Yaşam Takıntı tedavisinde gün hastanesi modeli

Takıntı tedavisinde gün hastanesi modeli

30.03.2010 - 00:57 | Son Güncellenme:

İstanbul Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Sedat Özkan, “takıntı” diye bilinen obsesif kompulsif bozukluğunda hastanın hastaneye yatırılmadan tedavi edildiğini açıkladı

Takıntı tedavisinde gün hastanesi modeli

Halk arasında takıntı diye bilinen obsesif kompulsif bozukluk (OKB), bulanık görmeden nefes darlığına, uykusuzluktan çarpıntıya kadar birçok soruna neden oluyor. Takıntıları nedeniyle işinde performansı düşen, eşiyle arası açılanlar bile var. Son araştırmalarsa OKB’nin başlama yaşının 2 yaşına kadar düştüğünü gösteriyor. Ağır vakalarda ise “gün hastanesi modeli” tedavide olumlu sonuçlar veriyor.
Temiz olduğunu bilerek ellerini gün içinde onlarca kez yıkayanlar, uğurlu bulduğu sayıya ulaşana dek gerek olmadığı halde bir metni defalarca okuyanlar, sözcük saymaktan iş yapamayanlar... OKB, kişinin mantıksız olduğunu bilmesine karşın uzaklaşamadığı düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşüncelerin yarattığı sıkıntılardan kurtulmak için tüm gayretlerine karşın engelleyemediği davranışlarla (kompulsyonlar) kendini gösteriyor.

Olumlu sonuç alındı
İstanbul Tıp Fakültesi Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, özellikle çocukluk çağında aşırı kuralcı ve disiplinli eğitim veren toplumlarda OKB’nin daha sık görüldüğü üzerinde durulduğunu söyledi.
İşyerinde rekabetin de hastalığı tetiklediğini belirten Prof. Özkan, ağır OKB hastalarının “gün hastanesi modeli” kapsamında tedavi edildiğini vurgulayarak, “Bu uygulamada, klinikte uzman denetiminde yüzleştirme, duyarsızlaştırma yöntemleri ile korkuları ve takıntıları tedavi edilmektedir. Hastayı hastanede yatırmadan uygulanan bu yöntem, ağır olgularda olumlu sonuçlar vermekte” dedi.

Haberin Devamı

‘Canavara karşı savaş’
Psikolog Emel Stroup da kognitif terapide terapistin altta yatan sorunları keşfedip çözmediğini, davranışların ve düşüncelerinin altında yatanları hastanın keşfetmesini sağladığını belirtiyor. Stroup, “Terapistin rolü, bu süreç içinde hastayı eğitip yol göstermektir. Hasta terapistinin rehberliğinde kendisinin terapisti oluyor. Hastaların engelleyemediği düşünce ve davranışları bir düşmana, canavara benzetmelerini sağlayıp sonra bu düşmana karşı savaş açıyoruz. Korkularıyla yüzleşiyorlar“ dedi.

Yazarlar