Esther’in önerisi, sadeliği ve uygulanabilirliğiyle sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Takipçileri, bu yöntemi hem pratik hem de güven verici bulduklarını belirtiyor. Üstelik yöntemi uygulamak için mutlaka bir su şişesi bulundurmanız gerekmiyor. Bir kutu kola, deodorant şişesi, parfüm şişesi ya da benzer büyüklükte ve yuvarlanabilen herhangi bir nesne de aynı işi görebilir.
Esther'in bu önerisi elbette ki bir başlangıç noktasından ibaret. Otele girdiğiniz andan sonra dikkat etmeniz gereken tek güvenlik kontrolü bununla sınırlı değil. Güvenlik uzmanları da otel odasına yerleşmeden önce daha kapsamlı bir kontrol yapılmasını öneriyor. Kontrol işlemine banyodan başlayabilir, kabin kapısını açarak içeride kimsenin olmadığından emin olabilirsiniz.
Uzun perdeler ya da kalın drapeler, birinin gizlenmesi için uygun bir alan yaratabilir. Perdeleri aralayarak kontrol etmelisiniz. Yatağın altına şişe yuvarladıktan sonra çevresini de kontrol etmeyi ihmal etmemelisiniz. Uzmanlar, bu kontrolleri yaparken oda kapısını açık bırakmanın daha güvenli olduğunu belirtiyor.
Otel odaları genellikle güvenli alanlar olarak görülse bile her zaman küçük riskleri taşıyabilir. Anahtar kartlarının kopyalanması, temizlik personelinin gözden kaçırdığı durumlar veya önceki konukların bıraktığı güvenlik açıkları gibi ihtimaller, nadir de olsa karşılaşılabilecek sorunlar arasında.