Küreselleşme ve Gıda – 2.Bölüm

Gıda Güvencesi ve Beslenme

Aç insanların sayısının giderek arttığı dünyamızda “Gıda Güvencesi” kavramı daha da önem kazanıyor. Gıda güvencesi; “İnsanların sürdürülebilir, güvenilir, uygun fiyatta, kaliteli ve sağlıklı beslenme alışkanlığını geliştirecek gıdaları satın alma ve tüketme hakkına sahip olması” olarak tanımlanıyor. Bu kavram bize, tüm insanların her zaman sağlıklı aktif bir yaşamı sağlayacak yeterli gıda alabilmek için fiziksel ve ekonomik imkâna sahip olması gerektiğini hatırlatıyor.

Haberin Devamı


Ancak bunu sağlayabilmek için öncelikle gıdanın üretim ve tüketiminde dünyanın doğal yapısına saygılı olunmalı ve böyle sürdürülmeli. Adalet, eşitlik, ahlaki, moral ve sosyal değerler, gıdanın üretim ve tüketimindeki temel noktalar olmalı ve bu değerler tarafından yönetilmeli.


Aynı şekilde gıdanın temin edilme garantisinin olması, yeterli ve besleyici özellikler ve kişisel ve kültürel kabul görmesi ve gıdanın sağlanmasının insan onurunu zedelemeyecek şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Bunun için de risk gruplarının belirlenmesi lazım. Şunu iyi bilmek gerekiyor ki açlık ve yetersiz beslenmenin ekonomik maliyeti bildiğimiz diğer risklerin maliyetinden çok daha yüksek.


Ülkemize baktığımızda beslenme durumu açısından hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünümde olduğumuz görülüyor. Gelir dağılımındaki dengesizlik nedeniyle, bir yanda çeşit çeşit yiyecek ve içecekle arabasını dolduran insanlar, diğer yanda ise semt pazarlarının geç saatlerinde seçildikten sonra atılacak sebzeleri toplayan ve ucuz ekmek alabilmek için kuyrukta bekleyen insanlarımız var. Yetersiz ve dengesiz beslenme sorunlarından en fazla etkilenen grupların; çocuklar, gençler, doğurganlık dönemindeki kadınlar, ağır işte düşük ücretle çalışan işçiler ve işsizler olduğu gerçeği de önümüzde duruyor.

Yaşlılar ve çocuklar için besin takviyeleri.....


Bunu önlemek için acil olarak yapılması gerekenler arasında ilk sırada, gelir dağılımındaki eşitsizliği giderecek yeni ekonomik araçların bulunması yer alıyor. Tabii, kapsamlı beslenme, gıda tüketimi ve sağlık araştırmaları da yapılmalı ve beslenme eğitimi ile halkın beslenmede bilinçlendirilmesi gerekiyor. Diyetin desteklenmesi, gıda zenginleştirme, okul sütü programları ve afet durumunda beslenme de üzerinde önemle durulması gereken konular arasında yer alıyor.
Bunun yanı sıra gıda güvencesini garanti altına almak için, hayvancılıkta genetik verimlilik, hayvan hastalıkları ile mücadele, destekleme politikaları, optimal işletmelerin kurulması, modern tarımsal metot konularında eğitim, kayıt dışı üretimin engellenmesi ve ihracatın teşvik edilmesi başlıkları da öne çıkıyor.

Haberin Devamı


Dünya hala dönüyor ve sorunlar büyümeye devam ediyor. Ne kadar erken önlem alırsak, yüzleşmek zorunda kalacağımız sorunlarla başa çıkmak o kadar kolay olacak.


Çocuklar için mama ve besin takviyeleri? Tıklayınız….




Beslenme Ekonomisi ve Nüfus İlişkisi


Beslenme uzmanlarının ortak görüşüne göre, insanlar bir takvim yılında ağırlıklarının 10 katı kadar temiz su içerler, beş katı kadar da gıda maddesi tüketirler. Genel olarak su ve gıda tüketim talebi ile üretim hesaplamaları bu ortalama verilerden hareketle yapılıyor. Dünya gıda üretim imkânları ile içilebilir tatlı su kaynaklarının dikkate alındığı BM FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) raporlarına dayanılarak yapılmış hesaplamalara göre, Türkiye coğrafyasının imkân ve kabiliyetlerine göre eksiksiz beslenebilecek insan sayısı: (Tahıl üretimi rekoltesinin %50 arttırılarak 50 milyon tona çıkarılması şartı ile) 116 milyon 500 bin yetişkin insan olarak hesaplanmış durumda. Mevcut gıda maddeleri üretimi ile beslenebilecek Türkiye nüfusu ise 77 milyon 600 bin. Aynı hesaplama yöntemi ile dünya coğrafyasının mevcut imkân ve kabiliyetleri ile beslenebilecek dünya nüfusunun ise 7 milyar 100 milyon kişi olduğu belirtiliyor.

Yine hesaplamalara göre Türkiye beslenme ekonomisinin fiili parasal boyutunun 181 milyar TL/yıl olduğu, olması gereken parasal boyutunun (kişi başı 25 YTL/gün üzerinden) 650 milyar TL/yıl olduğu belirtiliyor. Dünya beslenme ekonomisinin fiili parasal boyutu ise (FAO ve DTÖ raporlarına göre) 23 trilyon 725 milyar TL/yıl (Yaklaşık 12 trilyon 480 milyar Euro) olarak hesaplanmış.

Haberin Devamı