Şafak Sezer’siz tadı ve tuzu olmayan Kutsal Damacana 3: Dracoola, Ersin Korkut ve Şahin Irmak’ın kötü oyunculuklarıyla seride artık sona gelindiğini acı bir şekilde cümle âleme gösterdi…

Şafak Sezer’siz tadı ve tuzu olmayan Kutsal Damacana 3: Dracoola, Ersin Korkut ve Şahin Irmak’ın kötü oyunculuklarıyla seride artık sona gelindiğini acı bir şekilde cümle âleme gösterdi…

Kutsal Damacana 3: Dracoola

Hayattan bir beklentisi olmayan kimsesiz Sebahattin(Ersin Korkut), zengin bir işadamının konağında çalışmaktadır. Sebahattin zamanla iş adamının kızına plâtonik bir aşkla bağlanır. Ancak, Sebahattin'in hayalleri bir gece yarısı efsanevi kan emici Kont Dracula’nın(Şahin Irmak) konağın kapısına dayanması ile bozulur. Sebahattin'in hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır...

Haberin Devamı

Komedi güldürmek için yapılır


Komedi filmlerinde ana amaç güldürmektir. Eğer izlediğiniz film size kahkaha attırmıyorsa ortada büyük bir sorun vardır. Ya senaryo ya oyuncular ya da yönetmen iyi değildir. Bu üç etken bir araya geldiğinde ortaya dünyanın en zor işi çıkar: Güldürmek...


Güldürmek büyü gibidir. Sinema salonunu dolduran izleyiciler beyazperdeye bakarak adeta kendilerinden geçerler. Bazılarının yüzünde tebessüm oluşur, bazıları sırıtır, bazıları da kahkahalara boğulur…

Kutsal Damacana 3:Dracoola'yı izlerken yüzünüzde sadece bir tebessüm oluşuyor. Can sıkıntısından patlıyorsunuz. Sanki Çok Güzel Hareketler Bunlar'dan süresi çok uzun bir skeç izliyorsunuz. Kendi kendinize acaba Yılmaz Erdoğan ne zaman müdahale edecek diye düşünüyorsunuz...

Şafak Sezer'siz olmuyormuş!


Dracula'nın Türkiye'de olması bile komikken acaba Dracoola'ya neden gülemiyoruz? Çünkü ortada ne güçlü bir senaryo ne de iyi bir oyuncu var. Hikâyenin neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Filmin kendi içinde bir mantığı bile yok! Ersin Korkut dümdüz, ruhsuz bir oyunculuk sergileyerek ezberindekileri bir anda söylemeye çalışıyor. Şahin Irmak ise Dracula olmak için kendini fazlasıyla kasmış. Bir gizem, bir gizem. Sanırsınız ki, izleyici onun Dracula olduğunu bilmiyor...(Şahin Irmak namı değer ‘hıyarlı baba’nın ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’daki deneyimi Dracula olmasına pek yaramamış. Hiç gerçekçi olmamış.) Halbu ki Kutsal Damaca denince ilk akla gelen isim Şafak Sezer. Bu seriyi bu kadar popüler yapan kişi de o. Mimikleri, hareketleri, konuşmaları seriyi her defasında izlenilir kıldı. Önceki iki filminde senaryoları oscarlık değildi ancak oyuncu gibi bir oyuncu vardı.

Haberin Devamı

Torpil size fırsatlar yaratır


Hakkari’den gelen Ersin Korkut, Yılmaz Erdoğan'ın yeğeni olmasaydı acaba hâlâ ilk geldiği günkü gibi İstanbul'da bulaşıkçılık yapıyor olabilir miydi? Ya da şöyle soralım: Ersin Korkut, Yılmaz Erdoğan'ın yeğeni olmasaydı 'Çok Güzel Hareketler Bunlar'da rol kapabilir miydi? Her insan bir yetenekle doğar ama her insan şanslı değildir. Çok iyi bir oyuncusunuzdur ancak doğru zamanda doğru yerde bulunmadığınızda, başarılı olamazsınız. Belki yıllarınızı harcarsınız belki de bir ayınızı… Fakat torpil size doğru zamanda doğru yerde olma fırsatını verir. Sizden iyiler de olabilir ama ortada kimseler yoktur sizden başka. Dayınız, amcanız ya da akrabanızın torpiliyle bir yerlere gelebilirsiniz ama iş başrol oynamaya gelince elinize yüzünüze bulaştırırsınız. ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’da zaten çok iyi işler çıkarmamıştı Ersin Korkut. Ya repliklerini unuturdu ya da karşısındakini hiç dinlemezdi. Sıkışınca komiklik yapıp, insanları güldürürdü. Bizim duygusal insanımızda Anadolu’nun bağrından kopmuş patates kafalı(Ben değil kendisi söylüyor) Yılmaz Erdoğan’ın yeğenini hemen bağrına bastı. Çünkü meydan onundu. Nasıl mı? Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurahman çelebi demişlerdi de ondan…

Haberin Devamı