Yaşam Milliyet yangın kulesidir!

Milliyet yangın kulesidir!

20.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Milliyet yangın kulesidir

Milliyet'ten okurlarına Bu sonuç bir iyi, bir de kötü gelişmeyi haber veriyor.Kötü haber; iklim değişikliği ve kuraklığın, artık günlük hayatımızı değiştirecek ölçüde yakıcı sonuçlar ortaya koyması. Gün geçmiyor ki, kurumuş bir ırmak yatağından veya suyu çekilmiş bir göl çanağının çatlamış toprağından fotoğraflar gelmesin...İyi haber; geç de olsa artan kamuoyu ilgisi ile çevre haberlerinin gündemin üst sıralarına ve birinci sayfalara tırmanması! Çevre haberlerinin basındaki adresi değişiyor. Geleneksel yeri gazetelerin "artakalan" sütunları olan çevre ve iklim haberlerini giderek yükselen ölçülerde birinci sayfalarda okuyoruz. Yayın politikasında çevre haberlerine özel bir ağırlık tanıyan Milliyet, doğal yaşam ortamlarının tahrip edilmesine karşı kamuoyu ilgisinin artmasında hayati bir işlev gördü. Bu konuda öncü bir rolü olan gazetemizin özel çevre dosyaları, genel eğilimden farklı olarak son dönemdeki küresel ısınma haberleriyle başlamadı.Doğal hayatı tehdit eden gelişmeler bütün boyutlarıyla gazetemizin gündeminde ve manşetlerinde yer buldu. Ormanları gözleyen yangın kuleleri gibi, nerede bir çevre suçu işlense Milliyet orada oldu. Küresel ısınmayla başlamadı Geçen pazartesi günü de manşetimizde bir çevre haberi vardı. Tunca Bengin yönetimindeki Haber-Araştırma Servisi'nden Serhat Oğuz'un "Zehir şelalesi" başlıklı haberine göre, İstanbul'da İSKİ'ye ait arıtma tesisinin depolarında yıllardır bekleyen atıklar önlem alınmadan doğaya atılıyordu.Murat Öztürk'ün birinci sayfamıza altı sütun yayılan hava fotoğrafı fazla söze yer bırakmıyordu.Çarşamba günü sürmanşetimiz ile ikinci sayfamızın tamamı, başta sanayi atıklarıyla mahvolan Ergene havzası olmak üzere, Türkiye'nin dört yanından zehir gibi yağan çevre haberlerine ayrılmıştı. 'Zehir şelalesi' Son resmi açıklamalara göre 19 bin 297 yurttaşımızın yaşamına mal olan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 8 yıl geçti. 7.4 şiddetindeki bu afet doğal, ancak sonuçları doğal değildi. Deprem kuşağında bulunan hemen hemen hiçbir ülkede aynı büyüklükteki depremler bu kadar çok insan kaybıyla sonuçlanmamıştı.Binlerce insanın can verdiği binaları eksik malzemeyle yapanların, yapılmasına izin verenlerin hak ettikleri cezalara mahkûm edildiklerini söyleyemeyiz.Diğer yandan, büyük kayıplar yaşayan Türkiye'nin geleceğe "bir deprem ülkesi" olarak hazırlandığını düşünmek de olanaksız. Arkadaşımız Gülçin Üstün, bütünüyle deprem riski altında bulunan Türkiye'nin her köşesini kapsayacak yeni yapı denetim yasasının 5 yıldır rafta bekletildiğini ortaya koydu.Ülkemizi yeni bir inşaat afetinden korumak için daha fazla beklememeliyiz! Deprem doğal ama... Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı'nın seçimi ve 60. Hükümet'in kurulmasına ilişkin gelişmeleri Ankara Büromuzun objektif haberleri, yazarlarımızın yorumlarıyla izliyorsunuz.Geçtiğimiz haftanın önemli tartışmalarından birisi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Çankaya'da türbanlı eş" modeli olarak Atatürk'ün eşi Latife Hanım ile annesi Zübeyde Hanım'ı öne sürmesi oldu. Erdoğan'ın yaklaşımı "Latife Hanım savunması" başlığıyla perşembe günü manşetimizdeydi.Başbakan'ın açıklamasına sorgulayıcı bir tutumla yaklaşan Milliyet, Latife Hanım'ın "Çankaya'da türban" için doğru bir örnek olup olmadığını, konunun önde gelen uzmanına sordu. Ciddi bir araştırmanın ardından kaleme aldığı "Latife Hanım" kitabı büyük ilgi gören gazeteci İpek Çalışlar'ın Erdoğan'ın yaklaşımını onaylamayan sözleri cuma günü birinci sayfamızdaydı. Latife Hanım dosyası Adana Balcalı Hastanesi'nde kanser tedavisi gören 8 yaşındaki Feyzullah Türk'ün ailesiyle birlikte yoksullluğa karşı verdiği savaşı sayfalarımızda izlediniz.Adana'dan Şanlıurfa'daki evlerine dönemeyen Feyzullah ile refakat eden babasının perişan halini anlatan haber 11 Ağustos Cumartesi günü manşetimizdeydi. Baba Müslüm Türk, 8 ay önce Adana'ya tedaviye getirdiği çocuğunu yeni bir seansa kadar Şanlıurfa'ya götüremeyince, çözümü yavrusuyla birlikte inşaat halindeki bir otoparka sığınmakta bulmuştu.Anadolu Ajansı'nın haberi üzerine arkadaşımız Ümran Avcı, Türk ailesi ile buluştu. Şanlıurfa'daki manzara da, pazar günü "Evindeki fark üstündeki çatı" başlığıyla birinci sayfamızdaydı.Haberlerimiz üzerine Başbakanlık Feyzullah'a hastanede bir oda ayrılacağını aileye bildirdi. AKP Adana Milletvekili Ömer Çelik, hasta ve hasta yakınlarına konaklama ve bakım hizmetleri için MTV'nin de desteğiyle bir kampanya başlattıklarını açıkladı. Evet, Milliyet bir yangın kulesidir...Öyle olmasa, yoksulluk cangılında ateş bir kez daha düştüğü yeri yakacaktı! dakin@milliyet.com.tr Feyzullah'ın hikâyesi

Yazarlar