Ben Affleck’in oynayıp yönettiği 'Town-Hırsızlar Şehri’ gerçekçi aksiyon sahneleri ve sıkı senaryosuyla şimdiden soygun filmlerinin en iyileri arasına girmeyi başarıyor…

Haberin Devamı


“Hırsızlar para kazanmak için çalmazlar. Meslekleri olduğu için duygusal davranırlar.”

Ozan Akarı

Ozan.akari@milliyet.com.tr



The Town-Hırsızlar Şehri


Boston şehrinin en ünlü semtlerinden biri Charlestown’dur. Burada banka soygunculuğu babadan oğla geçen bir meslek gibidir. Dough Macray(Ben Affleck) altı zıhlı araç ve iki banka soymuştur ancak son yaptıkları işteki terslikler yüzünden yanlarında bir rehine götürürler. Peşlerindeki polisten kurtulduktan sonra yüzlerinde maske olduğu için rehineyi serbest bırakırlar. Fakat rehine aldıkları kadının mahallelerinde oturduğunu fark ettiklerinde her şey alt üst olur. Rehine kadın onları görmemiştir ancak seslerinden soyguncuları tanıyabilir. Macray bir karar vermek zorundadır. Kadına ne olacaktır?


Duyguları olmayan robotlar

Gelecekte geçen filmlerin çoğunluğunda insanlara benzeyen robotlar vardır. İnsanla robotlar arasındaki tek fark ise duygulardır. Duyguları olmayan robotların hareketleri sizi pek etkilemez. Hırsızlar Şehri’nde de oyuncuların gülüşleri, duruşları ve bakışları tıpkı duyguları olmayan robotlara benziyor. Ben Affleck adeta buzdolabı gibi… Donuk bakışlarından sinirli ya da mutlu olduğunu bir türlü anlayamıyorsunuz. Filmi oyunculuk anlamında kurtaransa Rebecca Hall. Rehine kadını o kadar gerçekçi oynuyor ki film izlediğinizi bir ara unutuyorsunuz…


Yönetmenliği giderek oturuyor

Ben Affleck ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi Kızımı Kurtarın’dan(Gone Baby Gone) sonra çektiği Hırsızlar Şehri’nde iyi bir iş çıkarmış. Sahneleri oluştururken çok titiz çalışmış, her ayrıntıyı düşünmüş. (Banka soygunları) Işığı çok iyi kullanmış. Hatta bazı sahnelerdeki doğal ışığı(güneş) hemen fark ediyorsunuz. (Dış mekân çekimleri/Stadyum- mahalle ve cafeler) Kamera hareketleri de yerli yerinde. Av Mevsimi’nde olduğu gibi bel kamerasıyla bütün sahneler çekilmemiş. Her sahne için en iyi kamera açısı oluşturulup, çekime geçilmiş. Boston şehri ve özellikle Charlestown, filmde araç değil amaç olarak kullanılmış. Gereksiz yere şehirden görüntüler verilip, geçişler sağlanmamış. Affleck’in en büyük sorunu oyuncularını ve kendisini yönetmeyi hâlâ başaramamış olmasıdır…


İslam’dan alıp veremedikleri nedir?

FBI şehirdeki soygunları yapan hırsızların kim olduğunu ortaya çıkartır ama ellerinde tek bir ipucu bile yoktur. Masa etrafında toplanan ajanlar ne yapacaklarını düşünürlerken şöyle bir cümle sarf edilir: Eğer içlerinden biri İslam’a geçerse belki o zaman 24 saat için bunları içeriye tıkabiliriz.

Bu nasıl bir paranoyadır ki, ellerinde delil olmadan sırf Müslüman diye birilerini içerde tutmak bu kadar basittir. 11 Eylül’ün izleri demek ki hâlâ tap teze duruyor ve bu artık bir politika olduğu için de hiç bitecekmiş gibi gelmiyor…




Gerçekçi aksiyon sahneleri

Filmin en büyük başarısı tamamıyla gerçeğe yakın çekilmiş aksiyon sahneleridir. Bir düşünsenize bir araba diğer arabaya çarpınca havaya uçar mı? Ya da bir takip sahnesinde neden kimsenin aklına lastiklere ateş etmek gelmez? Bu sorular filmi izlerken aklınıza takılmıyor çünkü arabalar birbirine çarpınca hızlarına bağlı olarak hasarlar oluşuyor. Polis, arabaların lastiklerine ateş ediyor. Hele çatışma sahnelerindeki kurşun deliklerine laf bile söylenemez. Arabalar ve duvarlar delik deşik oluyor. Gerçek hayatta olduğu gibi…
Hırsızlar Şehri’nde sevmediğim ise bana Heat-Büyük Hesaplaşma(Çatışma sahneleri) ve Leon(Başrol oyuncusunun polis kılığında kaçması) filmlerini anımsatması…