Hayatını hastalarını kurtarmaya adamış cerrahi uzmanı olan bir doktorun ameliyat edercesine beton blokları keserek altında kalan eşi ve oğlunu kurtarmaya çalışması hiçbir sonuç vermedi.
Kocaeli 60 Evler'deki yedi katlı apartmanın dördüncü katında sıkışıp kalan eşi ve çocuğunu kurtarmak için uğraşan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü'nde görevli Doçent Dr. Nuri Gönüllü'nün çabasını herkes gözyaşları içinde izledi. Acılı baba kimi zaman elinde delme makinası kimi zaman halat, enkazın altına girip, üstüne çıkarak günboyu çalıştı durdu. Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ülger'de arkadaşına yardım etmek için enkazın üzerindeydi.
Üzerindeki mavi gömleğiyle "hayatının en zor ameliyatını" betonu keserek, kırarak ve delerek yapıyordu. Bir doktor kesin ölüme kadar hep bir yaşam umudu olduğunu bilirdi. Bugüne kadar sayısız hayat kurtaran Doç. Dr. Nuri Gönüllü'nun bilgisi ve gücü, beton bloklara yetmediği için en çok sevdiği iki insanın ancak cesetlerine ulaşabildi.
28 günlük evliydi
Beton blokların vinçle hareket ettirilmesi belki de bina enkazlarına sıkışmış kalmış hayat kırıntılarını da yokediyor.
En büyük hasarın olduğu 60 Evler'deki apartman yıkıntıları arasında 28 günlük evli Niyaze Mutlu'dan akşam satlerine kadar ses alınıyor olması, kurtarma çalışmalarında umut ortaya çıkardı. Tüpraş'ta uzman olarak çalışan ve balayından iki gün önce dönmüş olan Niyaze Mutlu, eşi Turan'la depreme evlerinde yakalanmıştı. Turan yaralı olarak Kartal
Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak Niyaze'nin cesedi hala enkaz altındaydı. Annesi akşamları evine dahi gitmiyordu, ablaları da öyle. Ailenin erkekleri de bizzat çalışmalara katılıyordu.
Öğlen saatlerinde Niyaze'ye ulaşıldığında hala umut ışığı yanıyordu. Önce öldü diyerek yoldan bir kamyonet çevrildi. Ardından yaşıyor diyerek bir ambulans getirtildi. Doktorun kontrolu ve "Kamyonet gelsin" sözleriyle küçük umutlar da söndü. Annenin içten içe yaşadığı acıya ablası Gülcan'ın feryatları da katıldı. Cenaze hemen yakındaki Yörükler Mezarlığı'na götürüldü. Kardeşinin çeyizlerini elleriyle enkazın altından çıkaran Gülcan ancak "Daha yaşayacak çok günleri vardı, hepsi bitti. Biz de bittik" diyebildi.