Olympos’un Donkişot’u

Kadir Kaya ağaçların üzerine ev yaptığında köylüler dalga geçmiş. O yılmamış. Şimdi kampına günde 500 kişi geliyor. Yabancılar ortaklık teklif ediyor...


Kendini tarihin ve doğanın buluştuğu Antalya’daki Olympos mevkiini tanıtmaya adayan 45 yaşındaki Kadir Kaya’nın gözü, ne mevkide ne de para pulda. Tek isteği 1992’de SİT alanı ilan edilen Olympos’un namını Toroslar’ın eteğinden dünyaya yaymak. İşe sekiz yıldır işlettiği Kadir’s Tree House’u kurmakla başlamış. Dağların arasına sıkışmış bu gizli cennetin kapısını aralar aralamaz onu, heyecanla birilerine laf yetiştirirken ya da kendi deyimiyle tavlada yenebileceği bir ‘kek’ ararken buluyorsunuz. Yüzlerce metre öteden bile duyulan tok sesi, insani ilişkilerin çok yoğun yaşandığı kampın havasını daha da yumuşatıyor. Tesisinde konaklayanlardan “misafirlerim" diye bahsediyor. Küçük bir cennetin yaratıcısı Kadir Kaya, her sezon dünyanın dört bir tarafından gelen 30 bin sırtı çantalı turisti ağırlamakla kalmayıp, Anadolu kültürünü tanıtmak için çalışıp didiniyor.
25 yatakla başladığı işletmesinde şimdilerde 250 yatakla yerliyabancı turistlere hizmet veriyor. 25 personel, 10 yabancı gönüllüyle...
Avrupa’nın her köşesinden konuğun uğrak yeri olan kampa, Burunei Sultanlığı, Şili, Ekvador, Zimbabve, Tazmanya, Slovenya, Estonya gibi pek de alışverişimiz olmayan ülkelerden de gelenler oluyor.

İlişkiler çok sıcak
Gazi Üniversitesi Fransız Dili Bölümü’nden mezun olan Kadir Kaya, Olympos’un doğal yapısının bozulmaması için yıllardır mücadele ediyor. Kimi zaman birilerini karşısına alarak... “Bu bölgede 1987’den beri çalışıyorum. İsteseydim otel bile dikerdim. Ama ben bölgenin tarihi ve doğal dokusunu bozmadan turizm yapmaktan yanayım. SİT alanı ilan edilmesi için gerekli çalışmalara da katıldım. Bana köstek olmaya çalışanlar çok oldu. Doğayı masa başında oturarak koruyamayız. Ören yerini temizleyelim, yatların plaja yanaşmaması için şamandıra çekelim dediğimde de kimse ilgilenmedi. Ancak ben evlerimden birinin çürüyen tahtasını değiştirmek istediğimde burası SİT alanı deyip karşıma çıkıyorlar. Ömrüm bana açılan davalarla uğraşmakla geçti. Hepsinden de beraat ettim. Amacım bölgenin kültürünü misafirlerime tanıtmak. Kampımda farklı kültürlerden insanları kaynaştırmaya çalışıyorum. Burada herkes birbiriyle kardeş gibi. İlişkiler çok sıcak. Dünyanın her yerinden arkadaşımın olması bana yetiyor."