Eşya, insan ve her türlü elektronik cihazdan ses çıkarmayı başaran ve müzik aletleri olmadan dev bir konser vermeye hazırlanan bir grup müzisyenin hikâyesini anlatan 'Yaşamın Ritmi' yaratıcı, komik ve özgün bir film...

Eşya, insan ve her türlü elektronik cihazdan ses çıkarmayı başaran ve müzik aletleri olmadan dev bir konser vermeye hazırlanan bir grup müzisyenin hikâyesini anlatan 'Yaşamın Ritmi' yaratıcı, komik ve özgün bir film...

"İnsanoğlu tanrının sesine her yerde rastlayabilir. Yeter ki onu duyacak bir kulağa sahip olsun."

Sound of noise- Yaşamın Ritmi


Müzik tutkunu bir grup arkadaş yaşadıkları şehrin gürültüsünden ya da kendi söylemleriyle müziğinden rahatsız olur. Bu gürültüden kurtulmak için harekete geçen grup, hiçbir alet kullanmadan müzik yapmaya karar verir. Dört bölümden oluşan dev bir konsere hazırlanırlar. Amaçları doğanın ritmini notalara dökmektir.(Bir tepsinin sahip olduğu ses anlamsız görülebilir ancak bulunduğu ortam ve diğer nesnelerle olan bağı sese bir anlam yükler ve her şeyi değiştirir.) Grup, büyük konser öncesi küçük bir eylem yaparak Alman Büyükelçiliği'nin önüne içinde metronom bulunan bir arabayı bırakıp, kaçar. Böylece polis memuru Amadeus Warnebring'in dikkatini çeken grup üyeleri, zaman kaybetmeden konserlerine başlar. Hiç kimsenin aklının ucuna bile gelmeyen yerlerde müzik yaparak büyük eylemlere imza atarlar...

Haberin Devamı

Çok komik ve ilginç bir hikâye


Öyle bir suç örgütü düşünün ki tek amaçları müzik aletleri olmaksızın müzik yapmak. Mesela bir hastanede konser verebilir misiniz? Ya da bir bankada? Hem de hayal bile edemeyeceğiz nesneler kullanarak!
İşte filmi özgün yapan bu fikir, öyle bir ironiyle veriliyor ki hayran kalmamak elde değil. 'Müzik ruhun gıdasıdır' derler ya, 'Yaşamın Ritmi' bu sözün gerçekliğini mizahi bir dille ortaya koyuyor. Müziği kullanarak suç işleyenlerin peşine müzikten nefret eden bir polisin düşmesi harika olmuş.


Filmde hoşa gitmeyen tek şey perdeyi tamamen kaplayan yazıların izleyenlerin gözüne sokulurcasına kullanılması. Olaylar başlamadan önce sayıların geriye doğru sayılması için de aynı şey söz konusu. Ayrıca, 'Yaşamın Ritmi'nde oyunculuk anlamında müthiş işler çıkmamış. Sade ve akıcı performanslar sergilenmiş.
Filmde polis şefini canlandıran Amadeus Warnebring'in olayları araştırırken bir müzik öğretmeniyle konuştuğu sahne dikkatinizi çekebilir. Öğretmen gözünde gözlükleri, bıyığı ve hatta saç şekliyle eski devlet bakanı Faruk Nafiz Özak'a çok benziyor. İzleyip, kararı siz verin!

Haberin Devamı