avukat Fethiye Çetin ve yönetmen Sırrı Süreyya Önder'in imzalarını taşıyan basın açıklamasını okudu. "Bizi bir araya getiren ana dürtü, Dink'in katledilmesinin vicdanlarımızda açtığı derin yaradır" denilen açıklamada, "Söz konusu davanın tüm arka plan bağlantılarına korkusuzca ulaşılmasının, ilgili tüm kişi, organ ve kurumların bu sonucu sağlamak üzere gereken tasarrufta bulunmasının, vicdani açıdan asgari bir görev olduğunu düşündükleri" ifade edildi.CHP milletvekilleri de "Hrant Dink Davası İzleme Komisyonu" kurdu. Şahin Mengü'nün de aralarında bulunduğu CHP'li milletvekilleri adliyeye geldi.Kendilerine "Hrant'ın arkadaşları" adını veren kalabalık bir grup da, Beşiktaş Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Grup, "Hrant için, adalet için" yazılı pankart ile üzerinde aynı içerikli Türkçe ve Ermenice yazı bulunan dövizler taşıdı. Joost Lagendijk: Duruşmayı izleyen AB - Türkiye Karma Parlamentosu Eşbaşkanı Joost Lagendijk şöyle konuştu: "Bu davada perde arkasındaki kişilerin bulunup yargılanması gerekiyor. Şu ana kadar hep perde önündeki kişiler yargılanmıştır. Önemli olan bu kişilerin de yakalanıp mahkemeye dahil edilmesidir. Eğer bu dava perde arkasındaki kişilerle çözülmezse AB önünde Türkiye'nin imajında kara bir leke olarak duracaktır. Türkiye'de son günlerde gündemde olan türban sorunu nasıl ki özgürlükleri kısıtlıyorsa, 301. madde de özgürlükleri kısıtlamaktadır. Dink, 301. madde yüzünden öldürülmüştür. Türk hükümeti 301. madde de değişiklikler yapacaklarını söylemelerine karşı herhangi bir adım atılmaması samimi olarak söylemem gerekirse sabrımızı taşırmaktadır." Türban kadar 301 de özgürlükleri kısıtlıyor Duruşmada O.S.'nin avukatlarının zanlının kemik yaşının 19 olarak belirlenmesine itiraz ederek yeniden inceleme yapılması istediği, savcının da zanlının doğumuna ilişkin hastane kaydı bulunmadığından talebin reddedilmesini istediği belirtildi. Dink ailesinin avukatı Erdal Doğan'ın da O.S.'nin kemik yaşıyla ilgili daha açık ifadeler içeren rapor hazırlanmasını talep ettiği öğrenildi. O.S.'nin kemik yaşıyla ilgili olarak, Kocaeli Devlet Hastanesi'nin raporunda 18 yaşından küçük olduğu, 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun raporunda, olay tarihinde 19 yaşını bitirmediği, Zeynep Kamil Hastanesi'nin kayıtlarına göre de 18 yaşından küçük olduğu belirtilmişti.9 saat süren duruşmada, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, sanıkların çapraz sorgularının tamamlanması için duruşmanın 25 Şubat'a ertelenmesini kararlaştırdı. Kemik yaşı itirazına savcıdan ret NOTLAR Duruşma kameraya alındı Duruşma bir ilke sahne oldu ve kamerayla kayıt yapıldı. Duruşmanın sesli ve görüntülü kayıt altına alınması için kurulan sistemin tanıtılması amacıyla gazeteciler mahkeme salonuna alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, sistemin yasal dayanağını CMK'dan aldığını söyledi.Dink duruşması sırasında nezarette bulunan iki grup arasında kavga çıktı. Uyuşturucu suçundan gözaltına alınanlar ile sol terör suçundan yargılanan sanıklar birbirini yaraladı. Kavganın sebebinin, sol görüşlü bir sanığın cezaevi aracından inerken, "Hepimiz Ermeniyiz" diye bağırması olduğu iddia edildi.