Sigara dumanı içerdiği çok sayıda kimyasal içerik nedeniyle mide kanseri için de önemli bir risk faktörü. Öyle ki sigara kullanımı mide kanseri riskini iki kat artırıyor. Sigara içen ve Helicobakter Pylori enfeksiyonu olan kişiler, bu enfeksiyonu olmayan ve sigara içmeyen kişilere göre 10 kat daha fazla risk taşıyorlar. Sigara içmediği halde dumanına maruz kalan kişiler de aynı riski taşıyorlar.
HIV (Human Immunodeficiency Virus) ile AIDS hastalarında, enfeksiyon nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalarda ve organ nakli sonrasında ilaç kullanan hastalarda mide kanseri iki kat fazla görülüyor. Bunun nedeni ise bu tip durumların Helicobacter Pylori gibi enfeksiyon risklerini arttırabilmesi.
Aile öyküsü mide kanseri için risk faktörü olarak görülüyor. Mide kanseri olan kişilerin kardeşleri ve çocuklarının mide kanserine yakalanma riski artıyor. Prof. Dr. Atakan Yeşil, “Ancak bu artışın genetik mi yoksa Helicobacter Pylori enfeksiyonu gibi diğer risk faktörlerinden mi kaynaklandığı henüz bilinmiyor” diyor.
Obezite hayatı tehdit eden pek çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Örneğin, insülin direnci üzerinden mide kanseri riskini artıran etkiye sahip oluyor. Dolayısıyla sağlıklı bir yaşam için fazla kiloların verilmesi büyük öneme sahip. Aşırı kilolu kişilerde uygulanan obezite cerrahisi vücuttaki yağ oranının azalmasını, bu yağ hücrelerinden salınan ve kansere yol açan hormonların da dolaylı şekilde eksilmesini sağlıyor. Bu etkisiyle pek çok kanser riskini önemli oranda düşürüyor. Bununla birlikte obezite cerrahisinde işlemlerin midede üretilen asit miktarını düşürdükleri için mide kanseri riskini ise bir miktar artırdıkları gösterilmiş. Bu nedenle obezite cerrahisinin sadece estetik amaçlı düşünülmeyip, ihtiyaç durumunda yapılması önem taşıyor.
Mide koruyucu kullanımı nedeniyle mide asidinin azalması ve mide PH’nın artması hem bakterilerin üremesi için kolay ortam oluşturuyor hem de vitamin eksikliklerine neden oluyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil, kronik asit düşüklüğünün atrofik gastrite zemin hazırlarken mide kanseri riskini de artırdığına işaret ederek, “Bu nedenle hekimin önerisi olmadan mide koruyucu ilaçların kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır” diye konuşuyor.
Geçmişte mide kanseri tıbbi X-ray ışınlarına (röntgen) maruz kalmayla ilintili olmuştu. Günümüz teknolojisinde ise röntgenlerde maruz kalınan X-ışınındaki radyasyon miktarı eskisinden çok daha düşük. Ancak bazı diğer tıbbi yöntemler, mesela BT (Bilgisayarlı Tomografi) taramalarında önemli miktarda radyasyon olduğunu belirten Prof. Dr. Atakan Yeşil, “BT çekimleri sadece ihtiyacınız olduğunda kullanılırsa bu sizin için zararlı değildir” diyor.
Daha önce prostat, meme, mesane ya da testis kanseri geçiren erkeklerin mide kanseri riskinde hafif bir artış oluyor. Kadınlar da yumurtalık, meme ya da rahim ağzı kanseri geçirmişlerse mide kanserine yakalanma riskleri artıyor. Her iki cinsiyet içinse yemek borusu (özofagus), bağırsak veya trioit kanseri, melanom olmayan cilt kanseri ile non Hodgkin lenfoma öyküsü mide kanseri riskini artırıyor.