Başta çekirdekler, fındık ve yer fıstığı olmak üzere kuruyemiş çeşitlerinin tüketimi, içeriğindeki mineraller ve koruyucu özellikteki doğal yağlar ile çürük oluşumunu önlerken, tükürük yapısının da güçlenmesine yardımcı olur. Bu mineral ve yağlar, diş minesini kuvvetlendirirken, dişlerin çürümelere karşı daha dirayetli olmasını sağlar.
Ağızda koku oluşumunun en önemli sebebi dişlerde oluşan çürükler ve dişeti hastalıklarıdır. Yetersiz ağız temizliği, kokulu yiyecekler ve sigara kullanımı da ağız kokusuna zemin hazırlayan diğer faktörlerdir. Ağız kokusunun önüne geçebilmek için ilk yapılması gereken ağız ve diş temizliğine dikkat etmektir. Temizliğin yanı sıra ağız kokusunu önleyen besinler de tüketilmelidir.
Örneğin; yemeklere ve salatalara lezzet katan maydanoz, diş ve dişeti hastalıklarına karşı koruyucu bir görev üstlenirken, ağız kokusunun giderilmesine de destek olur. Ağız içinde oluşan bakterilerle mücadele etmesiyle bilinen tarçın da ağız kokusuna karşı kullanılabilecek diğer bir alternatiftir. Tarçın, suyun ya da içeceklerin içine konularak tüketilebilir.Biberiye çiçeklerinin demlenmesiyle hazırlanabilecek çaylar ve içine eklenecek limon dilimleri de ağız kokusunu önleyecektir. Ayrıca kahve çekirdeği de ağız boşluğunda oluşan bakteri artıklarının neden olduğu kötü kokuyu yok edecektir.
Balık çeşitleri, içeriğinde dişlerin sertleşmesinde destekçi olan fosfor bulundurur. Çocukların diş gelişimi için kalsiyum bakımından zengin somon ve uskumru balığı sofradan eksik edilmemelidir.
Ağız içerisinde oluşan bakterilerin yok edilmesine gıdaların yanı sıra bazı içeceklerin de katkısı bulunur. Bunların başında yeşil çay gelir. Yeşil çayın içeriğinde bulunan katesin maddesi bakteri savaşçısı olmasının yanında kansere karşı koruyucu özellik de taşır. Bu nedenle yeşil çay, bilhassa ağız kanserlerini önlemede etkili bir içecektir.