Soğuk kış günleri geride kaldı ve artık İlkbaharın sıcaklığını hissetmeye başladık. İlkbahar, her ne kadar mevsimlerin en güzeli olsa da, beraberinde getirdiği bahar yorgunluğu bazı kişiler için çekilmez oluyor. Zira, her mevsim değişikliğinde karşılaşılan en büyük sorunlar arasında yorgunluk geliyor. Yani bu güzel mevsimde doğa ile birlikte insan vücudunun da kimyası değişiyor, bu da vücudumuzu halsiz bırakıyor. Bahar yorgunluğunun insandaki negatif enerji yükü ile doğrudan ilişkili oldğunu belirten Alman Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Jan Klod Kayuka konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
Küçük çabalarla aşmak mümkün
Bahar yorgunluğu mevsim değişikliğinden ibaret bir sorun olduğu için küçük çabalarla aşılabilen bir durumdur. Ancak mevsimsel değişikliklerden kaynaklanmayan ve ciddi tedavi gerektiren yorgunluklar da mevcuttur. İlkbaharla birlikte sıcaklığın yanı sıra havadaki rutubet oranı da artış göstermekte, dolayısıyla üzerimizdeki negatif enerji yükü de artmaktadır. İlkbaharda havaların ısınmasıyla birlikte artan elektrik yükü yorgunluğa, halsizliğe ve eklem ağrılarına yol açmaktadır. Bu yüklerden pozitif olanlar vücutta zindeliğe, negatif olanlar ise yorgunluğa ve halsizliğe yol açar. Bahar aylarında, hava sıcaklıklarına bağlı olarak metabolizmada oluşan değişiklikler, insan vücudunun bu elektrik yükünden etkilenmesini artırır ve yorgunluğa neden olur. Sabahları daha yorgun uyanıyor, daha önceden var olan hastalıklarımızdan kaynaklanan şikâyetlerimizin arttığını hissediyor olabiliriz. Büyük şehirlerde yaşayan insanlar, bu yorgunluğu, küçük yerleşim yerlerinde yaşayan insanlara oranla daha yoğun yaşıyorlar. Hava kirliliği, trafik, sanayi kirliliği ve hayat şartlarının daha zorlayıcı olması negatif enerji yükünün etkisini artıran nedenler arasında bulunuyorlar.