Editörün Seçtikleri Siz ataktan değil atak sizden korksun

Siz ataktan değil atak sizden korksun

02.11.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uzmanlara göre 'panik atak', hemen her yaştan, her sosyal çevreden, her psikolojik durumdan insanı vurabiliyor. Ama yeni ilaç ve psikoterapi yöntemleri ile, 30 yıl bu hastalığı çekenler bile, üç ay içinde 'kendilerine getiriliyor'..

Siz ataktan değil atak sizden korksun

Siz ataktan değil atak sizden korksun

Uzmanlara göre 'panik atak', hemen her yaştan, her sosyal çevreden, her psikolojik durumdan insanı vurabiliyor. Ama yeni ilaç ve psikoterapi yöntemleri ile, 30 yıl bu hastalığı çekenler bile, üç ay içinde 'kendilerine getiriliyor'..

Siz ataktan değil atak sizden korksun
Paniğe Son, Depresyona Dur - 2
SEMRA KARDEŞOGLU


Panik atak, gençleri daha fazla vuruyor. İlk ortaya çıkışı 15 yaşa kadar inebiliyor. En sık 15 - 35 yaş arası görülüyor. Psikiyatr Nihat Kaya, panik atak geçiren hastaların sıklıkla dahiliye uzmanları ya da kardiyologlara başvurduğunu söylüyor. Uzunca dönem hastalığın ne olduğu anlaşılamıyor. Bu alanda uzmanlaşmayan psikiyatrların teşhisi koymakta zorlandıklarını da belirten Kaya, "Artık ilaç ve psikoterapi ile çok yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz. 20-30 yıl bu hastalığı çekmiş insanlar bile üç ay sonra olumlu sonuçlar almaya başlıyor" diyor.
Kaya, tedavi yanında kişisel olarak alınacak önlemleri de şöyle anlatıyor:

Panik atağa yatkın olanlar kimler?
- Panik atağa yatkın olanları şöyle sıralamam mümkün:
Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar.
Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi, insanlar.
Düşünce ve duygularını yeterince dışarıya yansıtamayanlar.
Alkol yada başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkın ve bağımlı olanlar. Geçmişinde panik atak, diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirenler.
Sürekli baskı altında olan, engellenen ya da kendi kendini baskılayan kişiler.
Sosyal fobik, kaçıngan kişilik yapısına sahip olanlar.
Sürekli verici olan, iyilik meleği gibi davranan ve hayır diyemeyenler.
Dürtülerini sürekli bastıranlar (Cinselliği baskılamak, cinsel tatminsizlik ve yoğun bilinç dışı aldatma dürtüleri ve gizli homoseksüel eğilimleri olanlar.)
Aşırı sorumlu, hırslı, sürekli başarı ile beslenen, başarısızlıklarda kendisini suçlayan kişiler.
Sözel şiddet altında kalanlar.
Savaş, işkence, tecavüz, ensest gibi travmatik durumlarla karşılaşanlar.
Ebevyenlerine aşırı bağlı olanlar.
Atağı neler tetikliyor?

Atakların ortaya çıkmasını tetikleyen faktörler neler?
- Anne babanın ölümü çocukluk yıllarına denk geliyorsa, çocuğun fobik reaksiyonlara yatkınlık kazandığı düşünülüyor. Diğer yandan yatkınlığı olan insanlarda bir yakının ölümü, trafik kazası, hakarete uğrama, onurun zedelenmesi, ekonomik ve karşı cinsle sorunlar, çözümlenemeyen problemler gibi tetikleyici faktörler, nöbetleri başlatabilmekte.

Hastalar açık alana çıkma korkusu da yaşıyor mu?
- Panik atağın ilk ortaya çıktığı durum ve yer hasta için bir anlam ifade eder ve hastalığını buna bağlarsa fobik kaçınma davranışları ortaya çıkar. Genellikle panik bozukluk yaşayan hastaların büyük kısmı, 'sokakta nöbet gelir' korkusu ile dışarı çıkamamakta, asansöre, trene binmemekte, araba kullanamamaktadır. Bu hallerde hasta kendisini yalnız, yardımsız, çaresiz hissettiği için bu yerlerde ortaya çıkan nöbetlere agorafobili (açık alana çıkma korkusu) panik nöbeti denir.

Tedavisi gayet kolay
Tedavi nasıl gerçekleşiyor?
- Panik bozukluk artık çok kolay tedavi edilebilen bir hastalık. İlaçlar ve terapi ile hastalık kontrol altına alınabilir. Bir - üç aylık tedaviden sonra olumlu sonuçlar alınmaya başlanır. İlaç tedavisi en az 1.5 yıl sürdürülür. Önce hastadaki panik ataklar ortadan kaldırılarak, hastanın kaçınma davranışı önlenir. Atakların tekrar edeceği korkusu sona erdirilir. Panik bozuklukla birlikte görülebilen diğer psikiyatrik ve bedensel bozukluklar tedavi edilir. Hastaların çoğu için gerekli olabilecek idame tedavi sürdürülür. Bu bozuklukta eğer kişi hastalığından dolayı işyeri ve evinde birtakım ayrıcalıklara sahip olmuşsa ve panik yanında depresyon, alkol kullanımı gibi başka rahatsızlıkları varsa tedavi süresi uzayabiliyor.

Yaşayanlar anlatıyor
Tam 20 yıldır mücadele ediyorum
Zerrin Özer:
‘Nasıl bir şey olduğunu anlatabilmem mümkün değil. İlk nöbet geldiğinde Gelişim Orkestrası'nda solisttim. Sahnede şarkı söylerken, içime bir korku geldi, fenalık hissettim. Mikrofonu fırlatıp kulise gittim. Sonra bu nöbetler kimi zaman sıklaşarak, kimi zaman azalarak devam etti. Check up yaptırdım ve fiziksel bir sorun çıkmadı. 1982'de ABD'ye gittim. Orada da fenalaşınca, başvurduğum doktor hastalığımın panik atak olduğunu söyledi. Teşhisten sonra ilaç kullanmaya başladım. Yaşamınız huzurlu ise nöbetler azalıyor. Ama çok mutlu olduğunuz anlarda da nöbet gelebiliyor. Nöbet anlarında beynim kafama büyük gelecek ve patlayacak gibi hissediyor, tırnaklarımı avuçlarıma geçirip, kanatıyorum. Terleme ve sonra buz kesme belirtileri görülüyor.
Çok ciddi operasyonlarda bile ölürüm korkusuyla narkoz almıyorum. Kaç tane dişimi canlı canlı çektirdim. Geçtiğimiz yıl Rumeli Hisarı konserime sahnede bayılacağım korkusu ile çıkmaktan vazgeçtim. İki sakinleştirici aldım, menajerimin de desteği ile sahneye çıktım. Sahne sanki kayıyor ayaklarımın altından. İkinci şarkıdan sonra sakinleştiricilerin etkisi ile normale döndüm. Panik atağın oluşumunda genç yaşta tecavüze uğramamın etkisi büyük oldu. Beyin gücüyle yenilebilir ama ben bunu başaramadım."

Evden çıkamaz duruma geldim
Ayşe Gülcüler (40 - iş kadını):
‘Geçtiğimiz yıl 11 yaşındaki tek çocuğumu bir trafik kazasında kaybettim. Sol kolumda uyuşma başladı. Doktora gittim. Yaptığı iğne daha ters bir etki yaptı. İğne sonrası annemini evine gittim. O gün içime bir ölüm korkusu girdi. Ondan sonra günlerce evden çıkamadım. Değil sokağa, bakkala, tuvalete ya da banyoya bile tek başına gidemez oldum. Nefesim daralıyor, ateş basıyor, kolum uyuşuyor ve sürekli ölürüm korkusu yaşıyordum. Mesela banyoda düşerim, bayırılırım, kimse görmez orada ölebilirim diyordum. Koltuğa oturup saatlerce kalkmadan oturuyordum. Doktor panik atak teşhisi koydu. İlaç ve psikoterapi ile artık sokağa ve işimin başına dönebildim. Erken dönemde teşhis edildiği için tedavim daha hızlı bir sonuç verdi. Şimdi Dr. Nihat Kaya'nın tedavisi ile iyileşenler kurduğu Panik Atak Dostluk Kulübüne üye oldum. Bir araya gelip sorunlarımızı paylaşıyoruz.

İşte öneriler
1- Hastalık hakkında doktorunuzdan ve yayınlardan çok iyi bilgi alın. Temel Kural: 'Düşmanını tanı ve sana ne yapıp ne yapamayacağını bil!
2- Dahili, fiziksel muayeneler ve tahlillerde hiçbir şey yoksa bir daha tahlil yaptırmayın ve dahili muayeneye gitmeyin.
3- Her hastanın tedavi süresi, onun kişiliğine bağlı olduğundan kendiniz için geçerli süreyi bilin ve en verimli bir şekilde kullanın.
4- Yakınlarınızı da doktorla görüştürün. Hastalığın sizin elinizde ve iradenizde olmadığını öğrensinler ve size 'yüklenmesinler'.
5- Umudunuzu ve kendinize olan güveninizi hiçbir zaman yitirmeyin. 'Başaracağım, bu hastalığı yeneceğim ve yaşama sımsıkı sarılacağım. Kendime inanıyorum ve güveniyorum!' telkinini sık sık yenileyin.
6- Mümkünse her gün yarım saat yürüyüş yapın.
7- Her gün duş alın.
8- Yüzme imkânınız varsa yüzün.
9- Yılda iki kez tatil yapın.
10- Çözemediğiniz ve sizinle direkt ilişkisi olmayan sorunlarda üzülmeyin. 'Kulak arkası' edin.
11- Kahve, koyu çay, kolalı içeceklerden uzak durun.
12- Midenizi tıka basa doldurmayın, uzun süre aç kalmayın.
13- Sizin gibi panik yaşayan insanlarla bir araya gelin. Sosyal - kültürel faaliyetlerde bulunun.
14- Panik krizini hissettiğiniz an dikkatinizi başka yere vermeye çalışın.
15- Nefes egzersizleri yapın (Derin nefes alıp içinizde tutun, ona kadar sayın ve ağzınızdan üfler gibi yavaş yavaş verin.)
16- Her gün gevşeme (relaksasyon) egzersizleri yapın. Bütün vücut kaslarınızı kasıp sonra gevşetin.
17- Seks yaşamınızı canlandırın, fanteziler üretin.

Panik misiniz? Hemen test edin
Aşağıda insanların kaygılı ya da endişeli oldukları zamanlarda yaşadıkları bazı belirtiler verilmiştir. Her maddeyi dikkatle okuyup bugün dahil son bir haftada bu belirtilerden yaşadıklarınızın sizi ne kadar rahatsız ettiğini şıkka göre işaretleyin:
a) Hiç
b) Hafif (Beni pek etkilemedi)
c) Orta düzeyde (Hoş değildi ama katlanabildim)
d) Ciddi düzeyde (Dayanmakta çok zorlandım)
1- Bedeninizin herhangi bir yerinde uyuşma veya karıncalanma
2- Sıcak/ateş basmaları
3- Bacaklarda halsizlik, titreme
4- Gevşeyememe
5- Çok kötü şeyler olacak korkusu
6- Baş dönmesi ve sersemlik
7- Kalp çarpıntısı
8- Dengeyi kaybetme duygusu
9- Dehşete kapılma
10- Sinirlilik
11- Boğuluyormuş gibi olma duygusu
12- Ellerde titreme
13- Titreklik
14- Kontrolü kaybetme korkusu
15- Nefes almada güçlük
16- Ölüm korkusu
17- Korkuya kapılma
18- Midede hazımsızlık ya da rahatsızlık
19- Baygınlık
20- Yüzün kızarması
21- Sıcağa bağlı olmayan terleme

Değerlendirme
* (b) şıkkına verdiğiniz yanıtlar 5 - 10 arasında, diğerleri (a) şıkkı ise hafif düzeyde paniğe yatkınlık var.
* (c) şıkkına verdiğiniz yanıt sayısı 10 - 15 arası ise, orta düzeyde panik var, tedavi olmanız gerekiyor.
* (d) şıkkına verdiğiniz yanıtlar 15'den yukarı ise ciddi düzeyde panik probleminiz var. Hemen bir uzmana başvurmalısınız.

YARIN
• Çağın hastalığı depresyonla nasıl mücadele edilir?
• Depresyondaki bir kişiye nasıl davranmalı?
• Depresyonun pençesine düşen ünlüler kimler?
• Gönül Yazar bunalınca ne yaptı?
• Depresyonun şarkısını yazan Göksel ne diyor?
• Siz ne kadar depresyondasınız, test edin.






YAŞAM


















Yazarlar