Karate Kid’in devam filminde Jaden Smith ve Jackie Chan Kung Fu’nun “düşmanınla

Haberin Devamı

Ozan Akarı

ozan.akari@milliyet.com.tr

Sadece gözlerinle görürsen, kandırılman çok kolay


Babasını kaybeden Dre(Jaden Smith), annesinin işi dolayısıyla Çin’e gitmek zorunda kalır. Hayatında hiç görmediği Çin’de yabancılık çeken Dre, okuldan kız arkadaşı Mei Ying’e yakınlık hisseder. Ancak, bunu fark eden okulun sert çocuğu Cheng, Dre’ye düşman olur ve onu bir güzel döver. Dre’ye yardım eden ise oturdukları apartmanın tamircisi Bay Han olur. Bay Han, Dre’ye gerçek Kung Fu’yu öğretmek için bir anlaşma yapar. Tek bir şartla Dre eğitim alacaktır: Düşmanınla kavga etmek değil, onunla barış yapmak için…

Bir yıldız doğuyor

Will Smith’in oğlu olan Jaden Smith harika bir oyunculuk çıkarıyor. Rolüyle öyle bütünleşiyor ki oynadığı karakterin bir adım önüne geçiyor. (Filmin en duygusal sahnesinde gözlerinden boncuk boncuk gözyaşları süzülüyor. Kavga esnasında aldığı darbeler adeta gözlerinden okunuyor.) Dövüş sahnelerinde de kendisi oynuyor. Gerektiği yerlerde yüz mimiklerini çok iyi kullanıyor özellikle komik olan sahnelerde. (Ceketini günlerce çıkarıp, giydiği Bay Han’ın evinde) Kısacası film için biçilmiş kaftan.

Jackie Chan ise orta derecede yani klasik bir Chan rolünü oynuyor. Biraz kavga biraz da komik sahneler. Artık yaşlanmış Chan’i izlerken babamdan öğrendiğim ilk sinema dersi aklıma geldi:

“Oğlum eğer yaşlanmış aktörler çocuklarla film çevirmeye başlarsa, yeniden doğmak için çaba harcıyorlar demektir.” Chan’in son filmlerine baktığımızda da çocukların ağırlığını hemen fark edersiniz.

İçi felsefe dolu

Karate Kid sadece bir kavga filmi değil. Aynı zamanda hayata bir meydan okuma. Senaryo üzerinde çok emek harcandığı Chan’in konuşmalarıyla belli oluyor:

- Sadece gözlerinle görürsen, kandırılman çok kolaydır.
- Kötü öğrenci yoktur, kötü öğretmen vardır.
- Önemli olan kazanmak ya da kaybetmek değil, önemli olan tüm kalbinle savaşmak.
Böyle anlamlı sözlerle izleyicilere yeni bir şeyler söylenirken maalesef klasik hikâyeden bir türlü kaçılamıyor. Yine kavga etmesini bilmeyen ve dayak yiyen bir genç. Ona nasıl kavga edileceğini öğreten yaşını başını almış bir hoca. Senaryoya hiç yakışmayan ise Bay Han’ın ailesini kaybetmiş bir tamirci olarak gösterilmesi. Bu konu zaten “Sudaki Kız-Lady in the water” filminde Night Shyamalan tarafından işlenmişti.(Paul Giamatti bir doktordur ve ailesini kaybettikten sonra bir apartmanda tamirci olarak çalışmaya başlar.)

Çin Seddi muhteşem

Klasik bir senaryodan böyle tempolu bir film çıkarmak her baba yiğidin harcı değildir. Yönetmen Harald Zwart, Çin’in muhteşem görüntülerini gerektiği yerlerde kullanarak filmin bir parçası yapıyor. Dövüş sahnelerinin üzerinde çok çalışıldığı da belli. Yavaş çekimleri gerektiği yerlerde kullanıyor. Turnuvada skorların yazıldığı ekran, filmin dövüş sahnelerini sanki bilgisayar oyunu oynanıyormuş havasına sokuyor. Ayrıca, kavga esnasında yapılan çok hızlı hareketler ekranda yavaş çekimde gösterilerek sahnenin doya doya izlenmesi sağlanıyor.

En komik sahneler

Filmin başında Dre, annesiyle Çin’e gitmek için uçağa biner. Annesi uçaktayken Dre’den Çin’ce pratik yapmasını ister. Dre hemen karşı koltukta oturan adama Çin’ce “Adınız ne?” ve “Nasılsın?” diye sorar. Adam İngilizce cevap verir: Ben Detroit’liyim.
Çin’de kalacakları Beverly Hills apartmanına gelen Dre, annesinin konuşmasıyla adete şoke olur:

- Hep Beverly Hills’de yaşamaktan bahsederdik.
Dre, cevap verir: Bizim bahsettiğimiz diğeriydi.
Okulun sert çocuğundan dayak yiyen ve gözünden yaralanan Dre, erkeklerin kavgada dayak yedikten sonra söylediği klasik cümlelerden birini kurar: Gözümü direğe çarptım.

Tertemiz bir film

Tüm sahneler birbirine bir ahenkle bağlanmış. Göze kötü gelen tek bir geçiş bile yok. Sadece parktaki kavga sahnesinde yere düşen oyuncuların sakatlanmasını önleyen plakalar belli oluyor. Bir de küçücük bir devamlılık hatası var. Dre annesiyle tartışırken ön çekimde ağlıyor ama arka çekimde yüzünde hiçbir ifade yok.

Alin Taşçıyan sürprizi
Tabii ki Türkiye’nin en iyi sinema yazarlarından biri olan Alin Taşçıyan filmde oynamıyor ancak Dre’nin annesi kabarık kıvır kıvır saçları ve yüz hatlarıyla bana onu anımsattı. Filmi izlerken çok dikkatli olun. Acaba, yanılıyor muyum?
Ayrıca, filmde biz Türklerin aşina olduğu 'gölge oyunu’ ve eskiden ninelerimizin hastaları iyileştirmek için yaptığı 'kupa çekme’ de yer alıyor.