Kalça sıkışma sendromu, son yıllarda tanımlanmış olup özellikle aktif, genç erişkin bireylerdeki kalça ağrısının en önemli sebeplerinden biridir. Kalça sıkışma sendromu veya tıp literatüründeki karşılığı ile Femoroasetabular sıkışma sendromu (FAS) mekanik bir kalça rahatsızlığıdır. Erken tanı konulup zamanında tedavi edilmediğinde kalça eklemi osteoartriti denilen kireçlenme ile sonuçlanmaktadır.
Kalça eklemi temel olarak uyluk kemiğinin ucundaki küre şeklinde bir femur başı (top) ve bunun içine yerleştiği asetabulum adı verilen yuva şeklinde kemiklerden oluşur. Bu iki kemik arasında yük taşıyan bir eklem kıkırdağı ve dizdeki menisküse benzeyen ve sürtünmesiz bir yüzey oluşturarak yük taşımada önemli görevleri olan yarım ay şeklinde labrum adı verilen bir yapı bulunur.
Bu küresel baş ve yuva birbirleri ile mükemmel bir uyuma sahiptir. Kalça eklemi yürüme esnasında vücut ağırlığının 4 katı kadar yük taşır. Özellikle oturup kalkarken ve diz çökerken aynı zamanda eklem yüzeyinde makaslama kuvveti oluşturarak daha fazla yüklenme olur. Tüm bu günlük aktiviteler sırasında baş yuvanın içinde sorunsuz hareket eder. Fakat insanların neredeyse % 20’sinde bu uyum normalden farklıdır.
Kalça sıkışma sendromunda yapısal olarak ya femur başının (top) tam küre şeklinde olmaması ve daha çıkıntılı olması (tümsek tipi), veya asetabulumun (yuva) normalden daha derin veya dönük olması (kıskaç tipi) veya çoğu zaman her ikisinin birlikte olmasına bağlı (kombine), kalçanın belirli hareketleri sırasında özellikle fleksiyonda (bacağın gövdeye yaklaştığı durumlarda), eklem yüzleri arasında anormal bir temasa ve aşırı yüklenmelere sebep olur. Bu yüklenmeler tıpkı dizdeki menisküslerde olduğu gibi önce amortisör görevi yapan labrumda, sonra onun hemen komşuluğundaki eklem kıkırdağında harabiyete yol açarak artrit (kireçlenme) sürecini başlatır.
Kalça sıkışma sendromu sporcularda genel popülasyondan 2,5-3 kat daha fazla görülür. Özellikle sporcularda ve günlük yaşamda aktif olan genç erişkinlerde daha sık gözlenen bu durumun kalça ağrısının önemli nedenlerinden biri olduğu 2000’li yılların başında anlaşılmıştır. Bazı görüşlere göre iskelet gelişimi tamamlanmadan yapılan çeşitli ciddi sportif aktiviteler kalça sıkışma sendromu (FAS) riskini artırmaktadır ama bu görüş kesin olarak kanıtlanmış değildir. Hastalık genç sporcularda daha fazla olmakla birlikte 14-15 yaşından sonra her yaşta görülebiliyor. Toplumun neredeyse yüzde 15-20 sinde bu şekil bozukluğu var ve bu hastalık için adaylar.
Özellikle futbol, bisiklet, at binme, yoga, bale, halter, kick boks, judo ve tekvando gibi sporları yapan genç, aktif sporcularda uyluğun gövdeye kaldırılması (fleksiyon) ve dönme (rotasyon) hareketi gibi kalçada değişik açılarda yapılan tekrarlayıcı hareketler, önceden kalça kemiğinde tümseklenme veya kıskaç tipi anatomik şekil bozukluğu olanlarda, bu iki ana parçanın birbirine sürtmesi ile kalçada ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olur. Bir başka deyişle, anatomik deformite kadar bölgenin aktivitede aşırı kullanım durumu da sorunun ortaya çıkışında önemli bir etkendir.
Kalça sıkışma sendromunun belirtileri nelerdir?
Kasıkta ve kalça çevresinde sinsi başlayan ağrı en sık görülen belirtidir. Kalça ağrısı Olguların %88’inde kasık, %67’sinde yan kalça ağrısı şeklindedir. Kalça ağrısı hasta tarafından tipik bir şekilde tanımlanır. Hastalar ağrıyı, kalçanın yanını, baş ve işaret parmaklarıyla tutarak ve ellerini pergel gibi açarak kasıklarına koyarak tanımlarlar. Kavrama belirtisi ya da C işareti olarak tanımlanan bu bulgu tipiktir.
Başlangıçta ağrı geçicidir. Ancak zamanla ağrı sürekli hale gelebilir. Belirtiler, özellikle kalçada aşırı hareketin yapıldığı sportif aktivitelerden sonra artar.
Ağrı sporla ilişkili olabileceği gibi, dik yokuş çıkarken, oturarak yapılan uzun seyahatlerde veya bazı hastalarda namaz kılarken ve alaturka tuvalet kullanımı sonrasında ortaya çıkabilir.
Kalçadan takılma sesinin gelmesi önemli bir tanısal ipucudur. Hastalarda kalça eklem hareketleri zamanla kısıtlanır. Kalça ekleminde kireçlenme olduğunda kalça ağrısı sürekli hale gelir ve kişinin spora devam etmesi imkansız olur.
FAS için ortalama tanı koyma süresi 2 yıldan fazladır. Başlangıcın sinsi ve yakınmalarında aralıklı olması tanı koymada gecikmeye neden olur. Bu klinik durumun bilinmesi ve erken tanınması “eklem koruyucu“ tedavilerin geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır. Dikkatli bir fizik muayeneden sonra kalçadaki anormal yapının ortaya konulmasında kalça grafileri, BT ve MR önemli katkıda bulunur.
Kalça sıkışma sendromu nasıl tedavi edilir?
Kalça sıkışma sendromunun tedavisinde konservatif yöntemler sınırlı olup, istirahat, sıkışmaya neden olan günlük yaşam aktivitelerinin kısıtlanması veya modifiye edilmesi ve antiinflamatuvar ilaç kullanımını içermektedir.
Ancak hastalık mekanik nedene bağlı olduğundan aktivitenin devamı, labrum ve kıkırdak hasarı olan olgularda, tedavide gecikmeye neden olarak kalça ekleminde dejenerasyona ve osteoartrit gelişimine yol açacağından özellikle gençlerde ve sporcularda, 6 haftalık bir konservatif tedavinin yararlı olmadığı durumda cerrahi tedavi yapılmalıdır. Cerrahi tedavide amaç, sıkışmanın nedenini ortadan kaldırmak ve kireçlenme gelişimini önlemektir. Şu anki bilgiler ışığında erken dönemde mekanik probleme yönelik yapılan cerrahi tedavinin hastalığın ilerlemesini durdurduğu veya geciktirdiği düşünülmektedir. Bu amaçla açık cerrahi veya kalça artroskopisi yapılmaktadır. Açık cerrahi sonrasında da şikayetler ve fonksiyon açısından olumlu sonuçlar bildirilmiş olsa da daha minimal girişim olan artroskopik yöntem ile tecrübenin artmasıyla birlikte özellikle kalça sıkışma sendromunun cerrahisinde kalça artroskopisi oldukça yaygınlaşmıştır.
Kalça artroskopisi nedir?
Kalça artroskopisi açık cerrahiye göre minimal girişimsel bir cerrahidir. Oldukça sık yapılan diz artroskopisine göre, kalça ekleminin hem daha derin yerleşimde olması hem de daha kalın dokularla çevrelenmesi nedeniyle kalça artroskopisi, teknik anlamda daha zordur. Ancak açık cerrahiye göre hem kozmetik ve fonksiyonel hem de iyileşme süreci açısından belirgin avantajları vardır. İki veya üç adet birer santimetrelik kesiler ile kalça eklemine girilerek cerrahi işlem uygulanır.
Kalça artroskopisi sonrası iyileşme nasıldır?
Ameliyat sonrasında hastalar, birkaç saati geçmeyen hafif bir rahatsızlık hissedebilir. En fazla bir gece hastane yatışı gereklidir. Hasta hemen ayağa kaldırılır ve bir çift koltuk değneği yardımı ile yürütülür. Koltuk değneği kullanma süresi birkaç haftadır. Ameliyattan sonra yapılacak fizyoterapi yararlıdır. En geç 6 haftada günlük yaşama ait aktivitelerin büyük kısmı (desteksiz yürüme, araba kullanma, işe dönüş vb.) yapılabilir. Sportif aktivitelere dönüş 6-8 ay arasındadır. Cerrahi tedaviden elde edilecek sonuç, hastalık belirtilerinin başlangıcı ile tedavi arasında geçen süre ile doğrudan ilişkilidir. Çoğu hastalıkta olduğu gibi erken tanı ve tedavi ile sonuçlar oldukça başarılıdır.
Sonuç olarak FAS; sporcularda genel popülasyona kıyasla daha sık karşılaşılan ve tanı aşamasında birçok farklı klinik problem ile karıştırılabilecek bir patolojidir. Altı haftalık konservatif tedavinin yetersiz olduğu durumda ise oldukça yüksek düzeyde olumlu sonuçlar sağlayan ve spora dönüşü mümkün kılan artroskopik cerrahi seçeneğe başvurulmalıdır.
Prof.Dr. Nurzat Elmalı
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi
Ortopedi ve Travmatoloji A.D. Öğretim Üyesi
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
Gökyüzünde Mayıs ayı: Cesaret sınanıyor, yeni dönemin kapıları aralanıyor
1 Mayıs 2025
Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş
Hayatına alan aç: Bazen tutmamak da gelişimdir
29 Nisan 2025
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
21 Nisan Haftası Astroloji Yorumu: Boğa yeniayı ile köklere dönüş
21 Nisan 2025
Duygu Sevinç Sevin
21–27 Nisan 2025 haftası burç yorumları: 'Bazen sallanmak, sağlamlaştığını fark etmek içindir'
21 Nisan 2025
Dt. Pertev Kökdemir
Diş beyazlığını korumanın 3 doğal yolu
21 Nisan 2025