Destanlar yazılan Çanakkale savaşlarından kahramanı olmayan bir film çıkardığı için Sinan Çetin'e teşekkürler
Destanlar yazılan Çanakkale savaşlarından kahramanı olmayan bir film çıkardığı için Sinan Çetin'e teşekkürler
Çanakkale Çocukları
Bir anne rüyasında iki oğlunun Çanakkale Savaşı'nda birbirini öldürdüğünü görür. Üstelik biri İngiliz diğeri de Osmanlı siperindedir. Bunu kocası Kasım Bey'le paylaştığında kocası onun delirdiğini düşünür. Ancak evlâtlarının tehlikede olduğunu hisseden annenin durmaya niyeti yoktur. Bir annenin yüreğindeki sesin peşine takılarak çıktığı bu yolculuk Çanakkale Savaşı'nın kanlı meydanlarına kadar onu sürükleyecektir. İki ayrı cephede iki düşman kardeş. Acaba kim kimi öldürecek ya da iki kardeşi anneleri kurtarabilecek mi?
Biz anca nal toplarız
Dünyada eşi benzeri bulunmayan bir tarihe sahibiz ancak elimizde işte bu da bizim kahramanlarımızın hikâyesi diyebileceğimiz bir filmimiz maalesef hâlâ yok... Elin adamları hayallerinde yarattıkları John Rambo'yla kahramanlık destanları yazarken biz anca nal topluyoruz, nal. Çanakkale savaşlarıyla ilgili bir film çekildiğini duyunca çok sevindim, 'Fetih 1453' filmindeki hayal kırıklığını unutarak. Ancak, Sinan Çetin imzalı filmi izleyince destanlar yazılan tarihi gerçeklerden böyle basit bir filmin çıkmasına şaşırdım. 'Çanakkale Çocakları'nda ne adam gibi çekimler ne de adam gibi bir oyunculuklar var. Filmdeki bir sahne bile insanı etkilemez mi? Her şey o kadar yapmacık duruyor ki ağzım bir karış açık kaldı ve tüm film boyunca da kapanmadı!
Sinan Çetin'in eşinin ve Haluk Bilginer'in oyunculukları tam bir fiyasko. Bilginer gibi harikalar yaratan bir oyuncudan böyle bir performans çıkması bize yine özlü bir sözü hatırlatıyor: İyi ya da kötü oyuncu yoktur, iyi ya da kötü yönetmen vardır.