27.12.2011 - 15:51 | Son Güncellenme:
Pelin Çini/ Pazar
İkisi de sabahın köründe uyanıyor. Kahvelerini içtikten sonra fotoğraf makinelerini alıp sokağa çıkıyorlar. İşleri tüm gün gezmek. Her hafta başka bir şehri, başka bir ülkeyi keşfediyorlar. Amaçları da blogları için en doğru fotoğrafı yakalamak. Scott, Schuman The Sartorialist ile moda blogu kavramını başlatan adam olarak biliniyor. Kız arkadaşı Garance Doré ise hayatıyla ilgili yazdığı küçük notlar ve çektiği farklı fotoğraflarla süslediği sitesiyle dünyanın en çok takip edilen blog yazarlarından biri. Tam tencere-kapak ikilisi yani.
Scott ve Doré ile Akaretler’de buluşmaya karar veriyoruz. Röportaj öncesi epey geriliyorum zira moda trendlerini takip etmeme rağmen iş giyinmeye gelince tembelin tekiyimdir. Ne rahatsa onu giyerim. Ancak hiçbir şey beklediğim gibi olmuyor. Çünkü isimleri dünyanın önde gelen moda ikonları arasında geçen Scott ve Doré de aynen benim gibi düşünüyorlar. Scott “İnsanların ne giydiklerini hiç umursamıyorum. Blogumda fotoğrafı yayımlananlar şık değiller ki. Önemli olan bana hissettirdikleri” diyor. Cümlesini gülerek Doré tamamlıyor: “Bence zaten şıklık basitliktir. Biz de karşımıza dergiden fırlamış gibi geleceksin diye endişelenmiştik!”
“Aynı şeyleri çekip ortaya bambaşka şeyler çıkarıyoruz”
* İlişkiniz nasıl başladı?
Garance Doré: Ben zaten Scott’un blogunu takip ediyordum. Karşılaşıyorduk ama uzak duruyordum. Hani işlerini çok beğendiğiniz birini tanıyınca soğumaktan korkarsınız ya. O durum işte. Sonra bir şekilde sohbet etmeye başladık. Baktım ki düşündüğüm gibi ciddi ve kibirli bir adam değil. Aksine komik ve sıcakkanlı. Beni güldüren insanlara âşık oluyorum.
Scott S.: Garance bugüne kadar gördüğüm en güzel kadınlardan biri. Çok akıllı ve komik. Yani ona âşık olmaktan başka şansım yoktu. Bazen herkes ona âşık olacak diye çok korkuyorum.
Garance D.: Ben de Scott’a çok şey borçluyum. İçimdeki sanatçıyı o ortaya çıkardı. Beni fotoğraf çekmeye ikna etti, hatta ilk profesyonel makinemi de o aldı.
Scott S.: Evet, Garance bu ilişkiyle epey değişti. İlk tanıştığımızda eski erkek arkadaşından yeni ayrılmıştı, giyimine dikkat etmiyordu. Kendini bırakmıştı. Zamanla değişti, içindeki dünya güzeli kadın ve sanatçı ortaya çıktı.
* Peki, aynı meslekten biri ile sevgili olmak zor değil mi?
Scott S.: Bizim hayatımız işimiz. Elimizde fotoğraf makinelerimiz ile stil avlıyoruz. Her hafta başka bir ülkede uyanıyoruz. Ve hep birlikteyiz. Yani meslektaşların ilişkisi yürümüyor olsaydı çoktan ayrılırdık.
Garance D.: Scott beni resmen bu işe itti. Ben kendine güveni olan biri değilim. “İleride çok önemli bir moda fotoğrafçısı ve yazarı olacaksın” dediğinde gülmüştüm. Yani aramızda rekabet yok.
Scott S.: Aynı yerlerin, aynı insanların fotoğraflarını çekiyoruz ama ortaya bambaşka şeyler çıkıyor.
Garance D.: Ben de Scott’un fotoğraflarını görüp “Ah ya! Bunu keşke ben çekseydim” diyorum.
* Bundan sonraki planlarınız neler? Evlenmeyi düşünüyor musunuz mesela?
Scott S.: İşlerimize odaklandık. Ben ikinci kitabımın üzerinde çalışıyorum. Belki biraz daha az seyehat ederiz de New York’taki hayatımızın tadını çıkartma şansımız olur.
Garance D.: Bir sene önce Paris’ten New York’a taşındım. Alışma dönemindeyim, evimizde vakit geçirmek istiyorum. Onun dışında kitap projem var ve blog için video çekmek istiyorum. Evlilik için kendimizi akışa bıraktık diyebiliriz.
“Scott benim gibi basit bir illüstratörü moda yazarına dönüştürdü”
Garance Doré
* Beş yıl önce blog yazmaya başladım. İllüstratörüm.
O dönemde yaptığım işten memnun değildim. Hayal kırıklığı ile kendimi oyalamak ve beğendiğim desenlerimi sunacak bir platform oluşturmak için blog açtım.
* Moda dergilerini takip ederdim, her kadın gibi güzel kıyafetlere de meraklıydım. Zor dönemlerimde bile şık bir çanta ya da ayakkabı için para biriktirenlerdendim yani. Fakat moda blogu açmak gibi bir iddiam yoktu. Ta ki Scott ile tanışana kadar. O, basit bir illüstratörü önemli bir moda yazarına ve fotoğrafçısına dönüştürdü diyebilirim.
* Moda dünyasındaki insanlara göre fazla samimi ve “normal” olduğum için sivriliyor olabilirim. Sonuçta sıfır beden değilim, ulaşılmaz şeyler giymiyor ve ulaşılmaz gözükmüyorum. Gerçek dünyadan gelen gerçek bir kızım. Dünyada ilgimi çekenlerin, karşılaştığım ve bence şık olan her şeyin fotoğrafını çekiyorum.
* İnsanlar blog popülerleşti diye değiştiğimi söylüyorlar. Tabii ki ilk baştaki kızla aynı değilim ama beni ben yapan vizyonu kaybetmediğimden de eminim. Bir de şu var: Önemli bir misyonum var artık. Benim gibi olmak isteyenlere bu işin yapılabildiğini anlatabilmek. “Farklı bir bakış açınız olduğuna inanıyorsanız blog açın” diyorum.
* Bana göre stil sahibi olmak otantik olmakla ilgili. Bir de basitlikle. Basit giyinebiliyorsanız şıksınızdır. Eskiden baştan aşağı ünlü markalardan giyinen, abartılı kişilere şık derdik. Şimdi önemli olan doğallık.
* İstanbul en az New York, Paris ve Londra kadar modern ve cool bir şehir. Ve moda konusunda da en az onlar kadar söz sahibi. New York’ta fotoğrafını çektiğim stil sahibi kızların hepsi İstanbul’da da var. Zaten bence İstanbul başlı başına bir stil ikonu.
“Bencilim. Sizden ilham alıyorsam fotoğrafınızı çekerim. Yoksa gerek görmem”
Scott Schuman
* Daha önce Türkiye’ye gelmemiştim. Burası seyahat ettiğim ikinci Müslüman ülke. Doğu ile batının karışımının sokaklara nasıl yansıdığını çok merak ediyorum.
* Stil sahibi olmak bakış açısına sahip olmak demek. Pahalı kıyafetler alamazsınız ama öyle bir renk kombinasyonu yaratırsınız ki herkes hayran kalır.
* Blog yazmaya başlamadan önce genç tasarımcıların koleksiyonlarının satıldığı bir mağazam vardı. Yani modaya uzak değildim. Moda dergisi okumaya, özellikle fotoğraflara bakmaya bayılırdım. Mağazayı kapattığım dönemde fotoğrafa merak sardım. Kızlarımın fotoğraflarını çekiyordum. Ardından sokaktaki insanların fotoğraflarını bloguma koymaya başladım.
* Yedi yıldır blogum var, dünyanın en çok ziyaret edilen bloglarından biri. Ekip kurmadım çünkü kimse benim bakış açıma sahip olamaz.
* Bana en çok “Sizin blogunuzda yer almak için nasıl giyinmek gerek?” diye sorulur. Bunun kesin bir cevabı yok. Dergiden fırlamış gibi giyinebilirsiniz ya da baştan aşağıya çok ünlü bir tasarımcının kıyafetleriyle de karşıma çıkabilirsiniz. Ancak bencilim Sizden ilham alıyorsam fotoğrafınızı çekerim. Yoksa gerek görmem.
* Moda blogcusu olarak tanındım ama sadece öyle kalmak istemiyorum. Geçen hafta Fas’ta birçok fotoğraf çektim. Hiçbiri dergi çekimlerine benzemiyor. Aralarında çok güzel portreler var. İleride bu tarz fotoğraflara da yer vermeyi düşünüyorum.
Survivor yarışmacılarından Hikmet Tuğsuz bir anda yarışmaya veda etmişti. İzleyiciler tarafından Survivor Hikmet'in nereye gittiğini merak konusu olmuştu. Hakkında ortaya atılan iddialar sonrası Hikmet Tuğsuz'dan ilk açıklama geldi.