Bu ve benzer dönemlerde özellikle panik olmak üzere kaygı bozukluğu ve takıntı hastalığı yani OKB tanılı hastaların daha fazla etkileneceğinin öngörülebileceğini kaydeden Dr. Alper Evrensel, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Zira OKB’nin en yaygın görülen türünde mikrop kapma endişesi vardır. Yani bu hastalar zaten salgının söz konusu olmadığı zamanlarda bile çevrelerinden ciddi hastalıklara sebep olabilecek bir mikrop kaptığı yönünde düşüncelere kapılırlar. Örneğin hepatit, kuduz veya AIDS virüsü kapabileceği endişesi ile hayatlarını kısıtlar, eldiven takar, hastaneye gitmez, kan aldırmaz hatta çöp tenekelerinin yanından bile geçmez. Hâl böyle olunca tüm dünyayı etkisi altına alan ve ölümcül sonuçlar doğurabilen corona virüs hakkında takıntıların ortaya çıkması doğaldır. Kaygılı beklentiler içine giren kişilerde ise uyku ve dikkat bozuklukları hatta panik ataklar bile ortaya çıkabilir."
Dr. Alper Evrensel, “Her insan aynı ruhsal dayanıklılık gücüne sahip değildir, bazı insanlar daha hassastır. Bu yapıdaki kişiler corona virüs ile ilgili haberlerden mümkün olduğunca kaçınmalıdır. Örneğin alerjik bünyeli bireyler nasıl toz ve polenden uzak durmalı, eğer ilaç alerjisi var ise ilaçlara karşı temkinli davranmalıdır değil mi, aynen öyle bu duyarlı kişilerin de bile isteye corona virüs haberlerini izlemesi uygun değildir” dedi.
“Hastalığın belirtileri ve korunma yolları ile ilgili sadece resmi kaynaklara ve bilim otoritelerine itibar edilmeli, sosyal medya söylentilerini dikkate alınmamalı” uyarısında bulunan Dr. Alper Evrensel, “Hatta sosyal medya hesaplarını kapatmaları ve kendilerini bu olumsuz uyaranlardan tecrit etmeleri de yerinde bir tedbir olacaktır. Buna ilave olarak eğer halihazırda süren bir psikiyatrik tedavi ve terapi süreci var ise bunun gözden geçirilmesi amacıyla hekim ve terapistlerine başvurmaları ve gerekli tedavi düzenlemesinin yapılması da faydalı olacaktır” diye konuştu.