Sarıca, en olumsuz şartlarda yaşama, direniş ve dayanıklılığın simgesi olarak gördüğü Ardıç ağacının suyu ne kadar az tükettiğini, en kıraç yerden, en sulak yere kadar her yerde yaşamı sürebildiğini, insanları gölgesinde ağırlayıp, uğurladığını belirterek, “Biraz büyüyüp kitap okumaya başlayınca Ardıç kuşları ve Ardıç ağacı arasındaki mükemmel uyumu öğrendim. Yere dökülen ağacın tohumları Ardıç kuşunun sindirim sisteminde hayat bulup, dışarı atılıp toprağa karışarak tohumlar çimlendiğini öğrendim” dedi.
Doğadaki tüm canlı ve cansız varlıklar arasındaki sonsuz uyumun, özellikle son 30 yılda doğanın kirlenmişliği ve bunun yansıması olarak da ortaya çıkan kanseri gördüğünde, kendini adadığı doğal hayatın sürmesi ve gelecek nesillere aktarılması için Lisinia’yı kurduğunu belirten Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, anlamı doğan ve batan güneşin, ay ışığının sudaki pırıltısı anlamına gelen Lisinia’nın Türkiye’nin ilk Yaban Hayatı Merkezlerinden birisi olarak resmiyet kazandığı kaydetti.
Sarıca tarafından karşılanmak üzere 10 yıllığına Orman ve Su İşleri Bakanlığına bedelsiz hibe edilen Lisinia’da 8 farklı alt proje uygulanıyor.