Kemik dışında beyin, kalp, mide, pankreas, deri, meme, T ve B lenfositleri (bağışıklık sisteminde temel öneme sahip birkaç farklı türde beyaz kan hücreleri) ve monositlerde (bakteri, virüs ve mantarlarla savaşan bir tür beyaz kan hücresi) vitamin D reseptörü (VDR) bulunmaktadır.
"D vitamini yetersizliğinde MS riskinin arttığını, D vitamini ile atakların azaldığını bildiren bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. D vitamini pankreasta bulunan beta hücrelerini uyararak insülin salınımını artırır."
"D vitamini hücre farklılaşması ve çoğalmasındaki etkinliği sebebiyle kanser hücrelerinin çoğalmasını azaltıp apoptozisini (hücre ölümü) uyararak kanser gelişim riskini azaltır."
"Aynı şekilde kontrolsüz çoğalan hücrelerle belirlenen sedef hastalığının iyileştirilmesinde etkili olduğu bilinmektedir."
"Renin-Anjiyotensin-Aldosteron Sistemini’ (kan basıncını ve sıvı dengesini düzenleyen hormonal bir sistem) inhibe eder. Renin-Anjiyotensin-Aldosteron Sistemi (RAAS) fazla miktarda çalıştığında; yüksek kan basıncına (hipertansiyon), böbrek hastalığına ve kalp yetmezliğine neden olmaktadır."
"D vitamininin RAAS sistemini inhibe etmesinin sonucunda hipertansiyon, böbrek hastalığı ve kalp yetmezliği önlenebilmektedir. Yapılan güncel çalışmalarda D vitamini yetersizliğinin obezite oluşumu için risk faktörü olduğu da vurgulanmaktadır.”