OSCAR’IN ‘KEKEME KRAL’I

83. Akademi Ödülleri’nin adayları aktris Mo’Nique ile Akademi’nin başkanı Tom Sherak tarafından açıklandı. Bu yıl, adaylıklara damgasını vuran film, 12 dalda adaylık alan İngiliz yapımı “Zoraki Kral / The King’s Speech” oldu. Başrolündeki Colin Firth’e Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü getiren film, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Orijinal Senaryo ve En İyi Yardımcı Kadıncı Oyuncu gibi önemli kategorilerde öne çıktı.
Film, II. Dünya Savaşı arifesinde İngiltere’de tahta çıkmak üzere olan ama kekeme olduğu için kendisine güvenmeyen Kral VI. George’un hikayesini anlatıyor. George, halka hitap edebilmek için Alan Rickman’ın canlandırdığı bir konuşma terapisti ile çalışmaya başlıyor.

Coen’ler ‘İz Peşinde’
“Zoraki Kral”ı önemli kategoriler de dahil olmak üzere 10 adaylık ile takip eden film, “İhtiyarlara Yer Yok / No Country for Old Men” ile 2008 yılında dört dalda Oscar alan Joel ve Ethan Coen’in yeni yapıtı “İz Peşinde / True Grit”. Western türündeki film, sarhoş ve acımasız bir askerle (Jeff Bridges) babasının katilinin peşine düşen bir kızın (Hailee Steinfeld) hikayesi. Bu yılın favori filmleri arasında başabaş giden Christopher Nolan imzalı “Başlangıç/Inception” ile David Fincher’ın yönettiği “Sosyal Ağ/ Social Network”, Akademi’den 8’er adaylık aldılar. “Başlangıç”ın adaylıkları ise ağırlıklı olarak teknik kategorilerde.
Akademi Ödülleri 27 Şubat’ta James Franco ve Anne Hathaway’in sunacağı, Kodak Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek bir törenle sahiplerini bulacak.

EN İYİ FİLM

“Siyah Kuğu / Black Swan”, “The Fighter”, “Başlangıç / Inception”, “The Kids Are All Right”, “Zoraki Kral / The King’s Speech”, “127 Saat / 127 Hours”, “Sosyal Ağ / The Social Network”, “Oyuncak Hikayesi 3 / Toy Story 3”, “İz Peşinde / True Grit”, “Winter’s Bone”

EN İYİ YÖNETMEN
Darren Aronofsky (Black Swan), David O. Russell (The Fighter), Tom Hooper (The King’s Speech), David Fincher (The Social Network),
Joel Coen ve Ethan Coen (True Grit)

EN İYİ KADIN OYUNCU
Annette Bening (The Kids Are All Right), Nicole Kidman (Rabbit Hole), Jennifer Lawrence (Winter’s Bone), Natalie Portman (Black Swan), Michelle Williams (Blue Valentine)

EN İYİ ERKEK OYUNCU
Colin Firth (The King’s Speech), Jesse Eisenberg (The Social Network), James Franco (127 Hours), Javier Bardem (Biutiful), Jeff Bridges (True Grit)

EN İYİ YARDIMCI KADIN
Amy Adams (The Fighter), Helena Bonham Carter (The King’s Speech), Melissa Leo (The Fighter), Hailee Steinfeld (True Grit),
Jacki Weaver (Animal Kingdom)

EN İYİ YARDIMCI ERKEK
Christian Bale (The Fighter), John Hawkes (Winter’s Bone), Jeremy Renner (The Town), Mark Ruffalo (The Kids Are All Right),
Geoffrey Rush (The King’s Speech)

Sansürsüz Hollywood sohbeti

ABD’nin ünlü haber dergisi Newsweek, her yıl olduğu gibi Oscar ödüllerinin en güçlü adaylarını yuvarlak masada bir araya getirdi. Masanın bu seneki kadın konukları arasında, Annette Bening, Nicole Kidma, Natalie Portman ve Michelle Williams vardı. Masanın erkek konukları ise Colin Firth ve James Franco oldu. İşte yıldızların sansürsüz sohbeti.

Aşık olduğunuz biriyle beraber oynamak zor mu?
Firth: Aşık rolü yapmanın en zor yanı, başka birine gerçekten aşık olmanız. Dolayısıyla karşınızdaki aktöre bunun numarasını yapmak zorlaşıyor.
Bening: Katıldığım bir oyunculuk dersinde, hocamız, karşımızdakinin yüzü yerine başkasını hayal etmemizi söylemişti.
Firth: Ben karşımdaki oyuncunun yüzünü photoshop’luyorum.

Peki seks sahneleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kidman: Eğer, yönetmenin beni kullanmadığına inanıyorsam, herhangi bir kural koymam. Film buna değecekse, deneyimlemek isterim.

Natalie senin Black Swan çekimleri sırasında kaburga kemiğini kırdığın doğru mu?
Natalie Portman: Kırmadım, sadece çıktı. Dünyanın sonu değildi, sadece biri dokununca acıyordu. Dansın kareografisini değiştirdik.

Colin, kekeme olan Kral 6. George’u canlandırdın. Bu role nasıl hazırlandın?
Firth: Daha önce iki kere kekeme canlandırdım. Bunun bazı teknikleri var. Fakat her zaman işe yaramayabiliyor. Sonuçta farklı karakterleri canlandırıyorsunuz.

Colin, bu filmdeki rolünden sonra İngiltere Kraliyet Ailesi’nden herhangi bir telefon aldın mı?
Firth: Hayır. Saray dışına bilgi akışı neredeyse sıfır. Mesela Kraliçe, “Kraliçe” filmini izledi mi onu bile bilmiyoruz.
Bening: Tony Blair izlememişti.
Firth: Gerçekten mi?
Benning: Birine söylerken duydum.

Sizce izleseydi filmde geçenleri kabul eder miydi?
Bening: Bilmem. Sanırım izlememek filme dair soruları cevaplamaktan daha kolay geliyor.
Franco: Bush’un “W”yi izlediğini duydum. Sevmiş. O ve Clinton, sinema arkadaşıymışlar.

Anette, en son American Beauty filmindeki rolünle Oscar Ödül törenine katıldığında karnın burnundaydı, şimdi hamile olan Natalie için tavsiyelerin var mı?
Bening: Çok heyecanlıydım, bebek içimde çok hızlı hareket ediyordu. Kelimenin tam anlamıyla sersemlemiştim.

Bebek doğunca ne kadar süre işe ara vermeyi düşünüyorsun?
Portman: Yıllarca evde bebeğimle başbaşa kalabilirim diye düşünüyorum ama herkes iki ay sonra aklını kaçırırsın diyor.

Favoriler ve sürprizler

Akademi’nin her yıl olduğu gibi bu yıl da sürpriz yapma ihtimalini göz önünde bulundurarak, 27 Şubat’taki törenin favorilerine göz atalım. En İyi Film kategorisinin favorileri David Fincher’ın “Sosyal Ağ”ı ve Akademi‘nin genel beğenisine daha yakın olduğu ifade edilen edilen “Zoraki Kral”. En İyi Kadın Oyuncu dalında, “Siyah Kuğu / The Black Swan”da canlandırdığı balerin Nina ile fiziksel olarak zorlu bir rolde büyük alkış toplayan Natalie Portman öne çıkıyor. En İyi Erkek Oyuncu dalında ise Colin Firth favori. En İyi Yönetmen dalında yine David Fincher Akademi’nin gözdesi olabilir. Bu yılın sürprizlerine gelirsek, “Zoraki Kral”ın adaylıklara damga vurması beklenmiyordu; David Fincher’ın “Sosyal Ağ” ile en çok adaylık unvanını göğüsleyeceği tahmin ediliyordu.

Steven Spielberg: Sen o kız mısın?
Her yıl bir bağımsız filmin aday gösterilmesi, son yıllarda bir Akademi geleneğine dönüşmüştü. Bu geleneğin bu yılki sahibi sürpriz bir şekilde En İyi Film kategorisinde aday gösterilen bağımsız yapım “Winter’s Bone”. Film, babası ortadan kaybolan 17 yaşında bir kızın ataerkil sistem içerisindeki savaşını anlatıyor. Filmin başrolünde bulunan, performansı En İyi Kadın Oyuncu dalında adaylıkla taçlandırılan Jennifer Lawrence, Hollywood’un da dikkatini çekti. Steven Spielberg’in onunla karşılaşıp “Sen filmdeki Jennifer Lawrence mısın?” demesi bu yılın en sık konuşulan anekdotu oldu.