Suni ve spontan olarak bu fenomeni yaşayan insanlar hep benzer tecrübeler aktarıyor: Sesler duyma, hoş hisler, bedenin dışına çıkma duygusu veya kendilerini başka bir dünyada gibi hissetme... Bu fenomenin nedeni vücudun bir çeşit uyku evresine girmesi hali. Uyku esnasında kaslarımız geçici olarak felce uğrar ki rüyadaki hareketlerimizi gerçek hayatta yapmayalım. Aynı mekanizmanın ölüme yakın deneyim sırasında da ortaya çıktığı ve ölü olma hissini kuvvetlendirdiğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
Bunun bir diğer kanıtıysa uyku paralizisinin, diğer bir deyişle uykudaki felç halinin uyanınca devam etmesi durumunun, yahut halk dilindeki adıyla karabasanların, ölüme yakın deneyim yaşayan insanlarda daha sık görülmesi. Uykudan uyanıklığa geçerken yaşanan bilinç durumlarını beynimiz otomatik olarak ayarlar. Ancak bazen hata yapar ve uyanıklıkla REM uykusu birbirine girer. Uyanırız ama REM uykusu felci devam eder. İşte karabasan ve ölüme yakın deneyimlerin altındaki mekanizma budur.
Dr. Olaf Blanke hastalarında beyin elektrodu vasıtasıyla dört dörtlük beden dışı deneyimler yaratabiliyor. Ayrıca Olafke’nin ilginç bir hipotezi de var. Sürekli takip edildiğini düşünen pek çok insan yanlış bir şekilde paranoid tanısı alırken takip edilme hezeyanının arkasında aslında pozisyon duyusu anomalisi olabileceği ve kişinin bu bozukluk nedeniyle kendini hem vücudunda hem de farklı bir yerde hissedip sürekli arkasında biri geziniyormuş algısı yaşadığını ifade ediyor. Dr. Olafke beyin elektrodu vasıtasıyla arkasında biri olduğu hissini oluşturabildiğini de rapor etmişti.
Son olarak meşhur ucunda ışık olan tünel görme fenomeninden de bahsedeyim. Beyne az oksijen gelmesi halinde beyin görme alanından tasarrufa gider ama görme alanının en hayati bölgesi olan merkezi görmeyi korur. Görme alanının ortası parlak kalmaya devam ederken etrafı kararır ve tünel görme ilüzyonu ortaya çıkar.