Glutensiz diyetin çölyak, gluten ataksisi, dermatitis herpetiformis ve buğday alerjisi gibi hastalıklarda kanıtlanmış bir beslenme tedavisi olduğu bilinmektedir. Bu hastalıkların dışında, örneğin çölyak olmayan gluten duyarlılığında, bazı nörolojik rahatsızlıklarda, migren, depresyon ve otizmde glutensiz beslenmenin semptomların azalmasına neden olabildiği de görülmüştür" dedi.
Glutensiz beslenmenin de sorunlara yol açabileceğini anlatan Diyetisyen Gül, “Fakat glutensiz diyetin genellikle yüksek doymuş yağ ve kalori içerikli olabildiği, posa miktarının standart diyetlere göre düşük olduğu, glutensiz diyet uygulayan bireyde B vitamini, demir, folat ve mikro besin ögeleri eksiklikleri oluşabileceği ve glutensiz diyetin toksik metal maruziyetini de artırabileceği unutulmamalı.
Glutenle ilişkili altta yatan bir hastalık bulunmadığında, glutensiz ürünlere ulaşılabilirliğin azlığı, glutensiz beslenmenin psikolojik ve sosyal zorlukları, maddi yükü, bağırsak sağlığına ve immün sistem fonksiyonlarına olan etkileri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bireyler hekim veya diyetisyenlerinin yönlendirmesiyle glutensiz diyet uygulamalıdırlar. Aksi takdirde uzun vadede uygulanan glutensiz diyet yararlarının yanında vücutta eksikliklere de yol açabilmektedir" diye de ekledi.