'Fatma Gül'ün suçu ne?' filminden sonra 72.Koğuş'ta da yine Fatma adıyla tecavüze uğrayan Hülya Avşar, oyunculukta kimsenin eline su dökemeyeceğini Orhan Kemal'in başyapıtında cesurca sergiliyor…

'Fatma Gül'ün suçu ne?' filminden sonra 72.Koğuş'ta da yine Fatma adıyla tecavüze uğrayan Hülya Avşar, oyunculukta kimsenin eline su dökemeyeceğini Orhan Kemal'in başyapıtında cesurca sergiliyor…

72.Koğuş


Hitler Almanya'sı 2. Dünya Savaşı sırasında Avrupa'yı kasıp kavururken Türkiye'de kıtlık yaşanmaktadır. O dönem cezaevinde kalanlar da açlık ve soğukla boğuşmaktadır. İşte o yıllarda cezaevlerinden birinde 72 numaralı bir koğuş vardır ki orada kalanlar tam bir sefalet içindedir. Koğuşun Kaptan'ı mert, bileği güçlü Rizeli Ahmet'e annesinden gelen büyük bir para kurtarır onları. Kaptan aldığı parayla koğuştaki garibanlara yardım eder. Ancak cezaevinin uyanıklarından Bobi, kaptanın parasını almak için türlü türlü oyunlara başvurur…

Haberin Devamı

Hapishane gerçekleri gözler önünde


72. Koğuş, mahkûmların çektikleri acıları, hayata dair düşlerini, aşklarını ve kavgalarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Dayak, küfür, hakaret ve tecavüz. Bir insanı, insan olmaktan çıkarabilecek her türlü eylem bu filmde ele alınıyor. Fakirlerin paraları olmadığı için aç kaldığı, soğuk kış günlerinde sobayla ısıtılan ve yatağı bile olmayan bir cezaevi. Şimdiki suçlular daha şanslı desenize!

Türkiye'nin taçsız kraliçesi Hülya Avşar


Güzel olmak için başınıza “Taç” takılması ne kadar anlamsızsa, iyi bir oyuncu olduğunuzu kanıtlamak için de bir ödül almanız o kadar gereksizdir. (Hülya Avşar 1983 yılında Türkiye güzeli seçilip başına tacını taktıktan sonra evli olduğu anlaşılıp tacı geri alınmıştı.) Çünkü iyi bir oyuncuya izleyiciler daima sahip çıkar. Hata yaptığında affetmesini bilir, şımardığında tepkisini gösterir ama kin tutmaz. İşte tüm bu söylediklerimiz Hülya Avşar içindir: “Biraz şımarık, biraz çocuksu, biraz değil sonuna kadar dobracı.”


“Fatma Gül'ün suçu ne?” filminden sonra 72.Koğuş'ta da yine Fatma adıyla tecavüze uğrasa da oyunculuğuyla göz dolduruyor Avşar kızı. Muhteşem bir performans sergiliyor. İzlerken içinizin titrediğini hissediyorsunuz.
Ama aynı şeyleri maalesef Yavuz Bingöl için söyleyemeyeceğiz. Çünkü sinemaya ilk kez 1987'de uyarlanan filmdeAhmet kaptanı canlandıran Kadir İnanır'ın performansını yakalayamıyor. Hem Rizeli Kaptan'ın şivesi oturmamış hem de başrol oynamaya uygun değil. Kadir İnanır daha karizmatik ve gerçekçiydi.
Yardımcı rolde oynayan Kerem Alışık çok net ve kendinden emin bir portre çizmiş. Ne de olsa Sadri Alışık'ın oğlu, hamurunda oyunculuk var değil mi?

Haberin Devamı

Çıplak mahkûmları soğuk suyla yıkadılar


Filmin en çarpıcı sahnelerinden birisi mahkûmların soğuk suyla yıkandığı sahne. Yavuz Bingöl bir gazeteye verdiği röportajda bu sahnede oyunculara sıcak su sıkılacağını söylediğini ancak soğuk su kullanıldığını ve böylece ortaya çok gerçekçi bir performans çıktığını söyledi. Bunu okuyunca gözlerime inanamadım. Düşünsenize böyle bir mantıkla Hülya Avşar'a gerçekten tecavüz edilse ortaya sizce daha iyi bir sahne çıkar mıydı? Ya da sırf daha gerçekçi oluyor diye oyunculara işkence mi yapılsaydı?

Yavuz Bingöl bir konuda çok haklı


72.Koğuş'taki oyunculuğunu beğenmesek de Yavuz Bingöl'ün film eleştirmenleri için söylediklerini yürekten destekliyorum: "Filmi beğenmeyebilirler, eleştirebilirler ama 'Bu filme gitmeyin' demek ya da 'Bu film gişe yapmaz' demek, bana hiç doğru gelmiyor. Öyle bir şey demeye hakları olmadığını düşünüyorum. ‘Film beni çok etkilemedi’, ‘Şurasında bir kurgu hatası ya da devamlılık hatası gördüm’, ‘Oyuncuların performansını beğenmedim’ denilebilir. Ama ‘Gişede zorlanır’ gibi yorumlar ne Türk sinemasına ne de izleyicilere bir katkı sağlar.”

Haberin Devamı

Bu köşeyi takip edenler çok iyi bilir. Biz hiçbir zaman (Buradan isim vermek istemiyorum onlar kendilerini çok iyi bilir) bu filme gidin, şuna gitmeyin demedik. Gördüklerimizi yazdık. Doğru ve yanlış göreceli kavramlardır. Biz de bizim doğrularımızı ve yanlışlarımızı okuyucularımızla paylaştık. Buradan Yavuz Bingöl'e teşekkür ediyoruz açık sözlü, dürüst ve çizgisini bozmayan bir insan olduğu için.