22.03.2014 - 20:35 | Son Güncellenme:
Biraz da kişisel bir sebeple dün akşam içim pır pır, heyecanla izlediğim “Soytarılar”ın bende bıraktığı bir ton karmaşık, küçük küçük, bölük pörçük duygu paketlerinden kalan en temel izler böyle ifade edilebilir, hayata dair her ifade kadar eksik, yanlı ve subjektif olsa da…
Hayatı daha rafine bir şekilde deneyimlemek anlamında tiyatro, bizim insanımızın üzerinde gezindiği/kendini varkıldığı dil ve kültürün çok fazla önemsediği bir alan olmadı. Seyirci, sinemaya ve diğer ışıltılı eğlence/kültür ürünlerine (?) gösterdiği alakayı, daha bir içinde olduğu, parçası olduğu, etkilenip etkilediği tiyatrodan esirgeye geldi.
Klasik ve kurumsal tiyatronun yanı sıra, çok daha özgün ve yaratıcı bir deneyim olarak Deneysel Tiyatro’ya insanımızın gösterdiği alaka çok daha acınası bir tablodur.
“Soytarılar”, üç soytarının, tıpkı yaşarken yaptıkları gibi, şehir şehir gezip oyunlar oynadıkları, tıpkı kendi yaptıkları ve oldukları gibi, bir lokma ekmek için olmadık kılıklara giren insanoğlunu zalimce ve içine bir şefkatli anne eli de ekleyerek tiye aldıkları, eski aşklar ve siyasetler üzerine yer yer büyük laflar edip, tıpkı gerçek yaşamda olduğu gibi bunları bir lokma uğruna satıp, yollarına devam ettikleri bir oyun/gerçek.
Yazan:R. Ppavelkıç
Yöneten: Sabahattin Yakut
Oyuncular: Onur Şenol, Onur Soyal, Musab Ekici
Rezervasyon: 0538 458 73 01 / 0212 274 74 78